Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Yasaklı günler

Çin'in Vuhan eyaletinde başlayan ve kısa bir sürede küremizin her bir tarafına yayılan salgın hastalık ölümcül virüs covit-19 toplumsal yaşamı tedirgin etmekte. Ülkemizde geçen ay okulların tatil edilmesi, ardından 20 yaş altı 65 yaş üstü olanlar ile kronik hastalığı olanların evden çıkması yasaklandı. Geride birinci ayı bırakıp ikinci aya girerken ve hafta sonları ülkenin yarısının evden çıkmaması salgının ne kadar ciddi boyutta olduğunu ortaya koydu. Bu hafta sonu da eden çıkmak yasaklandı.
Kamu dâhil birçok şirkette çalışmak zorunda olanlar özelde sağlık, güvenlik, enerji, ulaştırma, iletişim yani basın yayında çalışanlar sahada olduklarından hastalığın bulaşma riski var. Öncelikli olarak bunların sağlığı ve güvenliği sağlanmalı. Devlet yurttaşıyla vardır; yurttaşın gündelik yaşamı devam etmesi devlet güvencesindedir. Devletin yakası kalkık, omuzu kalabalık ve beli silahlı güçleri yurttaşların huzur, güven, sağlık ve mutluluğunu sağlaması ile görevlidir. Yaşamakta olduğumuz bu salgın hastalık önlemi ve tedbirleri ilaç şirketlerini değil toplum sağlığını düşünenlerin görüşleri temel alınmalı. İlaç şirketlerinin çıkarı ve polisiye tedbirlerle mücadele değil, toplum sağlığı temelinde yurttaş karantinaya alınmalı.
Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, ülkemizde devleti yönetenler yönetemez duruma düştüklerinde sıkıyönetim ilan edip birçok yerde sokağa çıkma yasağı getiriyordu. Bugünde olağanüstü bir dönemden geçiyoruz hem de dünya çapında. Küremizi tehdit eden bu salgın hastalık karşısında polisiye değil sağlık temelinde tedbirler alınırken kimseye ayrıcalık gösterilmemeli. Devlet katında birilerine ayrıcalık yapılarak kayırıldığı bilinen bir gerçek ama bu durumda bunu yapmak ve istemek ahlaksızlık ve bencilliktir.
Ülkemiz ve dünyamız bu ölümcül salgın hastalıkla uğraşırken kapitalist/emperyalist sistem içindeki baş jandarma dâhil devlet yöneticileri ve egemen güçler çıkarlarını menfaatlerini bencilce düşünmekte, destek bulmakta ve uygulamakta. Bu kurulu sistemin çarkının durmaması ve çalışması gerekmekte, yine birileri "atı alıp Üsküdar'ı geçmekte". Devlet yöneticileri salgın hastalık nedeniyle işyerlerinin kapanmasının "maliyeti yüksek" olduğu için karşı çıkmakta. Toplumun sağlığı mı önemli birilerinin itibarı kar hırsı mı? Ya da devlet toplumun sağlığını mı yoksa birilerinin maliyetini mi düşünmekte?
Bu acımasız durumdan bile menfaat sağlayıp variyetini arttıranlar var. Yurttaş hastalık ve onun getirdiği, kısıtlama, işsizlik ve açlıkla uğraşırken birileri ihale kapıp, yalı almakta, yurt dışına para kaçırmakta yani birileri nemalanmakta. Bu nedenle teşbihte hata olmaz"kurt dumanlı havayı sever".  Kurt ava çıkmış ise arkasında peşi sıra gelen leş yiyici "çakalda" var.  
Devlet yöneticileri vatandaşa "kendini karantinaya al" diyor. Sormazlar mı bu yurttaş ne yer ne içer ne ile geçinir? Devlet yurttaşının yarınını teminat altına aldı mı? Yurttaşın "ekmek, emek ve özgürlüğü" teminat altında mı? Hani geleceğimiz çocuklar/gençler ve geçmişimiz yaşlılar bunların sağlık, eğitim ve geçimlerin teminatı nerede? İktidarda kimin olması önemli değil onlar kurulu sistemin devamını ister, yurttaşa değer vermez onun için varsa yoksa kendi "maliyet" hesabıdır. İktidar güçlerinin "maliyet" hesaplarına karşı çıkmak yasak, yurttaşın çıkarını gündeme getirmek yasak neden?
Yasakla toplum yönetmek kimlerin işine gelir?
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 Askeri Faşist darbesi neyi yasakladı?
Günümüzde yasak ve kısıtlamalar neyi saklamakta?
Oysa toplum sağlığı için "devlet" yurttaşını koruyup kollayacak ve gerektiğinde ona bakacak. Salgın hastalıkta karantina ve gerekiyorsa tam yalıtım "devlet güvencesinde ve teminatında" olmalı. Devlet bugünler için olmayacaksa ne zaman olacak?  
Salgın hastalık nedeniyle toplum sağlığı bilimcilerinin önerilerini dinleyelim, birbirimize hoşgörü içinde olalım, kimseyi ötelemeyelim, imkânlarımızı paylaşalım. Elbet bu "yasaklı günlerde" kim ne yapmış, ne söylemiş saklanan gerçekler bir gün mutlak ortaya çıkacak, hep beraber öğreneceğiz.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi