Evcil hayvanı olan daha çok gülüyor

Evcil hayvanı olan daha çok gülüyor
Araştırmalar, evcil hayvan sahiplerinin günlük yaşamlarında daha çok güldüğünü, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak daha iyi hissettiklerini ve doktora daha az gittiklerini ortaya koyuyor. Royal Canin Türkiye, 20 Mart Dünya Mutluluk Günü’nde, kedi ve köpeklerin insan refahı ve mutluluğuna sundukları eşsiz katkılara odaklanarak, yaratılan bu değeri mercek altına alıyor.

Yapılan araştırmalar, kedi ve köpeklerin insanlarda oluşan stresi ve kaygıyı azalttığını, yalnızlığı hafiflettiğini, egzersizi ve eğlenceyi teşvik ettiğini ve hatta sahiplerinin kalp sağlığının korunmasına destek olduğunu gösteriyor. Hayvanların varlığı aynı zamanda, insanların çok daha güvende hissetmelerine yol açarak, ruhsal ve fiziksel olarak zinde kalmalarında onlara yardımcı oluyor. Değer katan arkadaşlık hissi ile bütünleşince sağladıkları mutluluk ve koşulsuz sevgi ile hayvanlar, insanlar için vazgeçilmez oluyor. Bu gerçekliklerden yola çıkan Royal Canin Türkiye, 20 Mart Dünya Mutluluk Günü’nde, insan-hayvan dostluğu ve pozitif etkileşiminin yarattığı değeri vurgulamak amacıyla çarpıcı rakamlar ortaya koyuyor.


PANDEMİ SÜRESİNDE UMUT KAYNAĞI EVCİL HAYVANLAR OLDU

Royal Canin’in parçası olduğu Mars Petcare tarafından yayınlanan “Pandemide Evcil Hayvanlar” raporu verilerine göre evcil hayvan sahiplerinin en az dörtte üçü evcil hayvanlarının Kovid-19 pandemisi sırasında kendilerine arkadaşlık ettiğini yüzde 86, stres ve kaygıyı yüzde 78, can sıkıntısını yüzde 75 ve depresyon hissiyatını yüzde 74 azaltmada önemli faydalar sağladığını ve umut aşıladığını yüzde 69 ifade ediyor.

Rakamlar, dünyadaki her 3 evcil hayvan sahibinden 1'inin, pandemi sürecinde yeni bir evcil hayvan sahiplendiğini ortaya koyuyor. Hayvan sahiplerinin yüzde 36’sı yalnızlık dolayısıyla oluşan olumsuz duyguları önleyebilmek veya hafifletmek için yüzde 58’i ise kendisine arkadaş olabilmesi amacıyla bir hayvan sahiplendiğini belirtiyor.

İnsan-Hayvan Bağı Araştırma Enstitüsü (HABRI) ve Mars Petcare tarafından yapılan ortak araştırmaya göre ise; insanların yüzde 85'i evcil hayvanlarla etkileşimin yalnızlıklarını azaltmalarına yardımcı olduğunu; yüzde 76'sı ise bu etkileşimlerin sosyal izolasyon sürecinde onlara destek olduğunu düşünüyor. Araştırmalar, evcil hayvan sahiplerinin, evcil hayvanı olmayanlara kıyasla depresyona yakalanma olasılıklarının daha düşük olduğunu gösteriyor. Ayrıca, bir köpek veya kedi ile oynamak, sakinleşme etkisi yaratarak serotonin ve dopamin seviyelerini yükseltebiliyor, bu durum da insana mutluluk veriyor.

STRESİ VE YALNIZLIK DUYGUSUNU AZALTIYOR

Konuyla ilgili konuşan Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, “Hayvan sahiplerinin yüzde 95’i hayvanlarını ailelerinin bir ferdi olarak görüyor. Bu durum, hayvanlarımızın bizim için değerini gösteren harika bir bakış açısı. Özellikle pandemi gibi dış dünya ile olabildiğince izole olmak zorunda olduğumuz dönemlerde kediler ve köpekler, sahipleri için bir umut ve mutluluk kaynağı oldu. Onların bizden çok faklı bir dünyaları var; hepsi birbirinden farklı ve benzersiz. Bu farklılıklar aramızdaki dostluk ilişkisine yansıdığında, bizlere tebessüm ettirecek birçok anı paylaşıyoruz. Ayrıca, evcil hayvanlarımızın varlığı, günlük rutinde bizim daha aktif olmamıza neden oluyor ki bu da hem beden hem ruh sağlığı açısından oldukça yararlı. Hem bize sağladıkları mutluluk hem de sorumlu hayvan sahipliğinin gerekliliklerini yerine getirmek adına yaptığımız aktiviteler ile kaygı ve can sıkıntısı gibi duyguları daha iyi yönetebiliyoruz. Evcil hayvanların stresi ve yalnızlık duygusunu azalttığı da bir gerçek. Pandemi döneminde pek çok insan bir evcil hayvan ile ailesini genişletti. Bu bağlamda, evcil hayvanlar, insanlara yalnızlık ve izolasyon duygularını azaltmaya yardımcı olabilecek türde bir sosyal destek sağlayabilir” dedi.

HAYVANLAR İLE DAHA SAĞLIKLI VE MUTLUYUZ

Kedi ve köpeklerle sorumluluk bilinci ile kurulan uzun süreli dostluklar, hayvan sahiplerinin kaygı, stres ve yalnızlıkla mücadele edebilmelerine destek oluyor. Öyle ki, 10 hayvan sahibinden 6’sı, hayvanları ile oldukları süre boyunca çok daha fazla güldüklerini ve hayattan keyif aldıklarını belirtiyor.

İnsan-Hayvan Bağı Araştırma Enstitüsü (HABRI) tarafından yapılan çalışmaya göre; evcil hayvan sahipleri, hayvan sahibi olmayanlara kıyasla, daha az doktora gitmek durumunda kalıyor. 65 yaş üstü evcil hayvan sahipleri ise, hayvan sahibi olmayanlara göre yüzde 30 daha az sıklıkla doktor ziyaretinde bulunuyor. Çocuklarda ise, insan-hayvan dostluğu özellikle özgüvenin ve sosyal becerilerin desteklenmesi, iyi davranışları motive ederek öğrenmenin pekiştirilmesi gibi süreçleri destekliyor.

Öte yandan evcil hayvanlar, fiziksel aktivite ve kilo yönetimi gibi sağlıklı yaşam tarzlarının desteklenmesinde de oldukça önemli bir rol oynuyor. Evcil hayvan sahibi olmak, kalp krizinde hayatta kalma oranında da önemli bir fark yaratıyor.

Bu kapsamda kedi ve köpekler egzersiz ihtiyaçları ve oyun oynama istekleri ile fiziksel aktivitenin desteklenmesine yardımcı olarak olası sağlık risklerini de azaltıyor. Evcil hayvanı olan kalp hastaları, olmayanlara göre daha uzun süre hayatta kalıyor, ayrıca daha düşük trigliserit ve kolesterol seviyelerine sahipler. Çalışmalar, köpekleriyle haftada beş veya daha fazla yürüyenlerde, daha düşük obezite oranlarının görüldüğünü gösteriyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.