Gelecekte üniversitelerde ders olarak okutulacak bir dönemden geçiyoruz... SARS-CoV-2 virüsünün yol açtığı COVİT-19 salgınından bahsediyorum... Yaşadığım Almanya’da virüs bugüne kadar yaklaşık 1,7 milyon kişiye bulaştı... Virüse bağlı ölümler 30 bin sınırını aştı... Her gün ölüm sayısı 400-500’ün altına inmiyor, bazı günler 1000’e yaklaşıyor... Çarşamba bini de aştı... Bunları mukayese için yazıyorum... Bugünü anlamak için bilgi şart... Türkçe sosyal medyayı okuyarak ilerlemek zor... Doğru gerçek, bilgiyi, kasıtlı veya kasıtsız yayılan eğrilerden ayırmak güç... Bu yüzden ne olup bittiğini ıskalayan çok...
* * * *

Satranç oynamayı bilmeseniz dahi mutlaka duymuşsunuzdur... İki oyuncu arasında satranç tahtası ve taşları ile oynanır... Amaç karşı oyuncunun şahını mat etmektir... Yaklaşık bir yıldır yaşadığımız salgını bir satranç oyunu gibi adeta... Sanki satranç oynuyoruz... Bir tarafta SARS-CoV-2 virüsü diğer tarafta ise ‘insanlık’... Ama normal bir oyundan farklı... Ölümcül bir oyun... Oynayanlar bilir... Satrançta oyun üç aşamalı... Oyun açılma ile başlar... İki taraf da en güçlü pozisyonu oluşturmaya çalışır. Rakip virüsün açılmasında insanlar gafil avlandı.  Öyleki daha birinci dalgada  güçlü bir pozisyona geçti... İkinci aşama orta oyundur... İnsanlık orta oyuna dezavantajlı girdi ama zamanla rakibinden daha iyi hale geldi... Çünkü rakibin yani virüsün stratejisini inceleyip öğrendi...
* * * *

İnsanlık adım adım konumunu geliştirdi... Maske, mesafe ve hijyen kuralıyla virüse çok taş kaybettirdi... Finale de yanına aşıyı alıp güçlü girdi...  Satrançta kim finale üstün girerse, kazanma şansı yüksektir. Bu oyunun kuralı... İnsanlık aşı ile güçlü bir hamle yaptı... Bu da oyunun yakında biteceğine dair umutları artırıyor. Ama disiplinsizlik oyunu kaybettirir... Son ana kadar yani şah mat olana kadar aynı disiplinle devam etmek şart... Çünkü kolay pes etmeyen bir rakip var karşıda... Aşı ile elde edilen avantaj hemen zaferin garantisi olarak görülmemeli... Virüs savaşmadan pes etmiyor.... Çünkü son zamanlarda mutasyona da uğradı... Bu mutasyonla insanlığı başka bir satranç tahtasına çekmeye çalışıyor sanki... Onun için oyun bu partide bitmeli...
* * * *

Oyunu bu partide bitirmek için disiplini elden bırakmamalı... Virüsün damlacık yoluyla insandan insan geçtiği biliniyor artık... Dolayısıyla maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok sıkı riayet edilmeli... İlk kez İngiltere’de ortaya çıkan ama bu arada diğer ülkelerde görülen bu mutasyona uğrayan virüs öncekine göre yüzde 70 daha bulaşıcı... Bunu bilim insanları söylüyor... Daha fazla bulaşıcı olmasından öte daha öldürücü veya hastalığın seyrini daha ağırlaştırdığı yönünde bir bulgu yok... Bu bilgi iyi ama daha bulaştıcı olması maske, mesafe ve hijyen kurallarına daha da dikkat edilmesini artıyor...
* * * *

Oyunu bu partide bitirmek için aşı önemli... Almanya’da Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler şöyle diyor... ‘Aşı, oyunun kurallarını değiştiren belirleyicidir... Bu, sanki insanların virüse karşı oyunlarında satranç tahtasına ikinci bir vezir getirmiş gibi oldu’... Bu konuda Türkiye'nin yönü ve tutumu belli... Türkiye, Çinli Sinovac firmasının ‘inaktif’ metoduyla ürettiği ‘CoronaVac’ aşısı ile Alman/ABD Biontech/Pfizer’in ürettiği mRNA bazlı ‘BNT162b2’ (yeni adı Comirnaty) aşısı üzerinden yürüyor... ABDli Moderna’nın mRNA-1273 aşısı veya İngiliz Oxford/AstraZeneca firmaları ile de görüşüldüğünü tahmin ediyorum... İnsanların sevdiklerini koparıp alan, insanları ekonomik, psikolojik olarak yıkan bu salgının soktuğu karanlık tünelde ışık gözüktü... Ama bu ışığa ulaşmak için maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymak kadar aşı olmak da şart... Başka çaresi yok...