AB’ye giriyoruz.
Araplardan milyar dolar yatırım geliyor.
Rusya, Türkiye’yi doğal gazın merkezi yapacak.
Kuyularımızdan petrol fışkırıyor.
Gaz bulduk, yağ bulduk, tuz bulduk.
Nasıl olsa hep bi hikayeleri ve bu hikayelerine inanan insanlar vardı bu ülkede. Dün “Şimdi uyuyun, 6 ay sonra uyanın. Çok farklı noktalara gideceğiz” diyerek toplumu kandıranlar bugün o aynı sorgulamayan toplumu gaz bulduk diyerek kandırmaktan geri kalmadı. Sonuç; Rusya’ya olan milyar dolarlık gaz borcumuzun ötelenmesi ve kışın gaz kesintisi yaşamamak için Putin’in ayağına kadar gittiğimiz gerçeği.
Bildiğin denize düşen yılana sarılır misaliydi halimiz. Kredi bulamıyor, yabancı yatırımcı çekemiyor, çaldığımız her kapıdan elimiz boş dönüyorduk. Kısacası çaresizdik ve dün “istediğimiz hesapları kapatmazsan Twitter’ı kapatırız” diyerek tehdit edilen Elon Musk’dan bile Tesla'nın yedinci fabrikasını Türkiye’de kurması için medet umar hale gelmiştik.
Herhalde adam etrafına bakıp içinden bana mı dediler acaba diye düşünmüştür. Çünkü konu insan haklarından tutun, hak, hukuk, adaletin mumla arandığı, anayasanın tanınmadığı, eğitimi bitirilen, iğneden ipliğe dışa bağımlı hale gelen, ekonomisini ayakta tutabilmek için fabrikaları, sahilleri, tersaneleri satılan, para karşılığı mülteci çöplüğü haline getirilen Türkiye idi.
Dedim ya toplumun bazı kesimi için gerçeğin bir önemi yoktur. Olmadığı içinde aynen 2023 genel seçimlerinde olduğu gibi önümüzdeki yerel seçimleri de birileri kazanarak kendi organize ettiği YSK ile referanduma gidip hem Anayasa hem de rejim değişikliği ile final yapması artık hiç de zor değildi.
Umarım gelecekte “ağaç nerde balta kesti balta nerde suya düştü su nerde inek içti” misali Türkiye nerede sorusunu sormak için geç kalmayız.