Çok bilinen yanlış ilişki taktikleri

Çok bilinen yanlış ilişki taktikleri
Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu, ilişkilere dair önemli açıklamar yaptı. Herkesin “ilişki taktiği” olarak bildiği yaklaşımları değerlendiren Yakupoğlu, bunların önemli bir kısmının yanlış olduğunu söyledi.

Günümüz ilişkilerinde taktik yapmadan, stratejik davranmadan ilişki yaşamanın neredeyse mümkün olmamaya başlaması ilişkilerin de doğallığını bozdu. Artık taktiksiz içtence ilişki yaşamak mümkün olmamaya başladı. Hatta bununla ilgili taktik veren videolar paylaşımlar da sosyal medyalarda yaygınlaşmaya başladı. Bir çok insan “taktikle ilişkimi sürdürürüm” düşüncesinin işe yaradığını yada doğru olduğunu savunabilir. Çünkü daha önce kendilerince denedikleri bazı yöntemlerle ilişkilerini geri kazanmış ve işe yaradığını düşünmüşlerdir. Oysa taktik yapmak kısa vade de işe yarıyormuş gibi gözükse de uzun vade de sizi olduğunuz kişiden uzaklaştırır ve kendiniz gibi davranamadığınız bir ilişki yaşamaya başlarsınız. Aslında ilişkilerinizde taktiğe değil de kendi içsel duygu kontrolünüze ihtiyaç vardır. Örneğin sizi kırdığında “kırıldığınızı dile getirmeye” kırılınca uzak durmaya ihtiyaç vardır.

İlişkilerin dengeleri

İlişkilerdeki dengelere dair konuşan Yakupoğlu, “Bazı kişiler ilişkilerinde bunu başaramaz ve ilişkide alma verme dengesi bozulur. Kırıldığında çabucak affeder, dile getirmez yaptıklarının kıymetini bilmesi için sınır koyamaz, hayır diyemez, kendi korkularından dolayı taviz verir ve dolayısıyla duygularını iyi kontrol edemez. İşte ilişkilerin yolunda gidebilmesi için bunların kontrol edilmesi doğrudur, geri kalan taktikler uzun zaman sonra işe yaramaz hale gelebileceği gibi bu şekilde yapılan evlilikler bile bir zaman sonra patlak verir. Olmadığınız bir kişiymişsiniz gibi algılanmanıza neden olur. Kendinizden uzaklaşırsınız. Ayrıca bir gün dayanamaz bir şekilde özünüz gibi davranırsınız” dedi.

ilişki sorunları

Taktikle mutlu olunmaz

İlişkilerde taktikle mutlu olunamayacağını kaydeden Yakupoğlu, “Taktik yaparak ilişkide yüzeysel bir mutluluk elde edilir. Bir yerde bastırılan, kontrol edilmeye çalışılan duygular patlak verecektir bu da ilişkiyi daha çıkmaz hale getirir. Karşınızdaki kişi hangisinin gerçekten sizin davranışınız olduğu konusunda sizi anlamakta güçlük çeker. Kısa vade de karşınızdaki kişiyi elde etmek için yapılsa da uzun vade de mutluluk getirmeyecektir. İnsan ancak kendisi olabildiği ilişkide mutlu olur. İstekleri, beklentileri, zaafları, kontrolsüzlükleri, zayıflıklarıyla kabul edildiğinde nitelikli bir ilişki yaşar. Sık kullanılan bu taktikler aslında günümüzde ilişkilerle ilgili biraz araştırma yapan birçok kişinin bildiği taktiklerdir. İyi gidiyor gibi görünen ilişkilerin perde arkasını çift terapilerinde ancak bu işin eğitimini almış ruh sağlığı uzmanları olarak bizler görebiliyoruz.” diye konuştu.

Dikkat etmeniz gereken bazı doğru bilinen ama aslında çok sağlıklı olmayan ilişkisel taktikler şunlardır:

Arama, O Seni Arasın: Aslında ortada bir duygusal etkileşim varsa kimin kimi aradığının önemi yoktur. Bunun cinsiyete uyarlanmış versiyonu da “kadın aramaz, erkek arar, bekle o ararsın, ilk mesajı sen yazma, o yazsın” gibi kurallardır. Aslında kimin ilk kez adım attığından ziyade adım attığınızdaki tepki önemlidir. Bir kez adım atıp karşınızdaki kişinin size yaklaşımını görebilirsiniz. Sizi içtence, hoş karşılayabilir yada soğukça davranabilir. Duygusal kontrol dediğimiz nokta size olan yaklaşımına göre davranışınızı şekillendirmenizdir. Körü körüne bir kuralı uygulamak değil de karşınızdaki kişinin davranışlarına göre davranış göstermek gerekir.

Kıskandırmak: Birçok kişi ayrıldıktan sonra yada flört esnasında hoşlandığı kişiyi bir başkası ile kıskandırmaya çalışır. Bu birçok insanda ters tepebilecek bir harekettir. Birçok insan bundan dolayı kafa karışıklığı yaşayarak adım atmayabilir yada ayrılık esnasında yapılmış bir kıskandırma varsa hatta karşıdaki soğuma yaşayabilir. Ayrılık sonrasında sosyal medyadan hızlıca birileri ile takipleşmek, ben eski yaşamıma çok hızlıca döndüm mesajı vermek ilişkinizde olan saygının zamanla azalmasına neden olur. Kısa vade de işe yarıyor gibi görünse de uzun vade de güvensizlik gibi sorunlar yaratır.

İltifat etmemek, fazla şımartmamak: Karşınızdaki kişiyi anladığınızı gösterdiğiniz, onu sevdiğinize, değer verdiğinize dair incelikler yaptığınız davranışlarınız sonucunda karşınızdaki kişinin davranışları değişiyorsa zaten baştan bu ilişkide sorunlar var demektir. Karşınızdaki kişi daha önce hayatı boyunca sevilmemiş ve sevgiye nasıl karşılık vermesi gerektiğini bilemiyor olabilir, o sevgiyle baş etmekle ilgili sıkıntı yaşıyor olabilir. Bağlanma problemleri yaşıyor olabilir. Bu yüzdendir, değer verdikten sonra hemen değişti tabiri. Fazla şımartmak değil de yine ilişkilerin temelindeki alma verme dinamiğine dikkat etmek gerekir. Bütün fedakarlıkları, jestleri ve ince düşünceli davranışları siz yaparsanız ve karşınızdan buna dair olumlu adımlar gelmezse o zaman yine bir yerlerde yanlışlık olduğunu düşünebilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken hoşlandığınız kişiye iyi ve olgun tavırlarla yaklaşmak ve değer gösterdiğinizi belirtmektir. Bazı insanlar bunu şımartmak olarak görür. Bunları kaldıramayan kişi ilişkinin her aşamasında duygularınızla ilgili sıkıntı yaşayacaktır. Dolayısıyla en baştan vakit kaybetmeden bunu görebilmek aslında daha iyi olacaktır. Bu sebeple ilginiz olan insana bunu belli etmek, onu mutlu etmek gibi davranışlardan kaçınmayın.

ilişki sorunları

Özel hissettirip geri çekil: Eğer karşınızdaki kişiye başlangıçta özel hissettirir sonra kendinizi geri çekerseniz ilk başlarda kendisini suçlama eğilimi içerisindeki kişiler durumu sorgular ve üzerinize daha çok düşebilir. Ancak bu durumda çok uzun sürmeyecektir bir noktadan sonra karşınızdaki kişi ilk baştaki sevgi, ilgi ve güveni alamayınca ilişkisini sonlandırmayı düşünecektir.

Kaçan kovalanır: Sağlıklı ilişkiler kuran ve ne istediğini bilen insanlar ilişkilerini yaşarken elbette karşısındaki kişinin birden kendisini geri çekmesi davranışına bir anlam getirmeye çalışacaktır. Bu kaçma durumunda kendi payının ne olduğunu, herhangi bir yanlışının olup olmadığını sorgulayacaktır. Ancak kendine ait herhangi bir pay bulamadıklarında, durumu anlamlandıramadıklarında da karşılarındaki kişiyi dengesiz olarak algılayıp uzaklaşacaklardır. Bu sebeple kaçan kovalanır en azından sağlıklı ilişkilerde işe yarayan bir yöntem değildir. Hele ki yolunda giden ilişkilerde daha fazla ilgi almak için tercih edilebilecek bir yöntem hiç olmamalıdır. İlgi alabilmenin kaçmaktan başka yolları vardır.

Hoşlandığını, duygularını belli etme: Duygular belli edilmediğinde iki taraf ilişkiden ne istediğinin bilinmesi konusunda zorluk yaşar. İlişkilerinde ne istediğini net bir şekilde ortaya koyan insanlar daha özgüvenli algılanırlar. Abartılı olmadan hissettiklerinizi, olaylara bakış açınızı karşı tarafa belirtmeniz anlaşılır olmanız konusunda yardımcı olacaktır.

Rahatsız olduğun zaman umursamaz davran: Rahatsızlık duyduğunuz bir konu olduğunda tepkisiz kalmak o an için aranızın açılmamasını sağlayabilir belki ama bu da ileride daha da büyük problemlerin doğmasına yol açar. Karşı taraf sizin neden rahatsız olduğunuzu anlayamaz. Anlayamadığı gibi aynı davranışı tekrar edebilir yada sizin sınırlarınızı aşabilir. Bu sebeple hoşlanmadığınız şeyler konusunda karşı tarafa kırıcı olmayan, daha çok bir sonrakinde ne istediğinize dair yapıcı, tatlı dilli uyarılar gönderebilirsiniz. Bu sizi daha anlaşılır kılacaktır.

Ben biliyorum, şimdi aklından bunu geçiriyor: Birçok insan ilişkilerinde karşısındaki kişinin ne düşündüğünü, neyi neden söylediğini ve yaptığını anladığını hatta bildiğini düşünür. Şimdi aklında şunu düşünüyor, böyle yapacak diye olayları geneller. Oysa bu yaptığı tamamen kendi düşünceleri ile karşısındakinin düşüncelerini anladığını sanmaktır. Aslında olan şey bunların tamamen kişinin kendi düşüncesi olduğudur. Kendi düşüncelerimiz ile karşımızdaki kişinin düşüncelerini, zihnini okuyamazsınız. Bu en sık kullanılan hatalarındandır. Bazen zihninizden geçirdiğiniz şeylere inanır daha sonrada bunların gerçek olduğunu düşünürsünüz. Erkekler bir şeyleri ifade etmek konusunda bu noktada daha düz mantık ilerlerken özellikle kadınlar erkeklerin yaptıkları davranışlarda alt anlamlar, imalar arama eğiliminde olurlar. Hareketlerini dikkatle inceleyerek “şimdi hakkımda olumlu/olumsuz düşündü” “aslında beni seviyor/sevmiyor” “aramadı çünkü…” “aslında burada şöyle demek istedi…” gibi benzer cümleleri yüzlerce kez zihninizden doldurabilirler. Ancak kendi zihninizden doldurduğunuz bu tarz cümleler hiçbir zaman gerçeği yansıtmaz. Çünkü neyi, aslında neden dediğini, sizi sevip sevmediğini, aramama sebebini, siz kendi kafanızdan kurarsınız. Bazen bunlara inanç o anda çok güçlü olur ve partnerinizle kavga edersiniz. Bu sebeple öncelikle kendi zihninizden değerlendirmek ve yargılamak yerine partnerinize sormak istediğiniz şeyleri açıkça sorun ve cevapları öğrenin. Boşluk doldurmak bu noktada ilişkilerde bozucu etki yapar.

Vazgeçilmez olduğuna inanıp davranmak: Kendine değer vermek güzeldir. Zaten en çok bu değerin farkında olup yanlış ilişkiler içerisinde olmamayı öneririz ancak bu “Ben değerliyim” düşüncesinin fazlası kişiyi benmerkezciliğe sürükler ve bencilleşmeye başlar. Kendine verilen değerinde dengede olması önemlidir. İlişki iki taraflı yaşanır. İki tarafta incinmemeli ve kişisel hakları zedelenmemelidir. Yapılan en sık hatalardan biri de karşı tarafında davranışlarını gözlemlemeden “diğer insanlara davrandığı şekilde bana davranmaz!” düşüncesidir. Bu da yanılsamaların en büyüğüdür. Çünkü bu sebeple diğer insanlara davranışını apaçık gördüğünüz biriyle size de aynı şekilde davranmayacağını düşünerek ilişkiye başlayabilirsiniz. Aslında karşınızdaki kişi baştan başkalarına davranışlarını gördüğünüz bildiğiniz kişidir. Sizin bu noktada hiç bir farkınız yoktur. İlk zamanlar sizi hayatının farklı noktasına koyduğu için özelmişsiniz gibi davranan kişiler bir tartışma anında yada zorda size diğer insanlara davrandığı gibi davranacaktır. Örneğin, evli birisinin sizinle ilişki kurmak istemesinde, aslında sadece siz onun için özel olduğunuzu düşünürsünüz. Size aşık olduğunu ve gerçekten çok sevdiğini ama bir şekilde ilişkisinde problemler olduğu gibi benzer bahaneler dinlersiniz. Oysa karşınızdaki kişi siz olmasanızda başka bir ilişki kuracak yapıdadır. Evlilik içerisindeki boşluk duygusuyla baş edebilecek özellikte değildir. Siz kendinizi özel zannedersiniz ancak sonuç hayal kırıklığı olur. Yine bir örnek daha, tanıdığınız kişi hayatındaki bir kadına yada herhangi birine şiddet gösteriyor, siz bir kadın olarak bu durumla karşılaşmayacağınızı zannedersiniz, ilişki kurmaya devam edersiniz. Ancak bu yine karşınızdaki kişinin şiddete meyilli bir yapısı olduğu gerçeğini değiştirmez. Yada başkalarına kaba davranıyorsa, eski ilişkileri hakkında ileri geri konuşuyorsa, başkalarını ağır eleştirip dedikodu yapıyorsa, başkalarını ezici kendini üstün görücü bir şekilde davranıyorsa, ilişkiye başladığınızda bu tarz davranışlarla yine bir gün sizde karşılaşabilirsiniz. Bir gün size de kaba davranabilir, sizin hakkınızda da ileri geri konuşabilir, sizi kendinden daha aşağı görebilir. Bu davranışları yaşama olasılığınız ilişki başında sinyali verir. Bu sebeple ilişkilerinizde karşınızdaki kişinin diğer insanlara nasıl davrandığını gözleyin. Ailesi ile arası nasıl, arkadaşları ile nasıl, etrafındaki tanıdık tanımadık bütün insanlara davranışları nasıl gözlemleyebilirsiniz. Ailesi ile gözlemleme şansınız yoksa, bir kafede garsona, mağazada satış elemanına, iş yerinde çalışanına olan davranışları bile size ipuçları verecektir.

Ben en iyiyi her zaman hak ediyorum: Başka bir hata da, aslında “her şeyi hak ediyorum” düşüncesidir. Bu düşünceye sahipseniz, ilişkinizi şu şekilde görmeniz olasıdır. Sürekli karşınızdaki kişinin sizi aramasını, sizinle ilgilenmesini istersiniz. Size verici ve fedakar olmasını istersiniz. Bütün bunları gerçekten çok hak ettiğinize inanarak karşınızdaki kişiye olması gerekenden çok yüklenirsiniz ve verici olmanız gereken durumlarda ne yazık ki güvenip karşınızdaki kişiye verici olmazsınız. İlk önce onun sizin için ilişkinizde bişeyler yapmasını beklersiniz. O aramadan siz aramazsınız yada bir yere davet etmezsiniz. Genellikle bağlandıktan sonra verici olacağınızı söylersiniz ancak bu bağlanma süreci o kadar uzun sürer ki karşı taraf tam olarak bağlanma gerçekleştiğinde sizden uzaklaşmış olur. Herkes iyiyi hak eder ancak bu tek taraflı isteklerin karşılanması anlamına gelmemelidir. Bunlar gibi taktikler hatalar yüzünden her gün binlerce ilişki bitmektedir. Bu algı hatalarının neler olduklarını fark ederseniz daha sağlıklı ilişkiler yaşarsınız. İlişkilerinizde elbet hatalarınızda olacaktır, neleri daha iyi yapabilmeniz gerektiği ile ilgili güvenli davranışları öğrenebilmek için psikolojik destek almanız yeterlidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.