Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Vatandaş olmak

Gizli, saklı ve kapalı olana her canlı gibi insan evladı da merak ve ilgi duyar.

İktidar erkini elinde bulunduran egemen güçler, oturdukları yer, yedikleri, içtikleri, giydikleri vatandaşlar tarafından alenen görülmesini ve bilinmesini istemez.

Gizlenecek önemli bir şey olduklarını düşünür. 

Devlet yani hâkim olan iktidarda bulunan güçler egemenliklerinin devamı için her şeylerini vatandaştan saklamaya özen gösterir.

Saklananda bir giz vardır.

Saklanandaki sır giz ne olabilir?

Sakladıkları bedenlerindeki fazladan bir organ mı?

Yedikleri yemek bizimkine benzemiyor mu?

İçtikleri su bizim içtiğimiz suya benzemiyor mu?

Yattıkları yatak

Üstünü örtükleri yorgan

Başlarını koydukları yastık

Giydikleri giysi

Taktıkları yüzük

Okudukları kitap

Gördükleri

Yazdıkları

Ciğerlerine çektikleri hava,

Damarlarında ki akan kanın rengi,

Vatandaşlardan farklı mıdır?

Hâsılı “Âdemin çocuklarıysak”

Senin ne üstünlüğün var?

Farklılığın,

Ayrıcalığın ne olabilir?

Ama bu günlerde geçmişin debdebeli saraylarında yaşananlara öykünme artmakta.

İktidarın izlettiği haber ve film, okudukları gazete ve dergi vatandaşları koşullu olarak şartlandırmakta.

Saray yemekleri,

Saray tatlıları,

Saray çorbaları,

Saray giysileri

Saray takıları,

Peki, sormazlar mı bunlara sahip olmak için ne yaptı?

Yan gelip yatmakla bunların olmayacağı bir gerçek,

Gökten zembille düşecek de değil,

Yoksa çalışmakla mı bunlara sahip olundu?

Adalet, eşitlik, hakkaniyet gözeten “adalet mekanizması”,

buradaki eşitsizliğe neşter vurmaya niyetli mi?

Vatandaşlar bir lokma bir hırkaya çalışmaya razı da olabilirler ama eşitsizliğe devenin hamutuyla götürülmesine ve sonra övünülüp imrendirilerek anlatılmasına adalet, hak ve eşitlik sorumluları ne kadar göz yumar?

Saraydakiler, debdebeli yaşantıları için vatandaşın tarlasındaki ekine, bağındaki üzüme, ahırdaki hayvanın etine ve sütüne, kümesteki yumurtaya dahası vatandaşın kendisine muhtaç;

“O” altın yumurtlayan tavuk gibi kıymetli.

Sen, içtiğin suyun, yediğin ekmeğin, ektiğin tarlanın hatta genzine çektiğin havanın bile vergisini vermektesin.

Devlet ve onun kurumları yakası kalkık, omuzu kalabalık ve beli silahlı güçleri, senin huzurlu ve güvenli yaşaman için var.

Ülke sorunlarını yaşananlarını sorup sorgulamak yasal hakkın olduğun halde yasak deniliyor ve ceza veriliyorsa;                                                                    

Hırlısı, hırsızı, soyguncuyu, sahtekârı ve yalancıyı yakalayacağına seni yakalayıp sorguluyorsa;

Emek verip ürettiğin, büyütüp beslediğin ne varsa elinden alıp gasp edene değil sana silahın namlusu doğrultuluyorsa;

Ve vatandaş olarak öteleniyorsan;

Bu durum “hayır mı şer mi” kendin ve çocukların için bir dur, düşün ve sorgula.

Bir vatandaş olarak yasal ve doğal olan hakkını aramıyorsan birileri sana rağmen seni yönetiyorsa “sana bir şey demeye dilim varmıyor.”

Ama hala “ben vatandaşım” diyebiliyorsan bu hakkını bil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi