Tarım ülkesinde gıda krizi kapıda

TARIM ülkesi olan Türkiye son yıllarda öyle bir savruldu ki artık freni boşalan kamyon gibi yokuş aşağıya gidiyoruz. Batıyoruz demek bile hafif kalıyor acı ama gerçekler böyle. Bakın yıllık bütçemiz bile yama tutmaz hale geldi. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Birde ana sorun beslenme ve gıdamız ki o da facia noktasına geldi. Sadece o değil. Ekonomi de dört yılın sonunda geldiği noktada bize çok ağır faturalar ödetiyor. “Türkiye’yi uçuracak” diye pazarlanan tek adam  rejimi, milletimizi perişan etti. Oysa 2018 Haziran’ında seçimlere giderken, milletimizden oy isteyen Erdoğan ne demişti? “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin. Ha ondan sonra bu faizle, şunla, bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.” Tam dört yıl önce bugünlerde, milletimiz inandı, yetkiyi ona verdi. Ama Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan AK Parti Genel Başkanı, hiçbir sözünü tutmadı, hiçbir vaadini yerine getirmedi. Tam nereden nereye denilecek noktaya geldik. Maalesef bu ülkede canı isteyenin, canının istediği, hemen her saçmalığı utanmazlığı pervasızca yapabildiği, ve müşteri sıkıntısı de, çekmediği bir ülke haline geldi. Gerçekten bu kadarda olmaz dedirten ne varsa oluyor..

Gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 170’i geçti. En fazla tüketilen 64 gıda ürününün fiyatı Haziran'da bir önceki aya göre yüzde 5,65 oranında artış kaydetti. Gıdada yıllık fiyat artışı yüzde 171,36’ya çıktı. Yılın ilk altı aylık döneminde ise yüzde 74,83 oranında artış yaşandı.Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise (Haziran 2021'e göre) yüzde 171,36 oranında artış gözlendi. Diğer bir ifadeyle vatandaşlar Haziran 2021'de 100 liraya dolan bir sepet için bu yıl aynı ay 271,36 lira ödemek zorunda kaldılar.

Bu arada 2022 bütçesinin ömrü 6 ay bile sürmedi. “Faiz sebep, enflasyon netice” diyerek; döviz kurunu ve enflasyonu arşa çıkaranlar, şimdi çıkmış hiç sıkılmadan “Enflasyon sebep, tutmayan bütçe netice” diyor. Enflasyon canavarını bilerek, isteyerek uyandırıp, Türkiye'yi enflasyon liginde şampiyonlar ligine sokanlar, Ek Bütçe Kanunu'na bahane yazarken, bari sebebi oldukları bu yıkım için milletten bir özür dileseydi.

Her şeye zam istediler

Ekonomi yönetimi, artan maliyetler ve TBMM’nin ay sonu öngörülen tatilinden önce yazın da ihtiyaç duyulabilecek ödemeleri garanti altına almak adına ek bütçe yasa tasarısı sunuldu. Kanun teklifi ile genel bütçe kapsamındaki idarelerin bütçe tertiplerine 817 milyar 271 milyon 632 bin lira, özel bütçeli idarelerin bütçe tertiplerine 63 milyar 203 milyon 143 bin lira olmak üzere toplam 880 milyar 474 milyon 775 bin lira ödenek eklenecek.

 Dört yılda gelen ağır fatura

4 yıllık fatura çok ağır oldu. Buna göre 24 Haziran 2018’den bu yana; 4 lira 62 kuruş olan dolar kuru 16 lira 88 kuruşa çıktı. Avro 5 lira 37 kuruştu. Bugün 17 lira 82 kuruş.İki yıllık tahvil faizi yüzde 19’du. Şimdi yüzde 24. 2018’in Mayıs ayında, bütçeden 12 ayda ödenen faiz 62 milyar 419 milyon liraydı. Bugün son 12 aylık faiz ödemesi 221 milyar 280 milyon lira. Türkiye’nin risk primi 285’ti. Bugün 820 oldu.1 litre benzin 6 lira 29 kuruştu. Bugün 27 lira 26 kuruş.1 litre mazot 5 lira 75 kuruştu. Bugün 29 lira 99 kuruş.12 kiloluk ev tüpü 92 liraydı. Bugün 335 lira. Ekmeğin fiyatı 1,5 liraydı. Bugün ekmek 5 lira oldu. Ekmeğin fiyatı 7 liraya koşuyor.Dört yıl önce enflasyon yüzde 12’ydi. TÜİK makyajına rağmen, bugün yüzde 74. İşsiz sayısı 5 milyon 272 bindi. Şimdi, TÜİK makyajına rağmen 8 milyon 107 bin. 2018’in ortasında Türkiye’nin milli geliri 892 milyar dolardı. Şimdi 794 milyar dolar.Türkiye, dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. Bugün bu ligde 23. sıraya geriledi. İlk 20’den düştük.

Merkez Bankası’nın döviz kasasında net 28 milyar 949 milyon dolar döviz vardı. Bugün Merkez Bankası kasası 53 milyar 802 milyon dolar net açık veriyor. Vatandaşların bankalara kredi kartı ve tüketici kredisi borcu 508 milyar 962 milyon liraydı. Bugün 1 trilyon 165 milyar lira. Dört yılda, vatandaşların bankalara borcu ikiye katlandı. Devletin borcu 959 milyar liraydı. Bugün 3 trilyon 364 milyar lira. Devletin borcu da dört yılda dörde katlandı.

Açlık riski büyüyor

Ekonomi zaten  artık allaha emanet noktasına geldi. Fiyatlar uçuyor. Alım gücümüz neredeyse sıfırlandı. Gıdada yıllık fiyat artışı yüzde 171,36’ya çıktı: Açlık riski büyüyor. Bunun yanında ekonomi tablomuz ise SOS vermeye devam ediyor. Bakın Dostlar ! Bunların tercihi millet değil, yandaş ve faiz lobileri. Ek bütçede faiz lobilerinin daha da ihya edilmesi unutulmamış. Bu yıl faiz ödemesi için alınan 240,4 milyar lira ödeneğe 89,4 milyar lira ilave ediliyor. Bu bir rekor Hazine ve Maliye Bakanı’nda hiç sıkılma yok. Bakan, “KKM'nin Hazine’ye tek kuruş maliyeti olmayacak” diyordu. Ama bütçe kanununda olmayan ödenek tertibinden, KKM için şu ana kadar 21 milyar TL ödeme yaptılar. Şimdi de KKM için ek bütçeye 40 milyar TL ödenek koymuşlar. Bu haliyle yılın geri kalanında KKM için sınırlı bir ödenek kalıyor. Döviz kuru alıp başını giderken bunun tutması çok zor. Döviz kurunu bu saçma sapan politikalarla nasıl tutacaksınız? Anlaşılan ya faizleri artıracaksınız. Ya da erken seçim kararı alacaksınız

Gıda krizi tehlikesi büyük

Dünyada gıda krizi tehlikesi konuşulurken, yüksek fiyatlar yüzünden aylardır bir gıda krizi yaşayan Türkiye'de gıda fiyatlarında yaz ayı olmasına rağmen haziranda bir önceki aya göre yüzde 5,65 oranında artış yaşandı. Gıda fiyatları yılın ilk altı aylık döneminde yüzde 74,83, son bir yıllık dönemde de yüzde 171,36 oranında artış yaşandı.Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR'ın, fiyatlarını Ankara'daki marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 64 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak hazırladığı gıda fiyatları endeksinin Hayıs 2022 sonuçları açıklandı.Araştırmayla, gelirinin büyük bölümünü gıdaya ayırmak zorunda olan ve enflasyona karşı herhangi bir koruması bulunmayan, sabit gelirlilerin, ücretlilerin ve yoksulların yaşadığı gerçek enflasyonun boyutunun tahmin edilmesi amaçlanıyor.

Açlık evleri vuruyor

Yanlış ekonomik ve tarımsal politikaların gıda fiyatlarında yol açtığı artış, gelir artışı bırakın gıda fiyatlarını genel enflasyon oranının da oldukça altında kalan Türkiye'de açlık riskini giderek büyütüyor. Gıdaya erişimi zorlaştıran fiyat artışları vatandaşları yetersiz ve sağlıksız beslenmeye zorluyor. Uzmanlar bu durumu, özellikle genç nesil açısından gelecekte önemli sağlık sorunlarına yol açma riski taşıdığını belirtiyor.

Haziran da rekorlar peşpeşe geldi

Haziranda, gıda fiyatlarındaki artışta meyve dışındaki bütün harcama gruplarında yaşanan yüksek oranlı zamlar belirleyici oldu. Ekmek, pirinç, un, bulgur fiyatları, haziranda bir önceki aya göre yüzde 15,09 oranında artış kaydetti. Mayısta yüzde 15,1 oranında artan et ve balık grubu fiyatlarında, kırmızı et fiyatlarındaki düşüşe rağmen beyaz et fiyatlarındaki artış yüzünden haziranda önceki aya göre önemli bir değişiklik olmadı. Haziranda süt ve süt ürünleri ile yumurta grubu fiyatları ise yüzde 14,37 oranında yükseldi. Yağ fiyatlarında ise yüzde 4,72 oranında yükselme oldu. Meyve fiyatlarının yüzde 14,51 oranında azaldığı haziran ayında sebze fiyatlarında, bir önceki aya göre ortalama yüzde 8,12 oranında artış yaşandı.

Sepette aylık zam yüzde 5.65

Bakliyat fiyatlarının yüzde 9,91 oranında arttığı haziranda, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri gıda maddelerinden oluşan diğer işlenmiş gıda fiyatlarında ise  yüzde 1,49 oranında artış kaydedildi. Böylece, vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için haziranda, bir önceki aya göre yüzde 5,65 oranında daha fazla para ödedi.

Alt ayda battık

Türkiye'nin üç haneli enflasyonlara doğru hızla gittiği bu yılın ilk altı aylık döneminde gıda fiyatlarında yüzde 74,83 oranında artış yaşandı. Ocak-haziran döneminde ekmek, pirinç, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 74,35 oranında arttı, et ve balık fiyatları yüzde 58,31, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 42,86, yağ fiyatları yüzde 32,53 oranında, meyve fiyatları yüzde 127,06, sebze fiyatları yüzde 133,3, bakliyat fiyatları yüzde 32,81, diğer gıda maddelerinin fiyatları da yüzde 66,93 oranında arttı.

SON SÖZ; Bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise, o ülke batar.. (Montesquieu). Ve Ulu Önderimiz ile noktayı koyalım.Halkını cehalet ve sefalete teslim eden yöneticiler yok olmaya, cehalet ve sefalete sürükleyen yöneticileri seçen halk ise köle olmaya mahkumdur. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Yıllık değişimde rekor

Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise (Haziran 2021'e göre) yüzde 171,36 oranında artış gözlendi. Diğer bir ifadeyle vatandaşlar Haziran 2021'de 100 liraya dolan bir sepet için bu yıl aynı ay 271,36 lira ödemek zorunda kaldılar.Bu yıl haziranda geçen yılın haziran ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 169,89, et-balık fiyatlarında 110,39, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 123,35 oranında artış oldu. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 104,98 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 180,99, sebze fiyatları ise yüzde 477,2 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 128,51, diğer gıda fiyatları ise yüzde 117,27 oranında zamlandı. Bugün ülkemizde, esnaf, çiftçi, memur, emekli, sanatkâr, zanaatkâr, dul ve yetim herkes borca batmış, hayat pahalılığı altında eziliyor. Milletimizin bu beceriksiz kadrolara artık güveni kalmamış vaziyette. Bu ay Tüketici Güveni, tüm zamanların en düşük değerine geriledi. Değişmez bir kuraldır. Güven ruh gibidir. Terk ettiği bedene asla geri dönmez. Dört yılın sonunda bu yönetim getrçeği itiraf etmek zoeunda kalmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi