Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Tarihten notlar

Toplumsal tarihin birçok dönemlerinde iktidarı yani devleti yönetenler tarihi zamanı kendilerinden başlatmayı sever. Hatta kendilerine göre zaman dilimi bile icat ederler. Yazılı tarih "Sümerler" den öncede başlamış ama günümüze sadece onların belgeleri kaldığından geçmişteki olayların başlangıcını onlara bağlıyoruz. Tarih yazılmaz yaşanmış olayların galipleri tarafından kaleme alınır. İktidar ve onun askeri güçleri kimi zaman Roma da olduğu gibi "triumvirlik"(üçlü erk)  ya da tek kişilik monarşi yönetim biçimi oluşturur.

Politik erki elinde bulunduranlar kendisinden önce kim gelirse gelsin onu olumsuzlayarak reddeder. Geçmişi yok sayanlar günü ve geleceği hangi zemin üzerinde kuracak işte burada bir muamma var?  İktidara gelen geçmişin tüm kurum ve kuruluşlarına sahip olup, baskı ve şiddet politikalarını benimser yalnızca dış görüntüyü değiştirir. Tarihin birçok döneminde eski medeniyetleri kuranlar tarım ekonomisi ağırlıklı olduğundan ekim ve biçim dönemlerini düzenlemek için takvim oluşturmuşlar. Devlet yöneticileri yurttaşın tarım ve hayvancılık üzerinden vergisini aldığından hem takvim ve muhasebe hem de matematiği iyi bilmesi gerekir. Sümerlerden Romalılara ve günümüze kadar yurttaşın ne ekip biçtiğini, hangi hayvanları ve kaç tane olduklarını, kaç kişi çalıştığını kayıt altına alır. Kayıt altına alınan ekilen tarlalar, kümes, ağıl ve ahırdaki hayvanlar üzerinden belli bir oranda vergi verme zorunluluğu vardır. Her yıl aynı günlerde devlet görevlileri kontrole gelir belli bir süre sonra da tekrar gelir tahsis eder.

Kendinden önceki toplumların bilgilerinden yararlanmış olan Roma' lı Sezar, yönetim biçimini "triumvia", takvimi de "julyen" olarak başlatır. Takvim ve yönetim biçimleri değişse de aslında bir öncekinin devamıdır.

Arap yarım adasında Muhammet Mustafa kendisine inanan İslam topluluğu oluşturur. Vefatından sonrada etrafında toplanan topluluk güçlenmeye devam eder. İkinci halifesi Ömer döneminde amcasının oğlu sonra da damadı ve halifesi olan Ali'nin 17 yıl sonra önermesiyle 622 yılındaki Hicret'i, ay yılını tarihi zamanın başlangıcı yapılır.

Büyük Selçuklu Sultanı Celaliddevlet Melikşah danışmanlarında Ömer Hayyam' a takvim ve zaman konusunda çalışma yapmasını ister. Ömer Hayyam ay takvimi ile güneş takvimi arasında zaman boşluğu nedeniyle hicri yılın başlangıcını temel alarak güneş takvimini kabul eden bir Celali takvimi hazırlar(bu takvim eklemelerle İran da hala kullanılmakta).

Jülyen takvimi 16 yüzyıl sonra 1500 'li yıllarda yerini Gregoryen takvimine bıraktı. Bu takvimde kilisenin etkinliği dikkate alınarak yerini günümüzde kullanılan "miladi" takvime bıraktı.

Fransa da 1789 yılında mutlak monarşili krallık devrilip "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" şiarını temel alan Cumhuriyet kurulur. Yeni yöneticiler kral ve dinin tüm kural ve kaidelerini yok sayar, bunların içinde takvimde vardır, "Fransa Cumhuriyet Takvimi" oluştururlar. Cumhuriyet karşıtları iktidara geldiğinde bu takvimde kaldırılır kilisenin tarihi zaman dilimi kabul edilir.

I. Paylaşım savaşı ve işgal yıllarından sonra eski Osmanlı toprakları üzerindeki Anadolu ve Trakya yarımadasını içine alan Türkiye Cumhuriyet' i kurulur. Yeni kurulan Cumhuriyette eski alışkanlıklar ve kurallar zaman içinde değiştirilir. Halifeliğin kaldırılması yanında, dünya ülkeleriyle bütünleşme için ekonomik politik ve diğer ilişkilerden dolayı takvim "miladiye" harf "Latin" biçimine geçer.

Son günlerde iktidarın aydını, yazarı ve öğretim görevlilerinden yönetici erk tarafından kendilerine verilen yetkilerle sırçalı köşkte oturup at gözlüğü ile her şeyi görmeleri istenir.  Bunlar da görüşlerini ve ulvi bilgilerini paylaşır.  Daha dün bu kişiler iktidardaki başka bir kişiyi yere göğe sığdıramıyordu şimdi ne değişti? Hatta bazıları hızını alamayıp adlarının önündeki "titr" sorumluluğunu ayaklar altına alarak Boğazdaki yalı ve makam koltukları için gerçekleri görmezden gelmekte. Yalanlarına kendileri inandığı gibi yöneticileri de inandırmakta. Ne güçlü bir ekonomi, sanayi, tarım ve ne de eğitimimiz kıskanılacak durumda. Birileri birilerinin değirmenine su taşırken bizim ve doğadaki canlıların kullandığı dereler kurumakta.

İŞİD ve benzeri örgütlerin Irak da Nemrut, Suriye de antik Palmira kentlerini yıktığı gibi kral ve kralın soytarıları değerleri yok etmekte, kurumların içi ya boşaltılmakta ya da satılmakta. Toplumsal değerlerin ve kurumların yok edilmesiyle tarihi zamanı değiştireceğini ummakta. Son günlerde değişen bir şey var kendine inanan biat edenler yaşamı sorgulamaya başladı, hatta geçenlerde nur topu gibi çift yumurta ikizi oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi