116’ncısı nerede?
Resmi veridir… 2010’da 45 bin’den, ertesi yıl 42 bin’den, bir sonraki yıl 40 bin’den, takip eden iki yıl boyunca da 75 bin’den fazla çocuk yaştaki kızlarımız evlendi, evlendirildi.
*
Bir başka resmi veri…
39’u Suriyeli olmak üzere son beş ayda, 115 küçük yaştaki kız çocuğu, İstanbul Kanuni Sultan Süleyman hastanesinde doğum yaptı, iddiaya göre hastane yönetimi bu doğumları polis kanalıyla savcılığa bildirmeyerek suç işledi. Bi, baktık Türkiye ayakta, doktorlar hedefte, dilleri biraz daha uzasa, vay namussuz doktorlar vayy diyecekler…
*
Küçük kıza gelinlik diken gelinlikçi, kızın on beş yaşından küçük olduğunu biliyordu, evleneceğini biliyordu, polise bildirmek yerine prova üstüne prova yaparak diktiği gelinliğin parasını aldı, sustu…
*
Minicik ellerine kınasını yakan, kına gecesinde gerdan kıran attığı göbecikleriyle öyle bir kendinden geçti ki, aklına ne polis ne savcı geldi, sustu…
*
Zurnacı gırtlağındaki damarları şişire şişire zırtlattı, davulcu coştu patlattı, sustu..
*
Düğünde takı takan, para yapıştıran bakkal, kasap, manav, esnaf, iş adamı, sanayici, siyasetçi sustu, şemmame sonrasında şevkle kolbastı oynayan sustu, halaybaşı sustu, gelinle damadın ilk dansına koreografik eşlik yapan yaşını başını almış koca koca adamlar, kadınlar sustu...
*
Gerdek gecesi çatıya asılan Türk bayrağının ne anlama geldiğini bilen, gören mahallelinin hepsinin dili bildiğin lal’dı, bir tanesi bile konuşmadı, sustu…
*
Benim annem on dördü’nde evlenmiş, diyen de sustu…
*
Resmi final susmasıdır…
Baktı kimsenin gıkı çıkmıyor, ahali memnun, cemaat susarsa bana da susmak düşer dedi, nikahı kıyan imam sustu…
*
Türkiye İstatistik Kurumu nerdeyse her yıl, ülkedeki çocuk gelinlerin illlere göre dağılımını yayımladı, Kilis birinci, Kars ikinci, Ağrı, Muş ondan sonra geliyor dedi, ülkedeki sosyologlar, akademisyenler bi dakka yahu ne oluyoruz bu ülke nereye gidiyor, bunu nasıl önleriz’in derdine düşmek yerine sustu...
*
Kanuni Sultan Süleyman hastanesindeki 115 küçük yaştaki doğum olayının ortaya çıkmasından birkaç gün sonra yetkililerle görüştüğümde, biz doktoruz, bu olaydaki görevimiz, hamile kalan küçük yaştaki gebe kızın bedensel ve ruhsal sağlığının olumsuz yönde etkilenmesinin önüne geçmek ve sağlıklı bir doğumu gerçekleştirmek. Zaten, küçük yaştaki doğum vakalarının tamamı hastane polisine anında bildiriliyor. Ondan sonraki süreç bizim dışımızda hastane polisiyle savcılık arasında gerçekleşir, bizi ilgilendirmez yanıtını verdi, çok sayıdaki küçük yaş doğumlarının toplumsal bir sorun olduğunu ve ancak devlet-vatandaş işbirliğiyle önüne geçilebileceğini söyledi.
*
Demeye getirdiler ki…
*
Herkesin sustuğu, bildirimde bulunmadığı bir toplumsal vakada, asıl bildirimde bulunan, “Nur topu gibi bir çocuğunuz oldu” mesajıyla konuşan biziz, öncesi de sonrası da sizin sorununuz…
*
Kısacası…
*
Doğumu yapan doktorlar polise bildirimde bulunmadı diye ortalığı ayağa kaldırmaya çalışanların arasında, doğumdan önce lal rolünü oynayan gelinlikçi, zurnacı, davulcu, imam, bakkal, kasap, manav, gerdan kıran, çatıdaki Türk bayrağını gördüğünde göğsü kabaran filan da varsa, vay Türkiye’min haline, vayy…
*
Sen, çocuk gelinler doğurdu diye kıyamet kopartıyorsun ama asıl kıyamet, o doğumdaki payını görmezlikten gelişindir güzel kardeşim!!! Alenice işlenen bir faciada suskun kalışındır yani... Doğumu yapan doktorun bu toplumsal ayıptaki parmağı devede kulak bile değildir…
*
Herkesin gözü önünde yüz binlerce küçük yaştaki kızın evlenmesi/evlendirilmesi tuhafına gitmiyor da, bunların doğum yapacağı mı tuhafına gidiyor. 115’i Kanuni’ de çıktı diyelim, 116’ncısının nerede doğum yaptığını merak etmiyor musun?
*
Hoşgörüne sığınarak bildireyim, istedim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.