Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Soralım öğrenelim

Hintliye sormuşlar dünya nerede ve dönüyor mu?   “Valla biz öküzün boynuzları üstünde biliyoruz şimdi nerede bilmiyoruz.”
Hıristiyanlığın başkenti Vatikan’da Papa”ya sormuşlar “evrenin merkezi neresi” ve “biz mi dönüyoruz, onlar mı?’ 
Papa’da “emrimde askerlerim, önümde diz çöken devlet başkanları ve krallar/kraliçeler kısaca bana ibadet eden ve emrimi uygulayan varsa yeniden “engizisyon mahkemeleri” kurar “haçlı seferleri yaparım” demiş.
16 ve 17 yüz yıllarda Avrupa da ki hıristiyanlar yahudi katliamı yapıyordu. 19 yüz yılın sonu ve 20. yüz yılın başında yine katliamlar artar özellikle Hitler Almanya’sında. Hitler’e sormuşlar “Hıristiyanların peygamberi İsa, sevgili anası ve havarileri yahudi değil mi”ydi?
Avrupalıları Avrupalı yapan ortak tarihleri, dilleri ve gelenek görenekleri mi?
Bugün Avrupalıları bir birine bağlayan bir tek ortak dinleri var.
Ama ortak dinleri önemli üç mezhebe ayrılmış. Yine de kendilerinden olmayanı yani ortak dinden olmayanı hep dışlamakta işte bu Avrupa Birliği!
A.B.D.’de musevi ve hıristiyanlar  “evangelist” adıyla yeni bir oluşum içindeler. Evangelistler A.B.D. nin ekonomi ve politikasında önemli bir yerleri var. Bunlar şeytanı “Müslüman”  ve şeytanın askerlerini de “Türkleri göstermekte. Ülkemizin bazı seçilmişleri, atanmışları ve önemli kapitali elinde bulunduranlar bu şahıslarla birlikte yemek yemekte ve onlardan yardım istemektedir. A.B.D.de yaşayan iktidara yakın “saygın iş insanlarının” yakın dostları yine evangelistler. Sorarım yukarıda belirtmiştim Müslümanları şeytan, Türkleri şeytanın askeri olarak açıkça belirtenlerle neden     görüşürler, yoksa   “onlarla” ortak birliktelikleri mi var?
Bir ulusu diğerlerinden ayıran dil, gelenek ve kültürel farklılıktır. Bir ulusu yok etmek ya da asimile etmek istiyorsan konuşma dilini bozacak ve geleneklerini yok edeceksin. Bunun için iki yol var biri ekonomik/maddi diğeri sosyal/manevidir. Türklerin tarihine bakarken Yusuf Has Hacib’ in  “Kutadgu Bilig” adlı eserine bakılmalı. “Devlet silahla kurulur, ancak kalem ve yasayla yönetilir”der. Türkler iyi asker olduklarından dün Çin’de, Roma’da, Bizans’ta orduların hatta özel kuvvetlerin komutanıydılar. Bugün kimin askeri? (1)  
İnsanı kurban etmek bozkır kültürünün değil, ziraat kültürünün belirtisidir. Türk tarihçileri ve özellikle W.Eberhard “Türklerde böyle bir âdetin olmadığını ve hatta kendi hâkimiyeti altına bulunan bazı kavimlere de bunu yasak ettiğini” belirtir. Keza eski bozkırlı Türk geleneklerinde en çok kıymet verdiği hayvan at idi, hatta günümüzde Kazak ve Kırgız toplulukları hala kurbanlar da at kesmekte. Aslında insanın kurban edilmesi Sami kavimlerinde önem taşıyordu. Orta Doğu, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika bölgesinde bereket ile ilgili ve doğayı idare eden tanrılara insanlar kurban edilirdi. Keza cahiliye devri Arapları en kıymetli erkek evlatlarını sunardı. Sorarım bu kültür/gelenek anlayışı Türklere nereden geldi? 
İkinci Abdülhamit Buhari’nin  “Hadisleriyle”, İbn-i Haldun’un “Mukaddime” sini Osmanlı diline çevirtmiş ve çoğaltıp yaymıştır. Fakat bu kitapların içinde “Halifelik ilk dönemde seçimle belirlendiği, sonrakilerin ise kılıç gücüyle kendilerini Halife saydıkları, bunların   “gerçek halife” olmayıp suni (sözde, görünüşte) halife” oldukları yolunda bilgileri bulunduğunu öğrenir öğrenmez bu kitapları yasaklamıştır.(2)Sorarım o dönemde  “Sahabeler” gibi Osmanlının kullarının(!) da halifeyi seçme hakları bulunduğunu bilmesi gerekmiyor muydu?
Halifelik Yavuz ile Osmanlıya geçiyor. Kanuni’ den itibaren Osmanlı yönetimi Halifelik’e o kadar önem vermiyor. Padişahlar ilk yıllarda halife sıfatını “sultan”ın başında pek o kadar kullanmıyor. Fakat 18.yüz yıl da Kırım’ın kaybedildiği dönem de Halifeliğe önem veriliyor. Bu düşünceyi Fransız ve İsveç elçilikleri aracılığı ile öğrenirler.(3)Sorarım bunca yıldan sonra neden halifelik fikrinden yararlanmayı Osmanlıya İkinci Abdülhamit’e öğretirler ve “Saray” çevresi buna dört ele sarılır?
Biraz uzattığımın farkındayım, “ iki tür insana insan derler: biri öğrenen biri öğreten. Sen hangisisin? İkisinden biri ol, üçüncüsünden sakın! Henüz öğrenmediysen bilgi öğren, ibadete sonra” der Yusuf Has Hacib.(4)
Not:
(1) Türklerin Tarihi J.P. Rous, Kabalcı Yay.2007,Prof. Dr.A. Kazancıgil/L.A. Özcan, s.286)
(2) C.Özakıncı,Dolmakalem Savaşları,Otopsi Yay.,2003,s.318
(3) A.g.e. s.334
(4) Y.H.Hacib, Kutadgu Bilig, Alkım Yay.2006,H. Prof. H.Develi, s.94

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi