Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Ülkemiz denizlerinde çevre koruma

Günümüzde doğayı ve doğal dengeleri etkileyen en önemli etken çevre kirlenmesidir. Çevre kirlenmesi olayları çok geniş kapsamlı olgular olup, geleneksel olarak; su, hava, toprak ve gürültü kirliliği olmak üzere dört başlık altında toplanmaktadır. Doğadaki su çevrimi nedeniyle gürültü kirliliği dışında tüm kirlilikler denizlerde birikmektedir. Bu nedenle yeryüzünde yaşamın kaynağını oluşturan su ve özellikle denizlerde oluşan kirlilik, çevre kirlenmesinin en önemli bölümünü oluşturmaktadır.
Deniz kirliliği; Haliçleri de içersine alan deniz ortamına ve biyolojik kaynaklara zarar verecek, insan sağlığına tehlike yaratacak, su ürünleri üretimini de içeren denizden ekonomik yararlanma olanaklarını kısıtlayacak ve denizin dinlence amacı ile kullanılmasını, suyun kalitesini bozacak, engelliyecek şekilde insanoğlu tarafından doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak madde ya da enerji bırakılması olayıdır. Deniz kirliliği, kirletici kaynaklar ve insanoğlunun etkinlikleri göz önünde bulundurarak;
-Denizlerin atmosferden kirlenmesi, -Denizlerin karadan kirlenmesi,
-Denizlerin denizden kirlenmesi olmak üzere üç bölümde sınıflandırmak mümkündür. Bugün, Ülkemizin yegane iç denizi olan Karadeniz ve Marmara Denizi'nin evsel ve endüstriyel kirleticiler başta olmak üzere çok kaynaklı kirlenme ve bozulmanın ağır tehdidi altındadır. Dünyanın gözünün üzerinde olduğu İstanbul boğazı (Haliç dahil) bütün tedbir sözlerine rağmen aynı tehdidin etkisindedir. Bir zamanların temiz Marmara kıyılarındaki bu ağır kirlenme denize girilen plajları bırakmıyor. Marmara çevresindeki tüm yerleşimlerin lağımlarının biyolojik arıtmasız sırf derin deşarj diye denize gönderilmesi, evsel atıklar, endüstriyel dediğimiz fabrika kimyasal atıkların ve denizden gelen kirlenme sonucu bir sorunlar yumağı olmuştur. Yıllar önce İstanbul'da Marmara Belediyeler Birliği Toplantısına ben de katılmıştım. O toplantıda Marmara etrafındaki tüm belediyeler arıtma yapacaklarına söz vermişti. Bir şey olmadı. Eyy! İnsanoğlu; gelecek için, yeni yüzyıl için, yeni nesiller için, aziz ATATÜRK'ümüzün çağdaşlaşma projesi için iddialı olan bir Türkiye'nin kendi iç denizi olan, tamamen kendi sorumluluğunda olan İstanbul Denizlerinin günden güne yok olmasına göz yumması, aldırmaması mümkün olmamalıdır. Bu nedenle insiyatif alma, herkesin görev ve sorumluluk yüklenmesi vazgeçilmez bir mecburiyet olarak düşünülmelidir. Keşke okullarda çevre eğitimi çalışmaları devam etseydi.
Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi