Adına ne derseniz deyin... İster Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın dediği gibi ‘birinci dalgada pik’, ister Alman hükümetinin danışmanı virolog Prof. Dr. Christian Drosten gibi ‘ikinci dalga’... İsterseniz de İngiltere’de hükümete bilimsel konularda danışmanlık yapan Patrick Vallence’nin, ‘Pandemi İngiltere’de kontrol altında değil’ dediğini düşünün... Gerçek durum ortada... SARS-Cov-2 adı verilen virüsün yol açtığı Kovit-19 salgın Avrupa’da neredeyse kontroldan çıkmak üzere...
* * * *
Kovit 19 salgınının ilk ortaya çıktığı dönemlerde ‘Shutdown’ denilen ‘kapanma’ ile duruma hakim olundu. Yayılma hızı yavaşladı. Bazen altı haftayı bulan kapanmalarda insanlardan evde kalmaları istendi... Dünyanın dört bir yanında insanlar ne sokağa çıkabildi ne de işlerine gidebildi. Ama ekonomiler de durma noktası geldi. Milyonlarca insan işsiz kaldı. Ülkelerin ekonomilerinde yüzde 30’lara varan daralmalar yaşandı... Ekonomilerin eski rayına girmesinin yıllar alacağı tahmin ediliyor.
* * * *
Çok pahalıya mal olan önlemlerle salgın kontrol altına alınabildi ama şimdi tekrar kontrolden çıkma eğiliminde... Almanya’da yaşıyorum... Burada vaka sayısı 290 bini, ölen sayısı 9 bin 500’ü aştı... Fransa’da günlük vaka sayısı 13 bini, ölen sayısı 32 bin sınırında... Vaka sayısı ise 665 bin civarında.... İngiltere’de günlük vaka 7 bini aşmış durumda... Her ülkeyi tek tek saymaya gerek yok... Diğer Avrupa ülkeleri de keza benzer durumda... Almanya Başbakanı Angela Merkel, ‘Tekrar kötüleşmeye başlayan durumu ciddiye almalıyız. Enfeksiyon sayıları artıyor. Şu anda son birkaç ayda başardığımız her şeyi riske atıyoruz. Eğer artışın önüne geçilmezse, matematiksel bir modelleme ile noelde günlük vaka sayısı 19 bin 200 olacak’ diyor... Tehlikeyi uyarıyor...
* * * *
‘Salgının yayılması tekrar nasıl durdurulacak’ sorusu tartışılıyor Avrupa’da... Sert önlemler ufak ufak başladı bile... Başbakan Merkel, ‘Herkese sesleniyorum, yakın gelecekte uygulanmaya devam etmesi gereken kurallara bağlı kalın’ diyor... Yani maskeyi, sosyal mesafeyi sürekli hatırlatıyor... ‘Herkes yeniden yakınlığı, teması ve beraberliği özledi. Bunu ben de hissediyorum, ama zor bir dönemden geçiyoruz’ diyor...
* * * *
Avrupa’ya nazaran yayılım hızının sanki daha bir yavaş olan Türkiye’deki durumu zaten hergün takip ediyorsunuzdur sanırım... Sağlık bakanı her akşam detaylı bir tablo açıklıyor... Tekrara gerek yok... Yaşadığım Almanya’dan, Avrupa’dan bahsediyorum... Dünyadaki genel gidişatı sadece ülke içinde kalarak görmek mümkün değil... Bu ancak büyük fotoğrafa bakmakla olur...
* * * *
Salgının yayılmasına karşı ‘İlk dalgadaki gibi tekrar topyekün kapanma bir önlem olabilir mi’ sorusu da gündemde... Yeniden topyekün kapanma, yeniden milyonlarca işsiz demek... Yeniden destek paketleri demek... Ekonomik, sosyolojik, psikolojik son derece pahalıya mal olan topyekün kapanmayı kimse düşünmek bile istemiyor sanırım. Bu soruya kesinlikle ‘Evet’ veya ‘Hayır’ diyen siyasetçi de duymadım. Şimdilik halkı ikna gücüyle kurallara uymaya çağırıyorlar... Ülkelerin yöneticilerinin işi zor... Kimse şimdi onların yerinde olmak istemez sanırım...