Siyaset bilimi, belli bir toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyetidir. Siyaset ise her şeyden önce bir yönetme sanatıdır.
Bu doğru bir terimse eğer bundan sakınmanın veya uzaklaşmanın asla mümkün olunamayacağınıda kesin bir dille anlamamız gerekiyor..
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi'nin "Ermeni soykırımı" iddialarını resmen tanıyan bir karar tasarısını kabul etmesi, 1915 olaylarının ‘tehcir’ mi, ‘soykırım’ mı tartışmalarını bir kez daha gündeme taşıdı.
Olayların başlangıç tarihi kabul edilen 24 Nisan’da, Ermeni diasporası dünyanın farklı yerlerinde ‘soykırımı anma’ gösteri ve etkinlikleri düzenlerken, Türkiye ise dönemin koşullarında Osmanlı’nın aldığı zorla göç ettirme (tehcir) kararının soykırım olmadığını savunuyor.
Tarihi bir olayı tarihçilerin dışında siyasetçilerin tartışıyor olması her ne kadar yanlış ve yanlı bir kararsa da Ülkelerin parlemantolarında, buna kendi siyasi çıkarlarını düşünerek masa başlarında algıyla tarihi yazmaya çalışıyor olmaları bir o kadar yanlış ve utanç vericidir.
Amerika, Barış pınarı Harekatına misilleme olarak 1915 yılında yaşanan olayları soykırım olarak niteleyen son ülke oldu.
Her şeyden önce anadolu’da yaşanan bu talihsiz olaylara parlemantolarında “SOYKIRIM”diyen ve bana göre dünyanın en şerefsiz ve kanlı katili olan Amerikan’nın aynaya ve dolayısı ile kendi tarihine bakmadığını varsayarak bir göz atmak istedim..
250 yıllık tarihi yüzkarası olaylarla dolu olan ABD’nin zulüm ve soykırımları saymakla bitmez. Birleşik Devletler, bağımsızlığını ilan etmeyi başardıktan sonra, topraklarını genişletmek amacıyla 1830 yılında çıkarılan “Kızılderili Tehcir Yasası” ile bölgede yaşayan tüm yerlileri kendi topraklarından çıkardılar.
ABD’nin resmi makamları Kızılderili kellesi başına 5 dolar ödemişti. ABD’liler, “Bu vahşi hayvanların yani Kızılderililerin tamamen imha edilmesi gerekiyor”, En iyi yerli ölü yerlidir politikasıyla kıtayı binlerce yıldır üzerinde yaşayan yerli halkın elinden zorla almıştı. Bu kapsamda ilk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulandı. Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım olarak dağıtılan battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırılarak çok sayıda yerlinin öldürülmesi sağlandı. Kızılderili soykırımıyla bugünkü Amerika’nın da temelleri atıldı. Dünyada en büyük soykırım suçlusu Amerika Birleşik Devletleri’dir. Tam yetmiş milyon Kızılderiliyi kendi vatanlarında katlettiler.
1898 yılında Meksika’yı işgal etti, aynı yıl Küba’ya girdi.
1921 yılında Nikaragua’yi işgal etti, Sandino ve 300 kişiyi katletti.
1945 Hiroşima ve nagasakiye atom bombası attı.
1945 Dresten katliamı, Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı.
1950-1953 Kore savaşı, Amerikan savaş uçakları tarafından üç yıl boyunca havadan bombaladı
1950 Guatemela işgali, Bu darbe sırasında 200 bin sivil Guatemalalı öldürüldü.
1953 İran darbesi, İran Başbakanı Musaddık’ı darbeyle devirdi. Yerine Şah Rıza Pehlevi’yi getirdi.
1955 Endonezya, Laos, Kamboçya’da çok sayıda CIA operasyonu düzenlendi.
1950-59 Küba katliamı, Küba’da 60.000 kişi ABD destekli Batista birliklerince katledildi.
1960 Kongo katliamı, yüz binlerce kişiyi öldüren gaddar Kongo diktatörü Joseph Mobuto’yu destekledi.
1961-1962 Küba darbesi, Fidel Castro’yu devirmek için “Domuzlar Körfezi” Operasyonunda 294 kişi öldü
1965-1966 Endonezya katliamı, 500 bin ila 1 milyon arası Endonezyalı’nın ölümüne neden oldu.
1970-75 Kamboçya ve Laos katliamı, Kamboçya ve Laos’ta 1 milyon kişiyi katletti.
1962-1975 Vietnam savaşı, Vietnam Savaşı boyunca 3 milyon Vietnamlı sivil hayatını kaybetti.
1973 Şili darbesi, 80 bin insan hapse atıldı, 30 bin insan işkence gördü, 5 bin Şili’li sivil hayatını kaybetti.
1974-1983 Arjantin katliamı, 1974-1983 yılları arasında ülkede 30 bin insanı öldürdü.
1977 El salvador darbesi, ABD, El Salvador’daki askeri yönetime destek verdi. 70 bin Salvadorlu öldürüldü.
1980 Afganistan desteği, savaşmaları için Usame bin Ladin ve örgütünü eğitti. 3 milyar dolar yardım etti.
1980-1988 İran– Irak savaşı, Amerikan desteklediği Irak ve İran savaşında 700 bin insan ölmüştür.
1981-1990 Nikaragua iç savaşı, ABD’nin başlattığı bir iç savaş ile 50 bin sivil hayatını kaybetti.
1983 Lübnan katliamı, 1983 yılının Eylül ayında Lübnan’da 14.000 deniz piyadesi binlerce kişiyi katletti.
1983 Grenada’nın işgali, Ronald Reagan’ın görevde olduğu dönem boyunca 300 binden fazla insanı öldürdü.
1989 Panama’nın işgali, Panama Başkanı Noriega tutuklandı., 3 bin Panamalı sivil öldürüldü.
1991 Irak’ın işgali, 1991’den 1998’e kadar 1 milyonun üzerinden Iraklı hayatını kaybetti.
1992-1995 Bosna Hersek katliamı, 250.000’in üzerinde Müslüman Boşnak, ABD destekli Sırplar tarafından BM ve tüm dünyanın gözleri önünde öldürüldü.
1998 Sudan saldırısı, 1998 yılında ABD, Sudan’da bir silah fabrikasını bombaladığını açıkladı. Ancak sonra fabrikanın sadece aspirin ürettiği ortaya çıktı.
2001 AFGANİSTAN İŞGALİ, El Kaide’nin 11 Eylül saldırısına karşılık olarak Amerika, bu işgal sırasında Afganistan’da 150 bin sivilin ölmesine neden oldu.
2001-2015 ABD insansız hava aracı savaşları, Afganistan, Pakistan, Somali ve Yemen’de ABD tarafından SİHA saldırısı düzenlendi ve 1,427 sivil dahil en az 10 bin kişi öldürüldü.
2003 Irak işgali, Bir milyondan fazla Iraklının katledildiği ve 4.7 milyon Iraklı evini terk etmek zorunda kaldığı bu ikinci Körfez Savaşı’na ABD “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” adını verdi.
2003 Darfur darbesi, ABD ve müttefikleri ile bu bölgede katliamlar başlatıldı. Uluslararası kuruluşlara göre Sudanın Darfur bölgesinde bugüne kadar 200-300 bin insan hayatını kaybetti.
2010- 2018 Arap baharı, ABD ve Batının özgürlük vaatleri nedense hep zulüm, kan ve ölüm getirmiştir. Arap Baharı’nın bilançosunu tam olarak vermek mümkün değil ama tüm bölge kaos ve kargaşaya teslim olmuş durumdadır. Bu olaylarda yüzbinlerce insan hayatını kaybetti.
2011-2013 Mısırda arap baharı ve askeri darbe, ABD, İsrail, batılı ve arap müttefiklerinin desteklediği darbe sırasında binlerce kişi öldü. Demokratik seçimlerle başa gelen ilk Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi tutuklandı.
2011-2018 Suriye arap baharı, Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Birçok Suriyeli kendi ülkesinden kaçarak, başka ülkelere sığındı. 4 milyon kadar Suriyeli Türkiye’de. ABD, Suriye ve Irak için kiralık askerler ve silahlandırdığı çeteleri kullanarak Orta Doğu politikasını yönetiyor.
2012 Mali darbesi, 2012 yılında ABD eğitimi almış bir ordu kaptanı olan Amadou Haya Sanogo tarafından gerçekleştirildi.
ABD desteğinde israil’in filistin zulmü, ABD’nin yardım sağladığı ve silahlandırdığı İsrail hükümeti, yüz binlerce Filistinliyi öldürdü. İsrail ABD askeri yardımının önde gelen alıcılarından biri olup, demir yumrukla Filistinlilerin üzerine korkunç bir ırk ayrımı ve yerleşim rejimi dayatmaya devam ediyor.
Yeni savaşların yaşanacağı Afrika, Libya’dan başlayarak Çad, Nijerya ve Kongo’ya uzanan enerji havzalarının ABD’nin 2015 yılındaki enerji ihtiyacının dörtte birini temin edeceğini gösteriyor. ABD’nin yakın zamanda Afrika iç çatışmalarının odağında tıpkı Orta Doğu’da olduğu gibi bölgeyi ele geçirme planları var.
Türkiye’ye ihanet, Türkiye’nin gelişmesini istemeyen ABD ve Müttefikleri 1960, 1980 darbeleri, 28 Şubat 1997 post modern darbesi, teknolojik engeller, ambargolar ve PKK terörünün desteklenmesi gibi faaliyetlerle her zaman Türkiye’ye zarar vermişlerdir.
Şu ana kadar yaptığı tüm işgal ve soykırımlarından da anlaşıldığı gibi, ABD, dış politikasını kendi çıkarları ile odaklı tamamen yalana dayalı “İnsan Hakları, Özgürlük ve Adalet “sloganlarıyla kan, gözyaşı, acı ve soykırımlar yaparak gerçekleştirmiştir.
Menfaatleri için Kızılderileri yok etmeyi, Afrikalıları köle olarak kullanmayı, atom bombası ve kimyasal silahlar kullanarak katliamlar yapmayı, ülkelerdeki etnik gruplardan faydalanarak onları birbirine düşürmeyi, kardeş kavgalarını, ülkeleri bölmeyi tüm bunları yaparken de dünyaya şirin görünerek Birleşmiş Milletler ve NATO, İnsan hakları örgütleri, IMF ve Dünya Merkez bankası çatısı altında tüm bu teşkilatları yöneterek çok iyi kullanmıştır.
Bir de aynı doğrultuda müttefik dediği İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeleri de yanına alarak tüm dünyaya meydan okumakta resmen eşkiyalık yapmaktadır. Kendisine karşı gelen, kafa tutan ülkeleri de yine müttefikleri ile beraber gerek ekonomik krizlerle ve gerekse çeteleri ile dize getiren ABD bir gün mutlaka bu yaptıklarının cezasını çekeceğine kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Şimdi Türkler 1915’te İşgal altındayken Soykırım yapmış ve Amerika insanlığın özgürlüklerin, medeniyetlerin ülkesi öyle mi?....
Son sözümü merak ediyorsanız söyleyeyim; Katilsin, Katillerin ülkesi’sin Amerika, İnsanlığın en büyük düşmanısın Amerika, Kalleşsin Amerika, Döktüğün masum ve mazlumların kanında boğulacaksın Amerika…..
VESSELAM