Yalnızlığa övgü

Meziyetli iştir yalnızlık.

Onu ne olduğu gibi yaşamınıza imkan verirler ne de ondan kurtulmanıza…

Bazen öyle zamanlar gelir ki kimse ile paylaşmak istemezsiniz yalnızlığınızı bazense ondan kurtulmak için çareler arar, düşler kurarsınız…

İnsanın hayatı yalnızlığa karşı verdiği amansız mücadele ile geçiyor. İnsan her daim yalnızlıkla güçlü bir aşk - nefret ilişkisi yaşamaktan ileri gidemiyor…

Evet insan dünyada var oluşunu kabul ettirebilmek için yalnız olmamalı bilakis diğer insanların arasında ve bir şeyler yapıyor olmakla meşgul görünmeli… Ama bir o kadar bunu yapan her insan sistemin ve düzenin esaretini de hissetmiyor değil … Daimi yalancı bir gülüş, lüzumsuz selamlar, gereksiz muhabbetler, hepsi var oluşunu hissettirmek için …

An geliyor sıkılıyorsun bu düzenden, var oluşun bu ahmakça neden sonuç kurgularından arınmak istiyorsun. Ama bir bar taburesinde tek başına ama bir bistro da yalnız başına otururken önündeki viski kadehini seyredip hayaller kurmak istiyorsun… İşte tam o an, tam o zirveye varmaya yakın ve dünyadaki tüm sorunları çözmeye yaklaştığın an, birisi geliyor, hiç gerek yokken; Merhaba diyor …

Merhaba diyorsun… Bütün gizemi kaçıyor biriktirdiğin hayallerinin, tüm çekiciliğini yitiriyor bir süre sonra aklındaki çözüm planları ve ne kadar boka battığını insanlarla konuşurken bir kez daha anlıyorsun.

Kötücüldü insanlar, senin başarınla mutsuz olurlardı bir çoğu, bir çoğu ise başarısızlığına üzülürmüş gibi yapar içten içe gülümserdi, sevinmek için düşmeni üzülmek için başarılı olmanı bekleyen milyarlarca insan var dünyada!

Sence bu neden oluyor?

Hayır, hayır size net cevaplar zaten veremem. Ama şunu söyleyebilirim; İnsanlar yalnız olduklarının farkında değil. Bir çoğu yalnızlık hissetse dahi bunu kanıksamaktan çok uzakta hatta ölüm konusunda da böyleler, ölmeyecekmiş gibi yaşar, evlerinde bir yandan pirinç pilavını çatallarken diğer yandan ana haber bültenlerindeki haberlere uzak bir dünya sinemasından film gibi bakarlar…

Yalnızlığını kabul edemeyen, öleceğini kabul edemeyen insanlarsa her zaman savaşır. Savaşması iyi bir halt değil. Zira onun savaşı kendi varlığını kutsama savaşı. Sen başarılı olursan üzülme sen başarısız olursan sevinmeye adanmış bir savaş…

Yalnızlık meziyet işi. Esaslıca yaşamak onu… Kendi yalnızlığına vurgun olduğun kadar başkalarının kalabalıklarından da fırsat kollamama işi.

Gorki'nin şamarı

“Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, sevmediği hayatı yaşayan, sevmediği işi yapan, sevmediği kişilerle yaşayan, kalabalıklar yüzünden yaşamaya karşı ne bir sevgi, ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen, her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara girermiş gibi giren, gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yalnız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren bütün ölü kentlerin, ölü doğmuş çocukları !
Size bu ölü yaşamı hazırlayan “sermaye sahibi egemen sınıftır”, bu acımasız oyunun varlığı siz izin verdiğiniz sürece sürecektir.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Anıl Boduç Arşivi