Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Sevgi ve sevginin çeşitleri

Benim için çok büyük önemi olan Sevgi konusunu yaşadığım toplumlarda sık sık dile getiririm. Etiler Lions'tan eski dostlarla konuyu konuştuk. Çok güzel bir konu tekrar dile getirelim. Yıllar önce Çevre Koruma Derneği toplantısına konuk konuşmacı olarak TEMA' dan Abdurrahman Aydın arkadaşımı konuk konuşmacı olarak çağırmıştım. Sunumun adı Sevgi Üzerine idi. Hepimiz keyifle dinledik. Birbirimize duyduğumuz sevginin çeşidini tartışır olduk. Geçtiğimiz yıl bana makalelerini gönderen yazar Nurullah Aydın bu konuyu göndermiş. Ben Hayatımı 3 kelime üzerine kurdum. SEVGİ-İLGİ-BİLGİ bu kelimeler çok sevdiğim kelimeler. Dünyada sevmek ve sevilmek istemeyen kişi yok gibidir. Sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz? Bakın Sevgi üç türlüdür.

Birinci tür sevgi; "EĞER" türü sevgi! Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı veririz. Örnek; Eğer uslu olursan, eğer derslerini çalışırsan, iyi olursan baban, annen seni sever. En çok rastlanan sevgi türü budur. Yani; bir şarta bağlı sevgi. Karşılık bekleyen sevgi. Sevenin, istediği bir şeyin sağlanması karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi türüdür bu. Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır.

İkinci tür sevgi: "ÇÜNKÜ" türü sevgi. "Bu tür sevgide kişi, bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır". Örnek: Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki. Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerler götürüyorsun ki. "Çünkü" türü sevgi, "Eğer" türü sevgiye tercih edilebilir. "Eğer" türü sevgi, bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz, hoş bir şeydir, egomuzu okşar. Bu tür, olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama derin düşünürseniz, bu türün, "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki, bu tür sevgi de, yükler getirir insana. İnsanlar, hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekileri sevmeye başlayacağından korkarlar.

Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer. O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi? Çünkü türü sevgi de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz. Tüm insanların iki yanı vardır. Biri dışa gösterdikleri. Öteki yalnız kendilerinin bildiği; insanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse, korkusu buradan doğar. Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı... Aynı kentte oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını. Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız bir kaç ay sonra kahrından ölmüş... Toplumdaki sevgilerin çoğu "Çünkü" türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür. Peki, o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en gerçeği!

Üçüncü türü: "RAĞMEN" diye adlandırılan türdür. Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için "Eğer" türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgi de değil. Bu üçüncü tür sevgide, insan "Bir şey olduğu için" değil, "Bir şey olmasına rağmen" sevilir. Güzelliğe bakar mısınız? Rağmen sevgi... Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara "rağmen" sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile.

Burada insanın, iyi, çekici, zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine "rağmen" olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur. Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı ya da ünden daha önemlidir. Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz? Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün. Dünya birdenbire başınızın üstüne çökmez miydi? Bu gün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni "rağmen" türü sevgiyi şu anda yaşıyor olmanız ya da bir gün bu sevgiyi bulacağınıza olan inancınızdır. Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Dünyadaki en büyük kıtlık, "Rağmen" türü sevginin yeterince olmayışıdır!..BAKINIZ Masumi Toyotome'nin "Three Kinds Of Love" adlı eseri.) Sevmekten yoksun kişiliğe sahip insandan her türlü kötülük beklenebilir. Birbirimizi "Herşeye rağmen sevmek ve sevilmek" dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi