Yaradan sev diye emretmişi bize..

Söz vermiştik dualarımız da. Yer yarılsa, gök üstümüze kapansa, dünya tersten dönse yine birbirimizi seveceğiz diye.

Sonra bekledik hep bekledik. Bekledikçe bir kat daha arttı sevgimiz, aşkımız, acımız...

Kaldıkça yandık, yandıkça kavrulduk...

Hep bir boşlukta gezindik, onu aradık sonra vazgeçtik. Unuttuk, sevgiyi unuttuk.. unutturdular bize.

Neydi sevgi?

Leylaların, Şirinlerin, Aslıların nazımıydı? Yoksa Ferhatların, Mecnunların, Yusufların niyazı mı?

 Neydi sevgi?

Bir bakış, bir duyuş, bir gülüş müydü? Yoksa farklı hülyalara, hayallere, rüyalara dalış mıydı? Neydi?

Yoksa yaradana duyulan minnet ve şükrün adı mıydı?..

Bekledik, bekledik hep bekledik. Bekledikçe büyüdü sevgimiz, yandık, kor olduk. Küle döndük .

Acı çektik ama o acıdan zevk almasını da bildik, olgunlaştık, hayata bağlandık.

Bazı şeyleri tanımlamak mümkün olmadı ve tanımladığımız bazı şeyleri doğru tanımlayamadık galiba…


Kim anlatabilir ki deniz manzarasının güzel olduğunu, hayatlarını kurtarmak için yakınını denize feda eden birine?
Ya da bir ateş insanın içini nasıl ısıtabilir, sevdiklerini acımasız ateşlerde yitirenin?
Veya güneşin nesi güzeldir, ışıklarının altında susuzluktan kavrulduysanız, boğazınız kurumuş, sesinizi duyuramadıysanız?

“Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dili konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?”

İşte herkesin iyicil ve kötücül anlamlar yüklediği şeyler ayrı ayrı değil mi?
Bir görüntünün, bir kelimenin herkes için tek bir anlamı olması nasıl mümkün olsun ki?


Herkesin kendi sözlüğü var işte cebinde, yüreğinde… Ortak bir dilimiz elbet var ama herkesin kendi içinde de ayrı bir dili mevcut, sadece çok azıyla paylaştığı.

Ve kim diyebilir ki yağmur kötü diye, sırılsıklam ıslanmaktan mutluluk duyan birine…

Yaradan “sev” diye emretmişi bize..

Sevebildik mi, kavgalardan, nefret ve düşmanlıklardan başımızı kaldırıp birbirimizi sanıyorsunuz?..

Sevmek bir tarafa aynı yaradana inanıp din savaşlarıyla öldürenler değil miyiz derin çelişkiler içinde birbirimizi..

Onu da siz söyleyin benden sorması…

VESSELAM

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi