Şimdi “Türküm” demek yasak öyle mi?

Ne hikmettir nasıl bir mantık ve hak, hukuk dağıtımıdır bilemiyorum ama, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK), Türküm, doğruyum, Çalışkanım diye devam eden andımızı yasakladı.

Hepimizin bildiği gibi andımız 1933 yılında dönemin Milli Eğitim bakanı Reşit Galip tarafından yazılmış ve o günden 2013 yılına kadar İlkokullarımızda sabahları öğrenciler tarafından okunmuştu.

1933 yılında yazılan ardımızdaki “Budunumuzu” kelimesi 1972 yılında kaldırılarak yerine “Milletimi” kelimesi konulmuş ve sonuna da, “Ey bu günümüzü sağlayan Ulu Atatürk: Açtığın yolda, kurduğun ülküde gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim . Ne mutlu Türküm diyene” eklenmiş.

1997 yılında ise metindeki, “Yasam” kalkmış ve yerine, “İlkem” kelimesi eklenerek , açılım sürecinin başladığı 2012 yılını takiben 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı bir genelge ile andımızın okunması kaldırılmıştı.

Türk Eğitim sendikası o zaman Danıştay 8. Dairesine başvurarak bu yasağın kaldırılmasını talep etmiş ve dava 2018 yılına kadar sürmüş ve Danıştay 8. Dairesi andımızı yasaklayan kararı 19 Ekim 2018 günü kaldırmıştır.

Buna karşılık Milli Eğitim bakanlığının aklı evvel bürokratları artık kime yaranmak istiyorlarsa alel acele hemen bu karara itiraz etmişler. Konu Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna gelmiş. Bu kurulu oluşturan eğitimli, kelli, felli sorumluluk sahibi hak, hukuku temsil eden ve hak dağıtan bu kurul, gerekçesi açıklanmadığı için bilmediğimiz hangi gerekçe ile olduğunu bilmediğimiz bir kararla 12 Mart 2021 günü andımızın okunmasını tamamen yasaklanmasını kabul ediyorlar.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “yasaklama kararının gerekçesini bilmiyoruz. Öğrenince önce Danıştay'a kararın düzeltilmesi için başvuracağız. Sonuç alamazsak, Konuyu Anayasa Mahkemesine taşıyacağız ve andımızı mutlaka okunur hale getireceğiz” diyor.

Yine Danıştay ne hikmet ve nasıl bir mantık ve yasal dayanakla olduğu bilinmeyen bir kararla, Devlet Nişanı, Cumhuriyet Nişanı ve Liyakat Nişanı’nda bulunan Atatürk kabartması yine 15 Aralık 2013’te yapılan Yönetmelikte yapılan bir değişiklikle kaldırılmıştı.

 Dönemin Türk Kamu Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk bu değişikliğin iptali için dava açmış ve Atatürk’ün nişanlarda bulunan kabartmasının kalmasını sağlamıştı.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı temyize gidince yine Toplanan Danıştay İdari Davalar Dairesi Kurulu Atatürk'ün kabartmasının nişanlardan kaldırılması kararını verdi. Bunun üzerine konuşan eski İYİ Partili şimdi Bağımsız Milletvekili olan İsmail Koncuk, “Ne yazık ki hak, hukuk beklediğimiz kurumlar, siyasetin istediği doğrultuda karar veriyorlar” demiş.

Andımız kararına tepkiler

“Türküm” demenin yasaklandığı Türkiye'mizde Danıştay'ın verdiği yasak kararına tepkiler çoğalmaya başladı.

Nihat Genç, “Andımızı kaldıran Danıştay’ımız Diyanet nezaretinde tarikat okullarında bir milyon çocuğun ‘Geldim işte kapına, zimmet eyle tapuna, muhtacım bu hapına, tut elimden ya şeyhim’ andı için, bakalım bir karar alabilecek mi?” diye yazmış.

Hemen herkes hükümet ve koalisyon’un küçük ortağı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin andımızın yasaklandığı yıllarda söylediği, “Bu andımızı yasaklatan Tayyip Erdoğan nerede oturursa otursun. O mahallenin çocuklarını toplayıp evinin önünde o andı okutmazsam namerdim” dediğini hatırlatarak , “Hadi bakalım Bahçeli şimdi ne yapacak” deniliyor.

Öte yandan Alparslan Türkeş’in oğlu Kutalmış Türkeş twitter hesabından yaptığı açıklamada Bahçeliye seslenerek, “Devlet Bey, işte beklediğin an! Geç karşılarına: ‘Milletime sözüm var. Andımızı tekrar okutun yada ittifakı bozarım’de! Gör Bakalım okutuyorlar mı okutmuyorlar mı! Yaparsan Türk tarihine şerefle geçersin, yapamazsan MHP’yi esir, kendini de rezil etmiş şekilde tarihe geçersin! Hodri Meydan!” diyor.

Ardından abisine seslenerek, “Sayın Tuğrul Türkeş beni hiçbir zaman MHP’ye üye yapmadılar ama siz MHP de başkan yardımcılığı yaptınız, o dönemde milliyetçiliğe ayak uzatmaya kalkanın ayaklarını kırarız diyordunuz! İşte sana fırsat! Madem Türkeş’in oğlusun Babamıza yakışanı yap kır o bacakları okut andımızı!” diyor.

Erdoğan ne demişti

Çözüm sürecinde Ada mahkumu Öcalan ile yapılan görüşmede, bebek katili, “Ben kürt çocuğu olarak yıllarca her sabah ‘Türküm, doğruyum’ diyerek ant içtim. Bu durum şimdi milyonlarca Kürt vatandaşının zoruna gidiyor” dedikten sonra MEB’ e yayınladığı bir genelge ile metni yasaklattığı günlerde, “Bu metni yazan Reşit Galip Türkçe ezan zulmünün  mimarlarındandır. Hem bal demekle ağız tadlanmadığı gibi, Türküm demekle Türk olunmaz. Doğruyum demekle çalışkan olunmaz. Kim çalışıyor biz. Kim doğru biz. Geri kalmış ülke manzarasını biz değiştirdik.. Okusunlar anlattıklarımın detaylarını daha da göreceklerdir” diyerek çözüm sürecinde Apo’ya verilen söz nedeniylede kaldırılmıştı.

Şu günlerde yeni andımız olarak, hemen her toplantıda topluca tekrarlattığı, “ Tek Millet. Tek Bayrak, tek vatan Tek devlet. Bir olacağız, İyi olacağız. Diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız” diye tekrarlattığı, “ Rabiamız” dediği metin yeni andımız olmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi