Toprağımın Buğusu

Yıl 1924. Yunanistan ve Türkiye Devletlerinin anlaşması sonucunda, tarihin en acıklı, en hüzünlü hikalerini oluşturan bir göç yaşandı. Bu göç ile yüzbinlerce insan yaşadıkları yerleri, köylerini terk etmek zorunda bırakıldı. Bu ayrılık sadece yurtlarından ve evlerinden ibaret değildi elbet... Komşularından, sevgililerinden, bağlarından-bahçelerinden, hayvanlarından hatta konuştukları dillerinden de ayrılmak demekti. İşte yaşanan bu dramın adına Mübadele, insanlarına da Mübadil denildi.
    ***
Yapılan anlaşmaya göre, verilen süre içinde köylerini topraklarını bırakıp yola çıkarılan insanlar önce Selanik limanına geldi. Günlerce, ne zaman gelip onları Türkiye topraklarına taşıyacağı belli olmayan Gülcemal isimli gemiyi beklediler. Hastalananlar, yolda ölenler, kundakta bebeler, yaşlılar, kaybolanlar...Yanlarına ne alacaklardı ki? Bir bavul dolusu hüzün ve hasret kokan hatıraları ile endişeli bekleşiyorlardı sadece. 
Buradan oraya gidenler de aynı duygularla terkediyorlardı ülkeyi ve sevdiklerini. Her iki yakanın insanı da şaşkındı. Bu yaşananların geçici olduğunu düşünüyor ve bir gün yeniden geri döneceklerine inanmak istiyorlardı.
    ***
Size bu hafta izlediğim bir tiyatro oyunundan bahsedeceğim. Adı;”Toprağımın Buğusu.”
Bu oyunun önemli bir özelliği var ki o da oyuncuların tamamının amatör oluşu. 45 kişilik gönüllü kadro ile Mübadele’nin öyküsü anlatılıyor. Tiyatro oyununun konusuna gelince; Türkiye topraklarına göç etmeleri gerektiği talimatını alan köylüler şaşkındır. Bazı sebeplerden dolayı evinden ayrılan Ali isimli çoban öfke ile dağlara çıkmıştır. Ailesi, Ali’ye ulaşamaz bir türlü ve Türkiye’ye gelmek üzere yola çıkarlar. Çoban Ali günler sonra eve gelir ama ailesinden, komşularından hiç kimseyi bulamaz. Evlerinde artık yabancılar yaşamaktadır ve onlarda Anadolu’dan gelen rumlardır. Bundan sonra olacak gelişmelerle çoban Ali, Aleko olmak zorunda kalır. 
    ***
Oyunda, hepimizin bildiği ve çok sevilen bir türküsü de olan Debreli Hasan’a da değinilmiş. Debreli Hasan’ın hikayesini kısaca hatırlatayım, belki bu yazıyı okurken o güzel türkü eşlik eder size...Rivayet o dur ki; Debreli Hasan, Yunanistan’ın Selanik ilinde yaşamaktadır. Haksızlığa tahammülü olmayan mert, delikanlı biridir. Askerliği sırasında yaşanan bir olayla kendine hakim olamaz ve  komutanını öldürür. Yakalanmamak için de alır martinini(silah)dağlara kaçar. Dağlarda uzun süre kalır, adı eşkiyaya çıkar. Ama o bildiğimiz eşkiyalardan değildir. Kim yoksulun sırtından geçinir, onları aldatırsa onların mallarını ve paralarını çalıp, fakire fukaraya dağıtan eşkiyalardandır. Garibanları evlendirir, sevdalıları kavuşturur. Sevdiğine zarar verirler diye sevdasından bile vazgeçek kadar delikanlı olan Debreli, günün birinde bir yolunu bulur ve Türkiye’ye kaçar.



    ***
Bu hatırlatmadan sonra tekrar oyuna dönersek;
Oyunda kostümler döneme uygun olarak kullanılmış. İki ülkenin birbirleri ile iç içe geçen şarkıları ve dansları ile oyun görsel olarakta zengin. 
İki perde olarak oynanan tiyatronun senaryosunu yazan ve yönetmenliğini üstlenen Ali Yaylı, gerçek mübadillerden hayat hikayelerini dinleyerek ve tarihsel araştırmalar yaparak konuyu oluşturmuş. Merkezi İstanbul, Büyükçekmece olan Büyük Mübadele Dernek başkanı Sabit Semiz’in yoğun çabaları ve irtibatları neticesinde hayata geçirilen oyuna ilgi oldukça fazla. Bu projenin ortağı olan Yunanistan’ın Nea Karvali kasabasından Sayın Iosıfıdıs Kaplanis’in desteği ile oyun Yunanistan’da da gösterilmiş ve ilgi görmüştür. Halen çeşitli illerden ve Yunanistan’da yeniden gösterimi içinde davet alındığını öğrendim.
    ***
Oyun sonunda da müjdeli bir haber duyuruldu. Sizinle de paylaşmak isterim. Büyükçekmece İlçesinde, Selanik’te bulunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün evinin aynısın yapılacağını öğrendim. Ve bu ev için de oyunun İlçe sınırları içinde oynanıp, gelirinin de Atatürk evine bağışlanmak istendiğinin duyurulması da sevindiriciydi. 
Oyunu izlemek isteyenler için yakın tarihli ve halka açık, ücretsiz olan gösterimler şöyle; 18 Ocak 2020’da Beşiktaş Süleyman Seba Kültür Merkezinde, 26 Ocak 2020’de ise Çatalca Nazım Özbey Kültür Merkezinde oynanacak. Diğer tarihler için de dernekten bilgi edinebilirsiniz.
İki yakanın hikayesi tiyatrosu”Toprağımın Buğusu”sizleri bekliyor olacak.

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi