Rahsa Pınar Çetinkaya

Rahsa Pınar Çetinkaya

Vazgeçebilmek

Hayat doğduğumuz zaman bizi bir kader motifine bağlar ( Gülderen Budaycıoğlu'na ait çok güzel bir tanımlamadır kader motifi) Ve hayat der ki; sen bu yoldan yürüyeceksin. Kader motifin bu şekilde örüldü...

Hayır "ben tercihlerime göre yeni bir yön çizeceğim" dediğiniz anda vazgeçmeye başlarsınız. Artık o yolun sizi farklı bir gelecek vereceğini düşünür, bunun için tüm gayretinizi sergilersiniz.

Ailenizin istediği şekilde yaşam şekillenirken, seçtiğiniz meslek için aldığınız eğitimi bir kenara bırakıp yeni bir işe başlamak da vazgeçmektir.

Sosyal statünüze göre veya ekonomik durumunuza göre yeni bir semt, şehir, ülkeyi seçmek gibi...

Evlenirken bekarlıktan vazgeçebilmek gibi... Ya da uzun yıllar aynı yastığa baş koyduğunuz eşinizi de geçmişe bırakma düşüncesi gibi...

Vazgeçmek; geçmişi silmek değildir, yeni bir sayfa açmaktır.

Ama korkularından dolayı vazgeçmemek Bircan Yıldırım'ın da kitaplarında da dediği gibi çağrışım yaparak kendinize çekmenizdir. Üstünüzden o korku paltosunu atamadan vazgeçmezsiniz.

Vazgeçemem dediklerimiz bizden vazgeçtiği zaman da yine aynı şeyleri söyleyebilir miyiz?

Bir arkadaşım ile sohbetimizde sevdiği adamın kendisinden gitmemesi için (kendisine göre fedakarlık, bana göre kendi yapısına ihanet) söyledikleri düşündürdü. Teslimiyetçi bir ruh mutlu etmeye çalışırken ne kadar süre mutlu olduğunu düşünebilir. Yorulduğunda... Meğer diye başlar cümleye " kendimi ne kadar üzmüşüm,yok saymışım, ben bu hayatın neresindeyim" vazgeçmesin diye kendinden vazgeçmiş olmanın verdiği acı ile yüzleştiği ana kadar bu kısır döngü yol alır gider...

Vazgeçebilmek kitabının çok satan Amerikalı kişisel gelişim yazarı Guy Finley şöyle der; "ister ağaç ya da insan, tüm canlıların yaradılışında, gerekmeyeni bırakmaktır."

Çok severek aldığın kıyafetini, eşyanı ya da herhangi birşeyi bir süre sonra bırakabilir sahiplenmezsin ama kişi söz konusu olunca aitlik, yalnızlık duygularından dolayı farklı düşünürsün. Kendini kandırırsın. Hiçbirşey baki olmayan hayata hükmedercesine...

Ünlü düşünür Diyojen ise, "her şeyden vazgeçerek özgürleştiğini" söyler. Bu sözüne de "hiçbir şeyi olmayanın, hiçbir şey yitirmeyeceğini" ekler. Sahiplik duygusunu sıradanlaştıran, hiçlik ile yakınlaştıran duygu travmasıdır belkide...
Ama şu bir gerçek ki; bizim elimizdedir bazen vazgeçmek, bazende kader motifinin...

Hayat bizden vazgeçtiği anda elimizde seçim şansımız da olmayacağı için, tüm enerjimizi ve geleceğimizi bize faydalı olabilecek idealler ve yaşam üzerine kurmalıyız. Güzel yaşadım çünkü kendimi mutlu etmek için vazgeçmeyi bildim demek gerekir belkide...

Hayatınızın patronu da işçisi de sizsiniz esasında.
Sizi mutsuz edeni ve mutlu edeni bilen kişisiniz. Mutlu edenlerle yolunuz kader motifini örsün.
Unutmayın, zaman nefes aldığın andır yarının garantisi yok. Yarın olacakmış gibi geleceğinize işçilik yapın. İdelalerinizden vazgeçmeden, kendinizden vazgeçmeden, mutluluğunuzu kadere endekslemeden kendi kader motifinizi örün... Ve her tercih birşeylerden vazgeçiştir...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahsa Pınar Çetinkaya Arşivi