Hacı Bektaş Veli Sosyal Tesisi açıldı

On iki otobüs dolusu insanın, 700 kilometrelik yolu on iki saat boyunca kat ettiğini bir gün sonra öğrendiğimde, birlikte gittiğimiz kafileyi Esenyurt Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe karşıladı. Kısa süreli uçak yolculuğumuzun ardından neye tanık olacağımı aslında bilmiyordum. Bana söylenen tek şey, Alevi kesimi ilgilendiren bir sosyal tesis açılışının yapılacağıydı. Sonrasında gördüklerim ve analiz ettiklerim ise Türkiye’nin inanç kültürünün bir özeti şeklinde ortaya çıkacaktı.

Sünni yerel yöneticilerin Alevi açılımı adı altında ortaya koyduğu eserler, kimilerine göre seçmen avcılığından ibaret, kimilerine göreyse uzlaşma-buluşma-birleşme üçgenin altyapısıydı. Geziden dönüp gözlemlerimi klavyeye dökmeden önce yaptığım ilk iş ise dönemin Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ile irtibata geçmek oldu. Zira açılış konuşmasında eski belediye başkanına  övgü dolu sözler sarf eden Ali Murat Alatepe, cem evi projesini imar planlarına ta 2005 yılında işleyen Kadıoğlu’nun ferasetinden, öngörüsünden ve cesaretinden bahsederken, projenin mimarı olması hasebiyle de şükranlarını sunacaktı.  Çünkü adı Ali, kendisi Alevi olmayan bir yerel yöneticiyi Alevi kesimin kutsal mekanı olarak bilinen topraklarda yürek yüreğe buluşturacak o muhteşem tablo, Kadıoğlu’nun fırçasından çıkmıştı.

İNSANLAR TARLADA YATIYORDU
Necmi Kadıoğlu’na, cevabını merak ettiğim soruyu, biraz da kaşıyarak, “Esenyurt’taki Alevi seçmenin gönlünü hoş etmek için mi projeye start verdiniz” diye sordum, “Yok kardeşim” diyerek başladığı anlatımına şöyle devam etti:
“O zaman kimsenin aklında böyle bir tesisin ne talebi vardı, ne de düşüncesi. Hacıbektaş’a giden insanların, tarlada, yerde, çadırlarda perişan vaziyette yattığını gördüm. Duşu yok, tuvaleti yok, konaklama, yemek yiyecek yerleri yok. Bunlar insan ve niyetleri de sadece ibadetlerini yerine getirmek. Manzara hiç güzel değildi. İlk işimiz orada 23 dönümlük bir alanı satın almak oldu. Bize maliyeti 700-800 bin lira civarındaydı. Geriye, belediyenin tapulu alanında geniş kapsamlı bir proje çalışması yapmak kaldı, onu da gerçekleştirdik. İşte bizim dönemimizde başlayan bu proje, mevcut belediye başkanıyla devam ediyor. Seçmenin gönlünü hoş etmek ve oy meselesine gelince, o insanların hiçbirisi bana oy vermedi. Ben ne yaptıysam insanlık için yaptım. Oy için değil…”

HACI BEKTAŞ’SIZ HACIBEKTAŞ
Esenyurt Belediyesi’nin Alevi kesimin kullanımına bir kısmını sunduğu sair etapların da önümüzdeki süreçte tamamlanacağı tesisin açılış konuşmasında verilen mesajlar, her ne kadar barış, birlik ve kardeşlik üzerinde yoğunlaşsa da satır aralarındaki imalı sözler, işlerin hiç de yolunda gitmediğini gösteriyordu. Sözdeki Hacı Bektaş öğretileri, yerini, özde menfaat ilişkileri ve çıkar çatışmasına bırakmış bir havaya dönüşmesine neden oluyordu. Bir cem evi başkanı, konuşmasında, isim vermeden Hacı Bektaş’ın CHP’li Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu’nu topa tutuyor, ilçenin, pislikten geçilmediğini, ulaşım ve konaklama sorunlarından dolayı Aleviler’in bu duruma çok üzüldüğünü, merkezi hükümet ve devlet eli uzatılmadığı sürece yaranın kanamaya devam edeceğini söylüyordu. Mesaj, öylesine adrese teslim ve ağırdı ki, akabinde kürsüye çıkan CHP’li Belediye Başkanı, eleştirileri yönelten kişi, siyasi rakibiymişcesine bir tık üst perdeden yanıtlar verecekti.

ORTAMI YUMUŞATMAK ALATEPE’YE DÜŞTÜ
Konuşmasını, Hacıbektaş öğretisi ağırlığında yapan CHP’li Başkan Selmanpakoğlu, ilçede 10 milyon TL.’lik yatırım kararı alan ve ilk dilimini tamamlayan Esenyurt Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe’ye dostluğun ve barışın simgesi olan bir güvercin plaketi takdim ettikten sonra, Alatepe’nin vereceği mesajların da bilindik klasik sözler içericeği yönünde yoğun bir kanaatim vardı. Öteden beri hassas konuların başında gelen Alevilik’le ilgili sinir uçlarına dokunulan söylemleri yerle bir edecek o ezber bozan konuşma, belki de bu ülkenin özlediği, beklediği bir Alevilik manifestosu gibiydi.

Başkan Alatepe, Hacı Bektaş Veli’den bahsederken “Hünkar” ifadesini kullanıyordu. Ona olan saygısını ise ilçe gezintisindeki bir sohbetinde dile getirecek, halkın genel şikayetini yanıtlarken, “Hünkar’ın olduğu ilçe bunları hak etmiyor” diyecekti. 
Amaçlarının, Esenyurt’ta yaşayan Alevi kesimin, Hacıbektaş ziyareti ve ibadeti döneminde zorluklarla karşılaşmaması olduğuna değinen Başkan Alatepe, konuşmasının satır aralarında, “Ayrı gayrı olmasın, ben değil, biz olalım” diyecek, babasıyla arasında geçen duygusal yoğunluğu yüksek bir anekdottan şöyle bahsedecekti:

“Bir gün babama sordum. Biz Alevi değiliz, benim adımın önüne neden Ali koydun? Babam dedi ki, “Din Muhammed üzerinde indi, Ali onun, sağı, solu, önü, ardıdır…”

“BURAYI CEBİMDEN YAPTIRMADIM…”
Esenyurt Belediyesi’nin, kentin 700 kilometre ötesinde ilk kazmayı vurarak başlattığı proje, öyle sıradan bir eser değildi. İlk etabı 2 milyon TL.’yi bulan tesis, ana projenin sadece beş’te bir’iydi. Devasa maliyeti bulan bu proje, bir belediye başkanın elinde, dilinde büyütebilecek ve gövde gösterisine dönüştürülebilecek kıymette olmasına rağmen, AK Partili Belediye Başkanı Alatepe, katılımcıların yüreğini sallayacak sözler kullandığında, sesi ve sessizliği bozan tek şey de alkış sesleri oldu:
“Ben burayı cebimden yaptırmadım. Kimse de bir şey yaparken babasının cebinden yapmıyor. Burası Esenyurt halkının ödediği vergilerle yapıldı. Benim buradaki payım da ödediğim vergi kadardır. Kendi payımı helal ediyorum. Esenyurt’un, Esenyurt’lunun hakkı da size helal olsun…”

“AYRI GAYRI OLMASIN…”
Başkan Alatepe, tesislerin yapılması kadar, kullanımında da sürekliliğin olmasını arzu eder görüşündeydi. Bir kompleks niteliğindeki projede, Aleviler’in, yiyecek, barınma ve kültürel yaşamlarının karşılanması onun için yeterli değildi. Bu kadarı, bir nevi, “Yetmez ama evet” kıvamındaydı. Ötesi, Alatepe için daha da önemli ve anlamlıydı, bunu da açık seçik teklif etti. Tıpkı, Hacıbektaş’ın CHP’li Belediye Başkanı Selmanpakoğlu’na, “Ziyaret döneminde buranın nüfusu kat kat artar. O yüzden de ibadet ve ziyaretin yoğunlaştığı zamanlarda kamyonlarımızı, personellerimizi gönderelim, yardımcı olsunlar” önerisini yaptığı gibi, muhatablarına, “Gelin, bize Hacı Bektaş öğretisini anlatın, Alevi az biliyorsa tam öğrensin, bilmeyen Sünni de bilsin” seçeneğini sundu. Başkan Alatepe, Hacı Bektaş Veli öğretisinin, Esenyurt’taki cem evinde hakim olmasını istiyordu. Öğretiyi kimin yapacağı tartışma konusu olmasın diye de “İster doçent statüsünde birisi, isterse sizin belirleyeceğiniz bir dede bu öğretiyi bize anlatsın” diye de ekleyecekti.

“BİZİM İÇİN ELEKTRİKLİ TELLER DİKERLER”
İnancın, çatışmaya dönüşmesi, farklılıktan zenginlikten ötede, ayrımcılığa dönüşmesini tehlikeli buluyor, üstüne bastıra bastıra” Ayrımız, gayrımız olmasın. Bir olalım, iri olalım, diri olalım” öğretisinde uzlaşılması gerektiğini vurguluyordu. Örnek verdiği ülkeler, iç savaşın çıktığı, bu yüzden de ülkelerini terk eden vatandaşların ülkeleri olacak, söyleminde ise “Her zaman söylüyorum. Dünyanın en şanslı milleti Suriyeliler… Çünkü bizim gibi komşuları var. Geldiler, bize sığındılar. Aynı şey bizim başımıza gelse inanın gidecek hiçbir yerimiz yok. Biz başka ülkelere gitmeyelim diye sınırlarına elektrikli teller dikerler. O yüzden birlikte ve beraberce yaşayalım, kardeş olalım” diyecekti.

GÖNÜL KÖPRÜSÜNÜN MALİYETİ 10 MİLYON TL
Esenyurt-Hacıbektaş arasında kurulan gönül köprüsü, maliyeti 10 milyon TL.’yi bulan bir maddi yardımlaşmadan ziyade, ülkedeki farklı kültür ve inançları yaşayan zenginliğin, aynı potada kaynaşmasına çanak tutuyor. Bir yanda ibadetlerini yapmakta güçlük çeken kesimin feryadı, diğer yandaysa, o feryada kulak kabartan bir duyarlılığın ilk adımlarının görünür şekilde atıldığını örneklemesi gibi yani…Gelinen aşamada Başkan Alatepe’nin, ısrarla dillendirdiği “Sen varsan ben varım, ben varsam sen varsın. Sen nereye ben oraya, ben nereye sen oraya” dileğini, mümkünse çerçeveletip gönüllere nakşetmek de sorunu önemli ölçüde çözmeye yarayan bir metot gibi gözüküyor.

“YOLUMUZ ALLAH’IN YOLU...”
Esenyurt insanların en önemli özelliğinin iyi insanlar olmasından kaynaklandığını ifade eden Alatepe, “Esenyurtlular, vatanını milletini seven insanlardır. Arada bir  iyi olmayan yok mu, var. Onlar da bize bakarak bizim gibi olacak. Bizim yolumuz, Pir’in yolu, Ali’nin yolu, Muhammed’in yolu, Allah’ın yolu. Allah yolumuzu yol eylesin” temennisiyle kardeşlik ve birlik mesajı veren bir konuşma yaptı.

“KiMSENiN GIKI CIKMADI…”
Hacı Bektaş Veli, her ne kadar Alevi kesimin sahip çıktığı önemli bir zat olsa da Sünni kesimin nazarında da benzer bir saygıyı görüyordu. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bayram gibi isimlerin yanı sıra Hacı Bektaş Veli öğretileri de özümsenmişti. Başkan Alatepe, Hacı Bektaş Veli’nin, ortak değerler arasında yer aldığını, “Buranın yapımı belediye meclisi gündemine geldiğinde ben o zamanlar meclis üyesiydim. Bütün arkadaşların ortak düşüncesiyle karar alındı. Hiç kimsenin de gıkı çıkmadı” detayıyla vurgulayacaktı. CENGİZ ALÇAYIR

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberler Haberleri