Türk siyasal yaşamı çok acayip... Siyasetçilerin dilinden düşmeyen, kasılarak gerilip her şeyi bilen edasıyla "Siyasette 24 saat çok önemli " sözünün modası artık geçti... Çünkü siyasette her an her şey olabiliyor... Dün gelenek diyenler, bugün         gelecek diyorlar, yarın ne diyecekler hep birlikte     göreceğiz ... 
Siyasî, fikri tezatlar artık zaman kavramının         dışına çıktı... Bana göre siyasette 5 dakika çok önemlidir... Hele hele yerel siyasette bunu çok açık görüyoruz. Takım tutar gibi parti tutmak ve duruşlarını ufacık bir menfaate değiştirmek çok acınacak bir durum...Gün geçtikçe omurgalı, duruşu, söylemi ile eylemi aynı olan siyasetçilere hasret kaldık... Geçmişini unutan, geçmişini karalayan, geçmişi ile çelişkiye düşenler halkın gözünde çok gülünç bir durumu düştüklerinin farkına varamadılar... 
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin rengârenk siyasetine bir parti daha eklendi. Merakla beklenen "Gelecek Partisi'ni" Sn. Ahmet Davutoğlu kurdu. Parti programını açıkladı. 
Partinin kurucular kurulu programına damgasını vuran bay bilmiş diplomalı İsmail Günaçar'ın gazetecilere verdiği cevap oldu. Bana göre siyasette en önemli şey haddini bilmektir! Bir ülkenin Cumhurbaşkanına kimsenin hadsiz, seviyesiz bir dille         söylemlerde bulunması hiçbir siyasetçiye yakışmaz, yakışmadı...
Mevlâna konuyu çok güzel özetlemiş; 
"Suskunluğum asaletimdendir, Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de adama bakarım adam mı diye?"
Türkiye’de siyaset iki eksen üzerinde yarışacak. İdeoloji partileri mi, Yoksa konjonktürel partiler mi? İki blok olan Cumhur ittifakı ve Millet ittifakına üçüncü bir blok eklenecek mi?
Unutmayalım ideolojik partiler %1, %2 olsalar bile hiçbir zaman bitmez, ölmezler. Kemik yapılarını ve kitlesini korurlar. Belki iktidar olamazlar ama ölmezler. Fakat konjonktürel partiler dağılabilir, bitebilir, ölebilir... Konjonktürel partilere alternatif halkın tamamına hitap eden partiler çıkarsa oylarda ciddi bir oynamalar, kırılmalar olacaktır... Bunlar süperiz değil, olağandır.
Son cümle...
Ehliyetli ve liyakatli insan konuşur, itiraz eder, karşı çıkar ama ihanet etmez; zor zamanda etrafına sahip çıkar.
Kifayetsiz muhteris ise susar, itaat eder gibi gözükür, onaylar; ama en kritik anda ihanet eder, satar.