Sokağa çık(ma) virüsten korun(ma) yasağı

CORONA virüs belasıyla uğraşmaya başladığımız günden beri hem dünyadaki hem ülkemizdeki gelişmeleri an be an izleyen birisi ve başından beri mikroptan arınmanın ilk şartının izole edilmek olduğunu savunan biriyim. Ama bu yasağın açıklanma ve sonrasında yaşanan gelişmeler nedeniyle ilk izlenimim yarardan çok zarar getireceğidir.Ha şöyle olur mu ? Bu yasak titizlikle belli saat araları sadece insanların yaşamsal gereksinmelerini sağlamaları için verilecek izin ardından izole olmaya devam etmeleri sağlanır mı? Bilemem. Ancak önceki gece yaşanan rezaletleri gören biri olarak sokağa çıkma yasağının aynı sertlikle devamından yana olduğumu belirtmek isterim.

Sokağa çık virüsten korunma!
Yasağın açıklanmasının hemen ardından zicirinden boşalmış gibi insanlar sokaklara döküldü. Açık buldukları fırınlara marketlere bakkalara kısaca her yere saldırıp kelime yerindeyse adeta yağmaladılar. O süreçte 11 Mart gününden beri söylenen her ikaz alınan her önlem maalesef büyük ölçüde boşa gitti. Ne sosyal mesafe kaldı. Ne maske ile dışarı çıkmak kaldı.Bırakın üst üste markete bakkala fırına saldırıp sıralara girmeyi meydan savaşları bile yaşandı. Sizin anlayacağınız hepimiz için yararlı olacak bir yasağın başlamadan etkilerini sıfırladık. Sıfırlamakla kalmadık eğer bilime inanıyorsak bu virüs illetini patlattık. Önümüzdeki günlerde acı sonuçlarını da görmeğe hazır olun derim. Yani aslında uzun bir süredir bilim adamlarının "İzolasyon"adına istedikleri yasak "Sokağa çık virüsten korunma" gibi bir anlamsızlığa dönüştü. Umarım ağır bedeller ödemeyiz. Hepimizin tek isteği var biran önce ülkemizin bu beladan kurtulup girdiği o maddi manevi sıkıntılardan kurtulmasıdır. Bunun için her birey üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmek zorundadır.

İstanbul pilot bölge olmalı
Corona virüs belası genç yaşlı ayırmadan can alıyor. Görüldü ki her ne kadar 60 ve üzeri yaşlarda diğer semptomlara bağlı olarak ölüm sayısı ve riski fazla olsa da gençlere de vurduğu ortaya çıktı. Vaka oranlarına  Yani bu virüs genç yaşlı ayırmıyor. Belki biz aldatan virüsün "Grip" gibi tanıtılması oldu. Hafife aldık hatta aldırmadık bile ne zaman ki peşpeşe vakala ölümler gelmeye başlayınca ne oluyro dedik. Bu kez de "Zaten bizde yokki" umarsızlığına düştük. peşinden de Corona virğüs girdabının içinde kalıverdik. Şimdi buradan çıkmanın yollarını arıyoruz. Bence bu illetten kurtulmanın tek yolu "İzolasyon"  ve korunma. İstanbul'da bu belayı söndürmeden Türkiye'de söndüremeyiz. İstanbul da söndürmek için ise sert önlemlere gerek bulunmaktadır. Pilot bölge olacak İstanbul'da genelde olmasa bile vakaların yoğun yaşandığı ilçelerde bölgelerde sokağa çıkma yasağı ilan edilmelidir. Bu bölgelerde kapı kapı yapılacak taramalarda bir önlem olarak ele alınmalıdır. Her yurttaş belirlenecek kurallara harfiyen uymalıdır. Uymayan da en ağır cezaya çarptırılmalıdır. Anımsayın Avcılar Meydanı emekli parkında masalar kuruyorlar. Sahilde ağaç altında çay demliyorlar. Caddelerde sarmaş dolaş yürüyorlar (Karşı değilim ama şimdi mesafe koruma şart). İhtiyarlar umurdsamza, gençler tatil diye hiç sallamaz. İş yok aş yok herkes kendini eğliyor. Bu tablonun sonu acı ve ölümdür. Son virajdayız herkes ama herkes aklını başına almalı. Hükümetten belediyeden emniyetten valilikten gelene uyarılara harfiyen uymalı uymayanları da ilgili yerlere bildirmelidir.

Tepe noktası ne zaman
Herkesin merak ettiği, COVID-19 bulaşması tepe noktasına ne zaman ulaşır ülkemizde. Yanıtlar muhtelif, ama doğru bir yanıt yok. Testlerin sayısı ne kadar hızlı artarsa, toplumdaki koronalı hastaları da o kadar çabuk yakalayıp toplumdan tecrit edersin, görüşü dünyada en etkili yöntem.Günler sonra bizim bakanlık da test sayısında 20 bini aştı ve 30 bin kulvarına girdi. Fakat bunlar hâlâ devede kulak. Milyonlarca test konuşuluyor.
Ayrıca 20 - 65 yaş arası çalışma zorunluluğu olan ve dışarıya çıkan milyonlarca insanın korunmasında çok ciddi kontrol mekanizmaları şiddetle devreye sokulmazsa, virüsün bulaşmasının önüne geçilemeyeceği de belirtiliyor. Bu aşamada dünyada en etkili karar, sokağa çıkmanın kesin kontrol altına alınması. Bizim toplum kültürü ve insan davranışları bunu dayatıyor. Ayrıca virüs kapmış insanların sayısında çok hızlı artış da, alınan önlemlerle tepe noktasını bulmanın zorluğunu gösteriyor.

Doktorların başarısı
Hastanelerimizde taburcu olan hastalarla, kaybettiğimiz hastalar arasındaki oranın (hasta kurtarma oranı) ise Bakanlığın açıkladığı rakamlar esas alındığında, yüzde 53-58’lerden yüzde 67’ye yükseldiği görülüyor.
Bu, ön cephede savaşan doktorlarımızın, sağlık personelinin başarısı olarak kayda geçmeli! Deneyim kazanıldıkça ve sağlık sistemi hasta yoğunluğu ile tıkanmadıkça, kurtarılan hastaların sayısı artacaktır. Ama virüslü sayısındaki hızlı artış, sistemin hızla tıkanma tehlikesine işaret ediyor.Kaybettiğimiz insan sayısının, toplam vaka sayısıyla ilişkisinin, bir hafta sonra yoğunlaşacağı hesap ediliyor. Yani kayıplarda artışı göze almalıyız ve normal karşılamalıyız.
Yani tüm gelişmeler, Türkiye’nin özellikle başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde ve dışarıda çalışanları kontrolde çok daha sıkı önlemlere başvurmak zorunda olduğunu gösteriyor.
Hastalık yükselişte
Hastalık yükselişte.Önümüzdeki 1 ay sıkı önlem şart, çalışma ve hareket durdurulmalı.Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Dr. Samet Mengüç, Türkiye’deki vaka sayısının Bakanlığın açıkladığı sayıların çok üzerinde olduğunu, uygulanacak iyi karantina ve sıkı izolasyon yöntemlerinin hastalığın yayılmasını hâlâ engelleyebileceğini belirterek “Türkiye’de hastalık yükselme trendinde. Temel ihtiyaçları sağlayan sektörler dışındaki tüm sektörlerde çalışma derhal durdurulmalı” dedi. “Önlemler başından beri yeteri kadar alınmadı” diyen Mengüç, “Yurtdışından Türkiye’ye gelen yaklaşık 372 bin kişiye karantina uygulanmadı. Hastalık komşularımızda görüldüğü dönemlerde halen ‘Türkiye’de yoktur’ denilip sınırlar zamanında kapatılmadı, umreden gelenler için kontrol ve denetleme, karantina yapılmadan büyük bir kısmı memleketlerine gitti. Bugün itibarıyla Türkiye’ye yayılmış. Salgının yayılma aşamasında karantina, izolasyon uygulanmadan ülkeye giriş yapıldı” uyarısı yaptı.

Tek çözüm Yasak
Ülkede uygulanacak iyi karantina ve sıkı izolasyon yöntemlerinin hastalığın yayılmasını engelleyebileceğini kaydadan Mengüç, “Karantina şu açıdan yine etkili olur. Bir anda sağlık kuruluşlarına yığılmayı engeller. O nedenle temel ihtiyaçları sağlayan sektörler dışındaki tüm çalışma alanları derhal durdurulmalı. Şu anda Türkiye’de hastalık halen yükselme trendinde. O nedenle ne kadar çok önlem alınır, karantina uygulanırsa bu hızın düşmesine neden olur. Zaman olarak ne kadar süreceğini bilmiyoruz ama önümüzdeki en azından bir ay, önlemlerin çok sıkı alınması gerektiğini gösteriyor. Bir arada bulunmayı zorunlu kılan özellikle işyerleri mutlaka kapatılmalıdır. Çünkü 20- 60 yaş arasındaki insanlar en fazla hareket eden ve mikrobu taşıma ihtimali yüksek olan kesimdir. Bunların hareketini kısıtlamaya gitmek gerek” açıklamasını yaptı.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, salgının Türkiye’de yükselme döneminde olduğunu belirterek “Uzun süre evde kalmaya hazır olun. Bu süreç biraz uzayabilir. Evde mutlu olmaya çalışın” diye konuştu. ASnlaşılan odur ki Türkün Corona Virüs ile imtihanı bir hayli sıkıntı dolu ve uzun sürecek..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi