Rahsa Pınar Çetinkaya

Rahsa Pınar Çetinkaya

Sosyal Medya Bağımlısıyız

Sosyal medya bilhassa bu dönemde 7 den 70 e bir çok insanı içine çekti ve hatta hapsetti diyebilirim. Eskiden çocuklara, gençlere kızardık. Tüm vakitlerini bu cihazların içinde geçiriyorlar düşüncesi ile ama şimdi neredeyse birçok insan farklı farklı sosyal medyanın sabit kullanıcısı oldu.
Zaten nasıl olmayabiliriz ki? Öyle bir ihtimal var mı?
Birçok sorundan kaçış yeridir yani yağmurdan kaçarken doluya tutulma hastalığıdır açıkcası.
Aracında, yaya geçidinde, işyerinde, okulda, otobüste, markette, bankada, avm'de, evde kısacası her yerde elinde telefon ve derinlere dalmış dış etkenlere kulaklarını kapatan kişilerle karşılaşmıyor muyuz? Hatta çoğu kişi de sabah gözünü açar açmaz, ilk iş olarak sosyal medya hesaplarını kontrol ettiğini biliyoruz?
Evet, hepimiz sosyal medya bağımlılığının farkına varmalıyız.
Bizi oyalıyor olabilir, "tv izlemiyorum, kafa dağıtıyorum, zaman geçiriyorum, güzel bir çevre edindim, sicak takip yapıyorum vs vs" gerekçelerle müptela olduk bir çoğumuz.
Bizlere verdiğinden çok daha fazlasını da alıyor. Bedeli ağır olsada bağımlılıktan vazgeçmek zordur.
Zamanı değersizleştirir. Hayatın anlamını azlaltır. Oysa hayat yaşanmak için vardır.
İşyerinde ve ders çalışırken aklın takılır, elin telefona gider ve işte o an tüm konsantre bozulur. Zarar verir.
Sürekli bir erteleme durumunda olunur çünkü bağımlı olunan sosyal medya ağır basar.
Dışarı çıkamıyoruz diye daha da fazla vakit harcar olduk. Sanal alemde sanal hayat yaşamaya gidecek kadar.
Kimileri olayı abartıp farklı farklı hesaplar açarak, farklı kişiliklere bürünmeye kadar sanallaşıyorlar.
Yediğini, içtiğini, gezdiğini, giydiğini, o an aklına geleni hatta bazıları abartıp dikkat çekmek beğeniler çok olsun diye büyük eforlar sarf eden bağımlılar.
Ve tüm bunlar için büyük zaman harcamak bağımlılık değil midir?
İzlediği bir konseri veya gezdiği güzel bir mekanı yaşamak varken hemen paylaşıma yönelmek hatta bazıları çok eğleniyorum bakın diyerek kendini kandırmanın komedisini yaşadığının farkında olmamak da bağımlılıktır.
Beğeni almak, takipçi sayısı yüksek olmak için zaman geçirenler, attığı twiti ya da bir paylaşımı beğenilsin diye özel mesajdan gösterenlerin bağımlılığı da konuşulmalı belki de... Dengeyi şaşmanın farklı renklerinden örnek vermeye çalıştım ve bunların örnekleri daha da çoğaltılabilir.

Ben yaklaşık 14 yıl önce, kızımın cesaret vermesiyle gözlüklerimden vedalaştım, lazer göz ameliyatı oldum. Gözlüğüm ile aramdaki o sıkı bağı size iki cümlede anlatmam zor. O olmazsa olmazımdı, hayatım en önemli unsuruydu. O yoksa ben bir hiçim göremem ki diyordum. Ameliyat sonrası gökyüzünün rengini, gözlerimin rengini net görmenin ve keyifini size anlatamam. Sosyal medyaya bağımlı olan gözlüklerinizi kendiniz çıkarın ve hayatı gerçek renkleri ile yaşayın. Bağımlı olmadan daha net göreceksiniz.

Bağımlı olduğunun bilincinde olmalı öncelikle
Ardından formüller bulunmalı bu; kendiniz, eşiniz, çocuğunuz, arkadaşınız veya sevdiğiniz x kişi de olabilir.

Elbette teknolojiyi kullanmalı ama sürekli elinde telefon, tablet ile olan kişilerin bundan kurtulması nasıl olacak.

Araştırmacılar diyor ki;
Saat sınırlaması getirin
Başka bir meşguliyet bulun
Hobilerinize zaman ayırın (yoksa da hobiniz ne olabilir diye düşünün)
 Sosyal medya olmasaydı sizi ne mutlu edecek düşünün
Gerçek hayattaki beğenilme sevilme durumunuzu düşünün ve asıl sevgilerin kıymetini bilin ihmal etmeyin
Reelde arkadaşlıklar edinin, sosyal medya yüzünden ihmal ettiğiniz arkadaşlıklarınıza bir şans verin
 Son çare sosyal medya hesaplarınızı kapatın...

Ve unutmayın ki; sosyal medya bağımlılığı sizi gerçek yaşamdan alıp sanal bir dünyanın içine tüm cazibesi ile çekiyor. Ve sizi gerçek anlamdaki hayatı yaşamaktan alıkoyuyor. Bu sanallığın sizi kendine esir etmesine lütfen artık izin vermeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahsa Pınar Çetinkaya Arşivi