Uyumaya utanırdım!

Şubat ayı içinde, Suriye bataklığında kaybettiğimiz Mehmetçiklerimizin şehit olmasını hazmedememişken, 27 Şubat’ı 28 Şubata bağlayan gece, İdlib’de yeni şehitler olduğu haberi evimizin, yüreğimizin, memleketemizin bağrına ateş düşürdü. 
Önce 6, sonra 9, sonra 26, sonra...
Sabaha kadar ekran başında beklerken, Ankara’da olağanüstü toplantıların yapılmasından ve sessizlikten dolayı, şehitlerimizin açıklanan sayıdan çok fazla olacağından korkuyorduk.
Uyumadım, uyursam o soğukta, ateşler arasında kalmış, şehit düşmüş, yaralı olarak hastanelere sevk edilmiş gencecik çocuklardan, onları bekleyen anne babalarından utanırdım!
    ***
Bilirsiniz, böyle felaket, acılı haberler olduğunda bir umutla iyi şeyler düşünmeye çalışır insan. Ya da kötü bir rüya gördüğünü düşünmek istersin. Kendi kendine mırıldanırsın”yok haber yanlıştır,yaşıyorlardır”,”yaralılardır, hastanedeler ve iyi olacaklar.”
Ama olmuyor!
Milli Savunma Bakanını bekledik, Dış İşleri Bakanını, Cumhurbaşkanını. Ne yazık ki kimse açıklama yapmak için gelmiyordu. Basına açıklama görevi görevi Hatay Valisine verildi. Hastanelerde kaç yaralı var, kaç şehidimiz var? İdlib’de kaç askerimiz olduğundan bihaber beklemenin huzursuzluğunu tanımlayacak ifade yok!
    ***
Ne için orada bilmediğimiz, hiç birimizin ikna olmadığı, savaş mı yoksa adını operasyon olarak mı isimlendireceğimizi bilemediğimiz, 27 Şubat’ı 28 Şubat’a bağlayan gece, tarihimizde kara bir sayfa olarak kalacak. 
Yandaş medya kanallarının önceliği ise her zamanki gibi”rejim güçlerini şöyle vurduk, böyle vurduk...” Bundan bana ne? Bize ne? Artık, doğru, sağlıklı habere ulaşılacak haber kaynakları sayılı denecek kadar az. Ne yazık ki hem hükümet, hem de yandaşları inandırıcılığını kaybetti. Söylenen şeylere inanmakta güçlük çekiyoruz.
***
Bir başka gelişme ise mültecilerle ilgiliydi. Sığınmacılara engel olunmayacağının açıklanması ile birlikte çoluk-çocuk Avrupa’ya gitmek üzere geceden yollara düştü. İlerleyen günlerde bunun nasıl sonuçlar doğuracağını göreceğiz.
İnternete, sosyal medya hesaplarına girişin engellenmesine daha önceki tecrübelerimizden aşinayız. Oysa böylesine engellemeler, haber kaynaklarının engellenerek sansür konması biz vatandaşların daha fazla tedirgin olmasına sebep oluyor, haberiniz var mı? Resmi makamların açıklama yapmaması nedeniyle ortalıkta ağızdan ağıza dolaşan felaket haberleri daha fazla içimizi yakıyor. Bizden neler gizlenmeye çalışıyor? Konuşup, anlatıp bize bilgilendirmek zorundasınız!
    ***
Acımız büyük, çok büyük...Şehitler tepesinin artık boş kalmasını diliyorum.
Millet olarak hepimize sabır diliyorum. 
Üzgünüz, yastayız...
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi