Vicdanıma teslim ediyorum kendimi

Kanatırsan vicdanını, hesap veremezsen, ezilersen hiçliğin ve gücün karşısında insan olamazsın. 
Her zaman yaptığım gibi, gücün karşısındaki tüm hiçliğim ve acizliğimle vicdanıma teslim oluyorum. İsyanı, vicdanımın en derinliğinde yaşıyorum.

Güvenirsin, bir şey zannedersin kendini. Güvendiğin kişide bir karşılığın var zannedersin.
Bir gün duvara toslarsın ve hikaye olduğunu anlayıverirsin.
****
Dostluk, arkadaşlık dediğin nedir ki?
O istemeden o'nun için elindeki imkanın, ne kadarsa kullanabilmektir.
Dostluğun gereğini yapabilmektir.
Dostun bir şey talep ettiğinde, elindeki olanakları adaletle kullanabilmektir. 
Adalet bir kadının adı değildir, vicdanın adıdır. 
Adaletli olunamıyorsa, vicdanı yaralamış bir dostluk ne işe yarar ki?
Ya senin dostluk dediğin, dostluk değildir ya da hikayeden ibarettir ve kendini kandırmışsındır. 
***
Güç zehirlenmesi nasıl bir şeydir?
Yapabileceğiniz başka şey var iken; "ben istedim, ben öyle düşünüyorum” diyerek istediğini yapmaktır. 
Halbuki yaptığı şeyin benzerini başka yerlerde yapmamışsındır. 
Dünyada en kolay şey birilerinin umudunu yok saymaktır. En zor olan şey ise umudu yükseltmektir. 
Vicdanı yaralamayacaksın, kanunlar senden yana olsa bile... Çünkü vicdan başka bişeydir ve o kanunların da önündedir. 
****
Türkiye'yi yönetsen ne yazar?
Mal varlığını 100 katına çıkarsan ne yazar?
Dünyanın en güçlü adamı olsan ne yazar?
Bir umudu kırdıktan, bir vicdanı kanattıktan sonra...
Yazık...
 

Vicdanımı yitir(ir)sem, kendime nasıl saygı duyabilirim ki?

Gücün karşısında aciz kaldığımda her zaman yaptığım gibi vicdana teslim ediyorum kendimi. 
Var olduğunu zannettiğim dostlukların hikayeden olduğunu anlayınca vede bir şey yapamayınca vicdanımın baskısı altında yok oluveriyorum.  
 Vicdanıma hesap veremezsem ben olamam ki... Onun için her zaman yaptığım gibi sizin iktidarınız ve gücünüz varsa, bizim de vicdanımız (ki o dağlardır) var diyerek isyan ediyorum. 
 ****
Başka türlüsü mümkün iken ve imkanı varken yapılmamışsa, gücün karşısında esir olunmuşsa susamam. Vicdanımın kabul etmediği bir şeyi yokmuş gibi davranamam.
Onun içindir ki, tüm her şeyi reddederek vicdanın isyanına teslim oluyorum. 
İktidarın ve gücün karşısında vicdanın yanında yer alıyorum. 
***
Mezarlıklar, gücün iktidarın hiçbir şey olduğunu gösteren yerlerdir. 
Kim olursan ol, bir gün eşitler tüm insanları... 
İktidarın şehvetine teslim olanlar öyle ya da böyle kaybederler. 
Bugün değilse yarın... 
Yarın değilse günü geldiğinde... 
Başka türlüsü hiç olmadı, bundan sonra da olmayacak. 
Tarihte hep vicdan kazandı. İktidar ve güç kaybetti.
****
Bugün, ne tarihin devasa gücü Roma var ne de dünyayı yöneten Sezar. 
Tüm Romalar ve Sezarlar öyle ya da böyle tarih sahnesinden günü geldiğinde çekiliyorlar.
Ya barbarlar yıkıyor ya kendi içinden yıkılıveriyorlar.
Tüm güç sahiplerinin bilmesi gereken temel gerçek bu. 

Son söz: Dünyanın en güçlü devleti Roma'yı barbarlar yıktı. Ne diyordu Rahmetli Müslüm Gürses, "Yakarsa dünyayı garipler yakar." 
Vicdansızlığa karşı garibanlar bir gün barbar oluverirler. Çünkü asıl barbarlık kanunlarla vicdanları yaralarken, garibanların barbarlığı günü geldiğinde isyan ve vicdanın sesi oluverir. 
Barbarlık diye gördüğümüz isyan ise asıl barbarlık karşısında günahsız kalır ve haklı oluverir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Tarakçı Arşivi