Üretim ve kooperatifçilik çok önemli ve gereklidir

Dünyada ve günümüzde öne çıkan ve insanlık için en önemli olan şeyler nedir diye sorulduğunda ne düşünürsünüz?

Buna, para, sağlık, huzur ve birçok şey denilebilir.

Benim kasdettiğim insan varlığı ve devletler hukuk, sosyal faaliyetler ve ilişkiler için başta gelen gıda, Enerji ve sudur.

Tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi insanlığı yok etmek için var gücü ile ilerliyor.

Uygulamalara bakıyoruz, insanların bu durumu çok umursamadıklarını ayan beyan ortada.

Bilim insanları, Sağlık Bakanı, sağlık çalışanlarının tümü adeta insanlara yalvarıyorlar.

Ne olur, maskenizi takın, sosyal mesafenizi koruyun, hijyene önem verin” diyorlar.

Bunlar zor şeyler mi?

Hayır.

İnsanlara bakıyoruz, sarmaş dolaş geziyor. Pazar, market cadde ve sokaklar, bu hafta sonu gördüğüm sahiller ana baba günü. Yukarıda söylenenleri duyan olmadığı gibi uygulayanda yok.

Ahali, "Saldım çayıra mevlam kayıra" durumunda.

ÜRETİM

Adı üstünde üretim.

Ne olursa.

Burada konumuz elbette tarımsal üretim.

Ülkemiz dünya nüfusunun yüzde biri kadar.

Ülkemizin ekilebilir alanları dünyanın yüzde 10’u na tekabül etmektedir.

Bunun anlamı en kötü ihtimalle nüfusumuzun on katını kadar insanı besleyecek durumdayız demektir.

Peki, biz öyle miyiz?

Tabiki hayır.

Saman, ayçiçeği kabuğu, pamuk, nohut, bu liste çok uzar da, patates ve soğanı dışardan alan bir ülke 10 kat nüfusu nasıl beslesin ki.

Aslında mümkün.

Bunun için öncelikle çiftçimize mazot, tohum, gübre, alım ve fiyat garantisi verilmesi, sulamada, elektrik indirimi ve en önemlisi Kooperatifçiliğin teşviki ile bir arada olma benimsetilirse her şey olur.

KOOPERATİFÇİLİK

İddia ediyorum, ülkemizin kalkınmasının, huzura ermesinin, çiftçimizin yüzünün gülmesinin, tüketicinin daha ucuza tüketmesinin yolu kooperatifçiliği çok iyi bilen biri olarak belirtiyorum.

Evet ülkemizde Kooperatifçilik konusunda bilenler arasında ilk onda yer alabileceğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Bilenler bilir Ülkemizde Ali Topuz’un Köy İşleri Bakanı olduğu dönemde Bakanlığa Koopretifler’i ekleten ve Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı olmasına emeği geçen zamanın bürokratlarından birisiyim.

Sonrasında İstanbul Kooperatifler 1. Bölge Müdürlüğü kurucuları arasında oldum. Bilenler bilir, biz kooperatifçiliği Nedim Tarhan, Erdoğan Kantürer, Akın Birdal, Ege Çağlayan, Habil Turan, Ayhan Karazlı, Osman Hami Seymen, Mehmet Paçacı, İzzet Ağaçhan, İlknur Ilıcalı, Nurhan Demircioğlu, Cengiz Pala ve daha niceleri ile bir arada olup üretici ve tüketiciyi örgütleyip onları karşı karşıya getirdik. Tarım Bakanlığı yayanlarında Kooperatifçilik, Sorunları ve Çözüm Yolları adlı kitabım mevcuttur.

Yine o dönemde, Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde uygulamaya koyduğu ve yine bazı çevreler tarafından engellenen Köy Kent Purojesinde de bulundum. O projelere devam edilmiş olsaydı büyük olasılıkla baş belası olan Hain PKK örgütü olmayacak, köy ve mezralar bir araya toplanıp büyük yerleşim yerleri kurulacağı için eğitim seviyesi yüksek olacak işsizlik sorun olmayacaktı.

İstanbul ilçeleri, Çatalca, Silivri ve Şile ile o zaman il olmamış olan Yalova da kurduğumuz koopretiflere projeler uygulattık. Bölgemize bağlı Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli, Kocaeli ve Sakarya illerindeki Köy Kalkınma Kooperatiflerine uygulattığımız projeler nedeniyle hala oralarda gönlünde kooperatifçilik yapan dostlarım vardır.

Kooperatiflere ne oldu?

Kooperatifçilik üretici ile tüketiciyi karşı karşıya getirdiğinden mecburen aracılar, kabzımallar ortadan kalkınca bu durum bazı kişilerin işine gelmedi. Bunların karları ortadan kalktı. Üreticilerimiz ürününün değerini ederinde aldığı gibi pazarlama sorunu ortadan kalktı. Tüketici ise tükettiklerini çok daha ucuza temin etmeye başladı.

Bu durumda ne oldu?

O yıllarda hükümetler sıkça değiştiği için, özellikle Milliyetçi Cephe (MC) Hükümetleri ve döneminde ve 80 darbecileri sonrasında, tıpkı Köy Enstitülerinde olduğu gibi, Kooperatifçilik Komündür. Komün, Koministliği getirir” söylemleri üreten sermaye çevresi ve köylünün kalkınmasını istemeyen birileri kooperatifleri tıpkı Köy Enstütüleri, Öğretmen Okulları ve Diğer meslik Liselerinde olduğu gibi maalesef yok ettiler.

Şimdi köylümüzü ve çiftçimizi toprağı ile barıştırmak ve en azından bir milyar nüfusu besleyecek ürünü yetiştirmek ve ihraç etmek üzere çitfçiye destek verip koopratifçiliği canlandırmanın tam zamanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi