Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Üretim, tüketim ve kooperatif (3)

Kooperatif, “çıkarları ortak olan birey ya da toplulukların sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasına ya da ortak bir mesleğin yürütülmesine ilişkin hakların eşit olduğu ve sağlanan kazançların yalnız ortaklar arasında katkıları oranında eşit bölüşüldüğü ekonomik bir girişimdir.” 
Evet, kooperatif ekonomik bir girişimdir; kapitalist üretim ilişkisine muhalif olmayıp onu iyileştirme araçlarından biridir. Yukarıda belirtmiş olduğum gibi birey ya da toplulukların çıkarlarını gözetirken özel sektörün varlığını inkâr etmiyor ama tekelleşmeye tröstleşmeye karşı çıkmakta. Yani sistem içinde ama sistemi iyileştirme temelinde muhaliftir. Kooperatif, ekonomik olarak kapitalist ilişkilerin gelişip tekelci ilişkilerin rüşeym halindeyken vahşi barbar ilişkilerinin başat olduğu dönemde emeğin sermayeye, işçilerin, sanatkârların kapitalistlere karşı olduğu, yani bilimsel sınıf değerleri bağlamında partileşmeden önceki dönemin örgütlülüğünü belirtir. O koşullarda emeğin sermayeye, işçilerin kapitalistlere (burjuvaziye) karşı zayıf durumda olmalarının nedeni sosyal yaşam hakları için aralarında birleşme olanaklarında yoksun bulunmalarıydı. İşçiler, küçük üreticiler, zanaatkârlar, az topraklı ve topraksız tarım çalışanları hem sosyal hem de ekonomik yönden acınacak kötü bir duruma düşmüşlerdi. Özellikle 19,y.y. Avrupa’sında yaşanan toplumsal ilişkiler, ekonomik, sosyal, politik, felsefi ve ideolojik değerler temelinde beslenip biçimlenmiştir.  
19.y.y. Avrupa’sın da toplum ekonomik, sanayi, teknik, kültürel arayış ve değişiklikler hızla aranmaya başlayıp yaşamı alt/üst etmişti. Bu hızla sanayi devrimi tüm sosyal dengeleri ters/düz eder; toplumsal sorunlar ayyuka çıkarken, mevcut toplumsal yaşam ilişkilerine ve değerlere karşı tepkiler doğurup yeni toplumsal değerlerin biçimlenmesi yanında bilimsel maddi değerleri de doğurmuştur. İşçilerin ve toplumun temelde bilimsel toplumcu değerleri ve onun örgütlülüğü ile kooperatifçilik, sistem dışı değil, sistem içi bir ekonomik çıkıştır. Kısacası, kooperatif konumu ve konusu ne olursa olsun bulunduğu mevcut sistemi iyileştirmeye yarayan bir ekonomik kuruluştur. 
Kooperatifçilik ilkin İngiltere de Robert Owen tarafından yaşama geçirilirdi. Günümüze gelene kadar bu işin öncülüğünü yapan İngiltere tüketim, Fransa üretim Almanya ise kredi kooperatifçiliğinin öncülüğünü yapmıştır. Aynı yıllarda Osmanlı devletinde ise Mithat Paşa öncülüğünde “memleket sandıkları” adıyla kredi kooperatifçiliği Balkanlarda yaşama geçirildi.
Her kuruluş gibi kooperatif içinde öncülere, girişimcilere ve kuruculara, ihtiyaç vardır. Kurucular belli bir toplumsal değerleri olduğu gibi çıkarları da vardır. Özellikle ekonomik temelde ki kuruluşlar için kurucuların işbirliğinin amaçları, dayanışma değil bireysel yararlar sağlamaya yöneliktir. İşbirliği grubunun, grupsal çıkarını gözetiyor olması bireysel çıkarın, ancak dayanışma özgülünde önce grup çıkarının üretilip gözetilmesi ve sonra onun da bölüşülerek bireylere aktarılması söz konusudur. Yani ister politik ister ekonomik bağlamda olsun örgütlülük küçük bir grubun önderliğinde örgütlenir. Kurucular (öncü) grubun küçük veya büyük olması grup içinde yer alanların sayısına değil, ondan önemlisi, aralarında ki ilişki ve etkileşimlerin niteliğine bağlıdır. Ekonomik açıdan işbirliği yapanların kendi çıkarları için kooperatifçiliğe girmesinde çıkarları olduğundandır. Yani, çözüm ortak işbirliğinde, keramet de dayanışmada aranır. Fakat işbirliği grubunun sağlayacağı ortak çıkar, belirlenen bireysel çıkarların gerçekleşmesine hizmet ettiği sürece katılımcılar tarafından ilgi çeker, aksi halde işbirliğine duyulan ilgi ve katılım azalır ya da kurucular içinde bile tamamen sona erer.
İçinde bulunduğumuz sistemin toplumsal yapısının ekonomi/politik tarihin de kooperatifçilik önemli bir göreve sahip olduğu gibi başlı başına bir güçtür. Bunda belirleyici olan kurucu kişi ya da grupların nitelikleridir. Sorunların azalması ya da giderilmesi bu kişi ya da toplulukların sorumluluğundadır. Sorunlar ya burada çözülür ya da burada başlar, yani başlangıcın veya bitimin kaynakları burasıdır. Kooperatifin seçilmiş yöneticileri sahip oldukları yönetsel otorite gücünün avantaj olarak kullanarak süreç içinde kendini( kişi ya da grubun) ortaklardan (üyelerden) bağımsız olmak ve hele onlara rağmen hareket etmeye çalışır ki kendisinde olmayan meziyetleri varmış gibi kullanmaya çalışır.(Maskara adlı yazıma bakın.)  Oysa yönetimi “emanet alanlar” ortaklar için ve ortaklar adına hareket etmek zorunda olup, onların ilgi ve çıkarlarını gözetmekten başka bir şeye sahip değildir.
Ekonomi bir bilimdir, toplumsal yaşamın maddi ve manevi biçimlenmesine yön ve biçim verir. Oysa devlet yapısı gereği seçilmiş ve atanmış “emanetçilerin” vurdumduymaz, dar kafalı, bağnaz, üstlerine yalakalık yapan bürokratların elindedir. Onlar için bilim değil, mistikçilik, koruyuculuk, gizliliğe körü körüne bağlılığa ve otoriteye boyun eğmektir. Bürokrasi için bilime ihtiyaç yoktur. Çünkü onun bilimsel olmaktan başka kaygıları vardır. Bu temelde ekonomik ve politik kurumlarda demokratik ve bürokratikleşme eğilimi arasında müthiş çekişme ve çatışma vardır. Kooperatif de var olan bu toplumsal ilişkinin bir parçası olduğundan bu sorunları yaşar; bu nedenle kooperatifler küçük ekonomik paylarla bir araya getirilerek oluşturulur. Bir araya gelenlerin hizipçi ve bireysel (egoist) mantığı şayet emanetçi yöneticilerin uygulamalarında ağırlıktaysa, kooperatif kuruluş sürecinde bitmeye mahkûmdur.
Kooperatifçilik var olan sistemin içinde küçük üretici ya da tüketicilerin bir araya gelerek oluşturduğu ekonomik bir birlikteliktir. Piyasaya hâkim olan şirketler ve tekeller küçük üreticilerin bir araya gelmesini istemediği gibi tüketicilerin örgütlenmesini de istemez. Bir yanda büyük şirket ve tekellerin baskısı, bir yanda emanetçi yöneticilerin çekilmez hale gelen kaprisleri bencillikleri nedeniyle kooperatifçilik hep hüsranla bitmiştir. Yine de sistem içinde sisteme muhalif küçük üretici ve tüketicilerin ekonomik dayanışması kooperatifçilik temelinde gerçekleşir. 
Not: Bu yazıda görüş, eleştiri ve önerilerini aldığım değerli kadim dostlarımdan başta Adnan, Bilal, Levent olmak hepsine teşekkür ederim.
Alıntı ve kaynaklar:
1 . K.Marx, “Kapital” 1.c. ve 2.c.
2.Z.G.Mülayim “Kooperatifçilik”.
ALİ İBRAHİM ÖNSOY
TEMMUZ 2018
                                     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi