Bu sınır kimin?

İnsanlara kişisel sınırlara dair farkındalığın son zamanlarda bolca hatırlatıldığını görüyorum. Değinilmesi gereken değerli bir konu bu. Fakat bazen o denli ukalalıklar öğretiliyor ki şaşırıyorum.

Sınırını koruduğunu sanan kişi karşısındakinin sınırına yayılıyor ve gururla sınır ihlal ediyor. Meselelerin ya mağduru ya suçlusu olmamız gerekmiyor. Öyle sonsuz bir hak talebinde ki çevremizdeki kimi insanlar; onların "süper özgürlük"leri bizim hassasiyetlerimizi zedeliyor. Bunların daha açık anlatılabileceği bir yol arıyorum. Örnek vermek istiyorum fakat fark ediyorum ki zaten hepimizin çevresindeler... İnsanlar benliğimiz üzerinde hak talep ettiklerinde kendini korumuyorlar, bizi istismar ediyorlar. Veya birinin bizi rahatsız eden fikrini söylemesine izin vermediğimizde sınırımızı korumuş değil o kişinin sınırını ihlal etmiş oluyoruz. Tam da burada çok saydığım ve sevdiğim bir hocamın sözünü yad ediyorum; "Dünyadaki tüm sorunlar haddini bilmemekten kaynaklanır."

Beni sevmek zorunda değilsin ama bana zarar veremezsin, bana karşı kıskançlık duyabilirsin ama saldıramazsın, benim öfkemin sınırını zorlayabilirsin ama bundan sonra yeniden yakınımda olmayı talep edemezsin. İnsanların ne yaptığından çok ne niyetle yaptığına bakıyoruz ve bu elimizde değil. Bana sevecen ve şakacı bir vuruşun acıtsa da acıtmaz, bana art niyetli bir bakışın belki seninle tüm bağımı koparabilir.

Toleransın kıymetine inanıyorum, fakat bazen esnek olduğumuzda bir darbe daha, bir darbe daha yiyoruz. Bu yüzden sınırları geniş çizmek ama onu aşan olursa da el sallamadan yürümek gerek. Çünkü biz ne kadar verici, ne kadar duyarlı olsak da yaranamayacağımız insanlar var. Onların siyah gözlükleri verdiğimiz çiçekleri diken görüyor. Bu insanların uzaktan hayatınızı seyretmelerine izin verin fakat bundan fazlası için meşgalelerinizi öne sürün. Direkt olarak "seninle görüşmek istemiyorum" dememizi dahî, kendisinden zarar görmeyeceğimize emin olduğumuz insanlar hak eder.

Ben kimim, sınırlarım ne? Karşımdakinden ne alabilirim, ne verebilirim? Hak ettiğim nedir? Karşımdakinin bendeki kredisi ne kadar? Bu krediyi tükettiğinde nasıl bir tavır alacağım? Ben bir hadsizlik yaparsam bunu nasıl telafi edeceğim?

Bunlar üzerine düşünmek bizi kişisel sınırlarımızın farkında olduğumuza dair güvende hissettirecektir.

Huzurlu, verimli, farkındalıklı günler dilerim...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri