Suriye'de köşe kapmaca

Barış Pınarı Harekâtı ile başlayan süreçte yaşananlar baş döndürücü. Önce ABD Başkanı Donald Trump’ın 9 Ekim tarihli mektubu gecikmeli de olsa basına yansıdı. Aynı gün ABD heyeti Ankara’ya geldi. 13 maddelik mutabakat imzalandı. Harekâta 120 saatliğine ara verildi. Bu gelişmeler, dış politikada nelerin olabileceğinin, nelerin olamayacağının görülmesi açısından önemliydi. Sıralayalım...
ABD’nin eğittiği, donattığı, desteklediği, “kara gücüm” dediği PKK-PYD-YPG terör örgütünden vazgeçmeyeceği, onu Türkiye’ye karşı koruyacağı, bölge ülkelerine karşı kullanmak üzere elinin altında tutacağı görüldü.
ABD’nin Irak’tan çıkmadığı gibi Suriye’den de çıkmayacağı, bu iki ülkedeki askeri varlığını, İran’ı kuşatmak, Türkiye üzerinde baskıyı sürdürmek, İsrail’in güvenlik ihtiyaçlarını tahkim etmek, Kürt devleti kurmak, enerji kaynak ve güzergâhlarını denetlemek için koruyacağı görüldü.
Türkiye ile PKK-PYD-YPG terör örgütünü “okul bahçesinde kavga eden iki çocuğa” benzeten, “Biraz kavga etmeleri gerekiyordu, sonra ayırdım” diyen ABD Başkanı Trump’ın mektubunda, sosyal medya paylaşımlarında, basına verdiği demeçlerde, Türkiye’nin terör örgütünü muhatap alması, tanıması için Ankara’ya her yoldan basınç uygulamaya devam edeceği görüldü.
ABD’nin Türkiye’nin iç ve dış politikası, sivil ve asker bürokrasisi, ekonomisi üzerindeki etkisinin boyutları bir kez daha görüldü.
Ruslarla mutabakat lehimize oldu
Türkiye, geçtiğimiz günlerde Suriye sorununun çözümü ve Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin olarak önce Ankara’da ABD ile 13 maddelik, ardından Soçi’de Rusya ile 10 maddelik mutabakat imzaladı. Mutabakatlarla Türkiye, Suriye’nin kuzeyine yaptığı askeri harekâtı, Rusya ve ABD’ye kabul ettirdi. PKKPYD- YPG terör örgütünün sınırın 32 kilometre güneyine çekilmesini sağladı. Lakin büyük güçlerin terör örgütüne verdiği desteği kesemedi. Terörü tamamen etkisiz hale getiremedi.
Büyük devletlerin bölgeye ilgisini, Türkiye’nin devlet kapasitesini ve Suriye’de rejimin direncini aklımızdan çıkarmadan, gelişmeleri değerlendirelim.
1) Rusya’yla imzalanan mutabakat, ABD’yle imzalanan mutabakata oranla daha fazla Türkiye’nin lehineydi.
2) Hem ABD hem Rusya, PKKPYD- YPG terör örgütünü farklı gerekçelerle, farklı araç ve yöntemlerle destekliyorlar. İki devlet de Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığına karşılar. Barış Pınarı Harekâtı’na başlangıçta itiraz etseler de, güvenli bölgeyi, biraz daraltarak da olsa tanıdılar.
3) Türkiye, askeri harekât sayesinde, Cenevre’deki anayasa görüşmelerinde masaya daha güçlü oturma fırsatı yakaladı.
4) Dünya, Rusya’nın Suriye’de zaten çok güçlü olan nüfuzunu kabullendi. Rusya’nın Suriye’deki etkisi arttı. ABD’ninki geriledi.
5) Suriye meselesinde Türkiye ile Rusya arasındaki işbirliği daha da gelişti. Rusya’nın Türkiye’nin enerji politikası üzerindeki etkisinden sonra, savunma politikası, dış politikası üzerinde de nüfuzu yükseldi.
6) Suriye rejiminin, topraklarında egemen olduğu alan genişledi.
Şam’la ilişki kurmanın önemi
7) ABD’nin Türkiye’ye koyduğu yaptırımlar kalktı.
8) Ne ABD ne Rusya’nın PKKPYD- YPG terör örgütüne verdikleri destekten vazgeçmeyecekleri görüldü. Bu iki devlet sayesinde terör örgütü, güvenlik bölgesinin güneyine yerleşti. İki büyük güç birlikte, Türkiye’nin terör örgütüne daha büyük darbe vurmasını engelledi.
9) ABD’nin Suriye’den kısa vadede çıkmayacağı bir kez daha anlaşıldı.
10) Rusya’nın, Suriye’nin üniter yapısı konusunda Türkiye ve İran kadar hassas olmadığı, özerklik veya federasyon içeren bir çözüme karşı çıkmadığı iyice görüldü.
11) İktidar, Suriye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve siyasi birliğini korumanın tek yolunun Suriye devletiyle görüşmekten geçtiğini geç de olsa kabul etmeye başladı. Sayıları 5 milyonu bulan geçici koruma statüsüne sahip Suriyeli sığınmacıların hiç olmazsa üçte birini ülkelerine göndermenin yolunun, Şam’la iletişim kurmaktan geçtiği, nihayet itiraf edildi.
12) Emperyalizm destekli PKKPYD- YPG terör örgütünün, ABD olmadan varlığını sürdüremeyeceği bir kez daha tescillendi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi