Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

“Yangın var”

Eskiden “yangın var” denildiğinde söndürmeye “tulumbacılar” giderlerdi.

Tulumbacılar da “nerede” diye sorarlardı.

Bugün gerçekten “yangın var”.

Nerede?

Son günlerde gerçekten ülkemizin ormanları ve çalılıkları olduğu gibi yer küremizin dört bir tarafında orman yangınları çıkmakta. Yangınlar genellikle ihmalkârlığın ilgisiz ve alakadar olamayışın yanında toplumu bilgilendirip eğitemeyişimizin sorumluluğu. Bir de kasti olarak çıkaranlar var.

Sormak gerek seçilen ve atanan yöneticiler dahası devlet neden var?

Devlet demek kurum demek dünden bugüne ve yarına planlı programlı çalışma demektir. Hele devlet yöneticisi ya da halkın yöneticisi dendiğinde birilerinin ağızlarında ve kalemlerinde pelesenk olan “Fırat kenarında kaybolan kuzudan sorumlu” olanlar sözümüz sizedir.

Sizi iktidara taşıyan 12 Eylül paşalarının zihniyetini yok sayamayız. Siz ABD savunma bakanının “our boys” dediği “bizim çocuklar”ın devamısınız. Bunlar hesabını mutlak verecek ama siz iktidarınız döneminde kaç kuzu kayboldu, kaç askerin başına çuval giydirildi, kaç ekmek almaya giden çocuk öldürüldü, kaç çocuk sorgu odalarında kayboldu, kaybedilen yok edilen kimin çocuğu kimin anası babasıydı yanıt verebildiniz mi?

Doğayı talan eden madenciler, beton dağlar yapan müteahhİTler, sanayinin atık sularını arıtmadan derelere, göl ve denizlere akıtmaya izin veren, derelerin önlerine hes’ leri kuran, yaylalara ve kıyılara imar izni veren kim?

Devletin vermiş olduğu maaşın dışında bir geliri olmayan, parmağında ki halkadan başka bir variyeti olmayan, bir vaiz, bakkal muhasebecisi, mahalle bitirimi, topçusu günümüzün politikası ve de zengini kim?

“Eşitsiz gelişim kapitalizmin temel kurallarından biridir.”

Günümüzde kapitalist devlet anlayışı plansız ve programsızdır. “Ama” elbet onunda bir planı var. Bu plan daha çok hırs, açgözlülük ve doymak bilmez midesi ve sahip olmak için yapamayacağı şeyin olmadığı bir gerçek. Gözünü hırs bürümüş biri her türlü kötülüğü yani melaneti yapmaktan çekinmez. Savunmasız kişilere saldırır, elindekinin kıymetini bilmez başkasının lokmasına göz diker. Bu gibiler “dal kesen baş kesendir”. Savunması da ilginçtir, “benim inancımdan, ırkımdan değil”.

İçinde yaşamımızı idame ettiğimiz sistem de devlet yöneticileri plansız, programsız ve gelecek derdi olmayan bir anlayışta. Tarım girdilerinin ithalatını artırarak tarım yetiştiricilerini kente yönlendirmekte; kentlerde sanayi üretimi değil hizmet sektörü çoğalmakta; her kente devlet ya da vakıf yüksek okulu açılarak diplomalı niteliksiz ve işsiz eleman yetiştirilmekte; devlet/kamu kurumlarına nitelikli ve gelişen dünyayı takip eden eleman yerine “yalaka, ispiyoncu ve maskara” karakterliler işe alınmakta.

Bir Çin sözüne göre, “Bir yıl sonrası için darı, on yıl sonrası için ağaç ve yüzyıl sonrası için kültür ekilmeli” sözünü makam odalarına asanlar sözün ne anlama geldiğini bilmemekte.

Ülkemiz dünden bugüne küremizin ılıman kuşağında. Kıtalar arası doğal köprü görevi yapmakta. Her yüzyılda akınlar ve göçler olurken son iki yüzyıl içinde her on yılda bir göçlere ve akınlara şahit oluyoruz. Hele birde devletin gelecek için plansızlığı ve ön göremeyişi bazen doğal bazen de kasti ilgisizliği nedeniyle afetler yaşamaktayız.

Devlet kurumları var olanı korumak kollamak ve geleceği planlamak için idari ve teknik müşavirleri var. Hatta planlama ve proje için bunlar yetmeyince ihale açıp müteahhİTlere iş vermekte.

Sonuç; maden aramaları nedeniyle tarım ve orman arazileri talan edilip yok edilmekte; HES’ ler nedeniyle dere yatakları değişirken sel felaketleri yaşanmakta; yalı, villa, köşk malikâne, saray ve turizm binaları için kıyılar, orman ve tarım alanları yok edilmekte; boğazlardan geçen gemiler denetlenemeyerek sintinelerindeki atıkları iç denizimize atarak kirletmekte bir de kanal yapılacak; kendi ülkemizin çöp ve atıkları yetmezmiş gibi başka ülkelerin çöp ve atıkları ithal edilmekte; kısaca plansız gelişim ve sorunları küçük görme işte “sonuç”.

Hintli Beydeba’nın sözüyle “ ateşin, borcun, hastalığın ve düşmanın küçüğü yoktur”. Sorunları küçümseyen gaflete düştüğünde felaket daima yakındır.

“Yangın var”.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi