Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Yaşanabilir bir dünya

Toplumun hangi kesiminden gelinirse gelinsin kişi yaşamında mutlak "baskı, eziyet ve şiddet" görmüştür.

Yaşamın her alanı derken başta aile, okul, işyeri aklımıza gelebilecek her yerde büyüklerimiz ya da yöneticiler çıkarları gereği dediklerini itirazsız yaptırmak, itaatkâr, ağzı var dili yok daha genel anlamda sürü karakterli toplum yaratmak için "baskı, eziyet ve şiddeti" her zaman kullanmıştır.

Bu topraklarda yaşayan yurttaşlar yüzyıllardır yaşamının her alanında ceberut, öteleyici ve baskıcı yöneticiler tarafından yönetildi.

Bunların kimi kudretini tanrıdan, kimileride yasalardan aldıklarını belirtmekte.

Kudret, güç ve iktidar insanüstü bir durum gibi yansıtılmakta.

Küçükte olsa iktidar erkine sahip olan kudretini ispat etmek için her şeyi yapmakta sakınca görmemekte.

İktidar erkine/kudretine sahip olanın düşündüklerini herkes yapacak, sadece kendisi akıl yürütecek, kendisinden başka akıllı kimse olmayacak.

Birini ya da birilerini övmek ve göklere çıkarmak gerekiyorsa kendisi yapacak.

Birini ya da birilerini yermek ve yerin dibine batırmak gerekiyorsa yine kendisi yapacak.

Buna göre her yönetici kendine özgü uygulama yapacak elemanı, yalakayı yarattığı gibi kendine görev çıkaracak kişileri de yaratmakta.

Oysa toplum tek tek bireylerin emekleri, yetenekleri, ihtiyaçları paylaşması ve yaşamsal kararlılığıyla vardır.

Emeğine, ekmeğine, özgürlüğüne düşkün ve hakkını arayan kim varsa dün olduğu gibi bugünde iktidar erki karşısında durmakta.

Hakkını aramak, derdini anlatmak isteyene neden karşı durulur?

Toplumu oluşturan fertler neden dinlenilmez ve değer verilmez?


 

***

İnsanımız her koşul altında kendi hakkını korurken başkasının hakkını çiğnemeden düşüncesini söyleyebilmelidir.

Oysa düşüncesini dile getirenin başına olmadık işler gelmekte.

Hem konuşması engellenir hem de suçlu konuma düşürülür.

"Güzel insanın" kararlılığını, dayanıklılığını ve özgürlüğünü baskı altında tutup sindirerek yok etmeye çalışılmakta. Daha da ileri giderek çirkefleşir, çamur atılmakta.

Elinin altındaki tüm olanaklarıyla "onu" sindirmek, onurunu ayaklar altına almak ve yok etmek için kullanır.

Yaşamsal değer ve düşünceleri nedeniyle özgürlüğü elinden alınırken maddi ve manevi eziyet de edilir.

Hak ve özgürlüklerini kısıtlayarak baskı altında tutar.

Yaşaması için çalışması engellenir, sindirilip kişiliksizleştirmeye çalışılır.

Kimileri yıllarca baskı altında, dört duvar arasında yaşamsal özgürlükleri elinden alınmış, iddianamesi olmadan yargılamadan tutulur.

Kimileri de bedenlerine yapılan eziyetler sonunda yaşamsal organları çalışmaz hale getirilir sakat bırakılır ölüme terk edilir.

Günümüzde devlet güvenlik ve zabıta kuvvetlerinden tutunda özel güvenlik kuvvetleriyle yurttaşıma eziyet ve baskı yapmaya devam etmekte.

Basın açıklaması ve diğer demokratik talepleri için bir araya gelenlere gaz bombası atmak, biber gazı ve boyalı su sıkmak, sopalar ile vurmak, yerlerde sürüklemek insanlık onuru ile bağdaşır mı?

İşkence ve eziyet insanlığın en büyük suçu ve ayıplarından biridir.

Baskısız, sömürüsüz, şiddetsiz, eziyetsiz, çirkefsiz, çamur atmadan, üstünlük sağlamadan, biat etmeden gelin çocuklarımıza "güzel insana" yakışır yaşanabilir bir dünya bırakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi