Rahsa Pınar Çetinkaya

Rahsa Pınar Çetinkaya

Yaşa, sev, çalış

Yazıma giriş yapmadan önce; evlat acısı çeken eli öpülesi annelerden, evlat kokusuna hasret annelerden özür dileyerek aflarına sığınıyorum.

*

Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada kadın olmak yüzyıllardır aşamadığımız çağ dışı bir konudur. Kadının yüceliği kutsallığı tüm inançlarda üstün tutulurken, inacının arkasına saklanarak kadını arka plana atan garip bir toplumuz. Oysa bazen perde arkasında kalsalarda yöneten hep bir kadındır. Eş-anne farketmeksizin bir kadın hep vardır. Kadının yüceliğinden yapacaklarının gücünden korkan toplumun kodlamasıdır sadece. Bunu başka bir zamana bırakalım ve kadının annelik konusununda kalalım.

*

Anneliğin hamilelik sürecinden başlayan yolculuğundan itibaren hissedilen o muhteşem duygunun güzelliğinden bahsetmek istiyorum.

Anneliği bana her anlamda harikulade yaşatan evladımı dünyaya binlerce kez gelsem yine onun annesi olmayı aşkla, gururla, onurla isterim.

Bugün meleğimin doğum günü vesilesi ile geçmişe daldım gittim yine. Albüme baktım (teknolojiye esir düşmeden önceki albümümüz duruyor) her resimdeki o an'a gittim. Doğum sonrası kucağıma verdiklerindeki tanışmamıza gittim. Gözlerine bakınca içimdeki hislerin tarifsiz muazzam güzelliğine gittim. Harikalar diyarına gittim açıkcası...

İlk gülümsemesi, kelimeleri, ateşinin ilk çıktığındaki yaşadığım travma gibi olan paniğimi, uyurken bakmaya doyamadığımı, kokusunu içime çekince yaşadığım o muhteşem duyguya, anne kelimesini duymak için yaptığım cambazlıkların sonucundaki baba demesindeki şaşkınlığıma, okuldaki uyumuna, başarısına, defalarca ayın öğrencisi olmasına, ödevlerini sorumluluklarını nasıl yaptığına, dürüstlüğüne, dik duruşuna, merhametine, saygısına, ideallerinin peşinden sabırla sebatla gitmesine, gurur duymama ve şimdi de anne-kız ilişkimizdeki sağlam, dostluk, sırdaşlık çerçevesindeki bağımıza kadar uzun bir yolculuğa çıktım.

Daha ne isteyebilirim bu hayattan bundan büyük nimet mi var? Binlerce kez varlığına şükrettiğim canımdan öte canım o benim.

Her doğum gününde yazdığım yazıların uzunluğuna kızar ve eminim bunu okurken de aynı isyanı edecektir. Affet meleğim mevzu bahis sen isen es yapmak çok zor benim için.

Sana hayatın boyunca kullanacağın maddelerden oluşan nasihatler vermeyeceğim. Çünkü ayağa kalkmayı daha yürümeye başladığında düşmelerinden gördün. Ben ihtiyaç hissettiğinde söyleyeceğim ama elbette ki hiç düşmemen için dua edeceğim,yanında olacağım. Hatalarında da doğrularında da ömrüm boyunca gölgen kadar yakınında olacağım, sen yeter ki bu gücü bil ama tecrübeye has deneyimleri sen kazanacaksın. Nasıl ki "anne" dediğinde ben"canım" diye cevap veriyorsam her zaman yanında olduğumu canımı hisset yeter.

Rabbim seni bize verdi ve bana ömrün boyunca ona her baktığında mutluluğun tablosunu çiz işte dedi. O yüzdendir ki; sana her baktığımda çok mutluyum, yorgunluğum, üzüntüm senin yanında eriyip gidiyor. Harika bir babanın, muhteşem kızısın sen meleğim.

Ben seninle ikinci kez doğdum, hayatın anlamını seninle öğrendim. Sen bana beni kattın, anlam kattın ve seninle tamamlandım. Annemi anlamayı öğrendim. Anneliği öğrendim. Yaşamın en güzel anlamını varlığınla öğrendim. Ve bunlar gibi öyle çok anlam kattın ki hayatıma, seni veren rabbime binlerce kez şükürler olsun.

Sana herzaman öğretmeye çalıştığım ilk madde bu hayatta bir genç kadın olarak kendi ideallerin için yoluna çıkan taşları gör ve yoksay, yolunda dik yürü, kendin için yürü, alnın açık başın dik olsun, eline aldığın hangi iş ödev sorumluluk varsa kendi gücünü unutma ve en iyisini yapabileceğini bilmendir. Zaten senin karakterin, terbiyen, zarafetin, gözlem yetenğin, arkadaş seçimin, zekan, istikrarın herşey ile mücadele edebilecek güce müsait. Sen Allah'ın muhteşem bir lütfusun inan bana. Çünkü seni sen yapan harika özelliklerin var ve bunu her yaş aldığında sen göreceksin zaten.

Bu dünya çirkinliklere gebe olarak hızlı dönmeye devam edecek ve sen modern, çağdaş, güçlü kadınlara örnek kişi olacaksın, bunu şimdiden görüyorum. Ve gurur duyuyorum seninle.

Benim güzel yürekli, cesur kızım seni çok seviyorum(z) ömrün çiçek bahçesi güzelliğinde geçsin, eline batmasını engellenemeyecek o hain dikenler anlık geçsin acıtmasın o güzel yüreğini birtanem...

Bu güzel yaşları doya doya üretken, verimli ve keyifle yaşa. Boşa giden zaman çöptür ve çöpe atacak hiç bir an olmamalı, hayatın her an'ı öyle kıymetli ki ; sen daima enleri yaşa, sev, çalış, öğren, öğret, gez, şükret, sen olmaya devam et...

Canımın canı, meleğim hayatımın ödülü, birtanem benim, güzel ve mutlu yaşların olsun...

Bu sene, evin duvarlarına az not yazacağım sadece yirmibir tanecik seni seviyorum o kadar...

Velhasıl kelam sen benim cennetimsin...

İyi ki doğdun canım güzel kızım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahsa Pınar Çetinkaya Arşivi