Türk’le kimse yarışamaz…!

Cılız bir ses selam verdikten sonra, asık yüzlü bakkala;

yarım ekmek,

biraz margarin,

iki tane domates,

üç tane salatalık,

yüz gram zeytin,

elli gram beyaz peynir

bir pakette sigara.

Ne tuttu ?

-88,5 lira.

Yazıver…

Filmlerimize konu olan bu diyalogları sıkça duymuşluğumuz vardır.

Geçmişte kaldı sandık, yine gerçek oldu.

Bakkal, veresiye defterlerinin çokluğunu görünce gece karar vererek veresiyeyi kaldırdı.

Köylerden kentlere insanları taşıdık. Kent yoksulluğu diye bir kavramla tanıştık.

Kırk sene önce ne isek, geldiğimiz an itibariyle aynıyız. Arpa boyu kadar yol kat etmişiz.

Durumumuz gayet iyi diyenler;

Yağmur altındaki ekmek kuyruklarını, mutsuz, umutsuz insanları görmüyorlarsa, demek ki tuzları kuru.

Günde 1 milyon 500 bin ekmek üreten Halk Ekmek fabrikaları rekor kırıyor.

Benzin, birincilik kürsüsünü terk etmiyor

Süt onu kıskanırcasına peşini bırakmıyor.

Kuru fasulye milli olmaktan çıkıyor.

Soğanın gözleri yaşlı tezgâhta çürüyor.

Vekil gülerek, “Pahalılıktan ekmek tekneni kapattın” diyerek gafa imza atıyor.

Ne taraftan baksan tutarsızlık almış başını gidiyor.

Yaratanın kitabının neresinde kula eziyet çektirmek var ki, Allah yaptırıyor deniliyor.

Kulun hatırı yoksa toprağın vardır diye, esnaf derdini tezgâhta sararan lahanaya anlatıyor.

Nüfusun yüzde 10’u sığınmacı olduğundan işgücü piyasaları alt üst olmuş, işsiz dip yapmış. Halen işsizlik yok deniliyor.

Öğretmen atama bekliyor. Uzman öğretmenlik diye bir şey icat ediliyor.

Adı da “Başöğretmen” olacakmış.

Başöğretmen diye bir tek Atatürk’ü tanırız. Amaçları bunu yok etmekse yine aldanırlar.

Bin lira farkla öyle başöğretmen olunmaz. Önüne bir de Devrim eklenmelidir.

Ya zam kurnazlığına ne diyeceğiz.

Elektrik faturasından 2 liralık TRT payı kaldırıldı. Yanına üç sıfırı eklendi.

Keşke kaldırılmasaydı!

Münevver teyze, akşamları ampulleri açılmıyor, “Televizyon ışığı yeterli” diyor.

Taksitle aldığı bulaşık makinesi bozulmasın diye 15 gün ara ile çalıştırıyor. 

KUA-SMA hastaları nefes almak için elektriğe muhtaçken,

150 kilovatsaat ne ki, her türlü geçeriz. Söz konusu yarış olunca Türk’le kimse yarışamaz.

İlk boğaz köprümüz ununu sermiş eleğini asmış, ama işi bitmemiş, yine yeniden giriş çıkış ücretli oldu.

Ne zamanki kameraları gördüm. Anlamıştım. Ama ne dediler güvenlik güçlerine destek için kuruyoruz.

Elbette inanmamıştım…

Yurttaş, asgari ücrete, emekliye, memura zam istedi.

Hükümet yanlış anlamış olacak ki, yurttaşın isteği dışında her şeye zam yaptı.  

Yarışmayı duydular ya, Marmaray'a yapılan yüzde 36'lık zamdan İBB'yi sorumlu tutan TCDD, sen benden önce nasıl yaparsın diye sinirlenince Yüksek Hızlı Tren seferlerine yüzde 20 zam yaptı.

Birbirleriyle inatlaşırken olan yurttaşa oluyorsa,

Münevver teyze ekmek almak için komşusundan 30 TL borç alıyorsa,

Doğalgazı kullanamıyorsa,

Rica ederim, kızmayalım… Biz istedik. 

Ayrıca bunlar zam değilmiş, devlet desteğini azaltılmış.

Duydun değil mi? Aralık ayı enflasyon oranlarının açıklanmasıyla birlikte emeklilerin maaş zam oranı da belli oldu.

Memur ve memur emeklisine yüzde 5+22,48, işçi emeklisine yüzde 25,48 zam yapıldı.

Hamdolsun ne istedik ise aldık.

Hükümet bizi seviyor… Bir istedik, on veriyor…İstiyor ki yurttaş birinci olsun.

Bu arada sigara ve alkol grubundan alınan ÖTV'ye %47 zam da gecikmedi.

Daha ne isteyelim ki…