AK Parti İstanbul İl Başkanı Sayın Bayram Şenocak’a açık mektuptur

AK Parti İstanbul İl Başkanı Sayın Bayram Şenocak’a açık mektuptur
Sayın Başkan; Asıl işi Gazeteci olan, aynı zamanda İstanbul gibi metropollerde ki Ardahanlıların birlikteliği anlamında çatısı altında 53 Ardahan...

Sayın Başkan;
 Asıl işi Gazeteci olan, aynı zamanda İstanbul gibi metropollerde ki Ardahanlıların birlikteliği anlamında çatısı altında 53 Ardahan İl, İl e ve Köy Derneğinin bulunduğu Ardahan Dernekler Federasyonu, gençlere sahip çıkma adına Serhat Ardahan Spor ve meslektaşlarımın örgütlenmesi için Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan son davetiniz de boynunuza maddi imkân arayışı içinde olan Serhat Ardahan Spor’un atkısını asan ve birlikte fotoğraf çeken ARDAFED Başkanı Fakir Yılmaz’ım.
Sayın Başkanım..
Sizden önceki İl Başkanımızı makamında ziyaretimde belirttiğim gibi şu an sizin bulunduğunuz makam kaldırılmış olsa da yarım başbakanlık makamıdır.
Ve bugün ki sayın Başkanımız Erdoğan’ın İstanbul temsilciliğidir..
Sayın Başkanım sizin görevi teslim almanız ardından hayırlı olsun anlamında istediğimiz randevu talebimizin geçte olsa gerçekleşmesi ve benim şehrin takımı olan Serhat Ardahan Spor’u yeniden kurma çalışması içinde mücadele ettiğim Ardahan’da olduğum sırada dolaysıyla ülkemin Gürcistan ve Ermenistan’a komşu Bin 600 km. uzaklıkta olan sınır kenti ve serhat şehri Ardahan’dan davetiniz üzerine aracımla geldim ve dinlenmeden başkanlığını yaptığınız AK Parti İl Başkanlığının Stk toplantısına ümitle katıldım.
Birçok Ardahanlının yaşadığı Avcılar İlçe Başkanlığınız sürecinde ve dostunuz MÜSİAD Ardahan İl Temsilcisi Orhan Gökdemir’in kanalıyla yakından tanıdığım ve gerek gazeteci, gerekse stk başkanı olarak yakından takip ettiğim size gelirken iki dosya ile geldim.
Çünkü var olan sorunları iletmemiz gereken önemli bir makamda olmanız bana güven ve umut vermişti.
Sayın Başkan;
Öncelikle o son stk toplantısında gösterdiğiniz yakın ilgi için yeniden teşekkür ederken özel kalem müdürünüz olduğunu belirttiğiniz ama dosyamı vermenizi istediğiniz ancak hala bize dönmediği gibi arayanlara, ‘O işe karışmayın’ diyen Habil Yazıcı arkadaşımız gibi Sayın Başkan Erdoğan’ın da sık sık şikâyetlerini dile getirdiği bürokrasiden dert yanmak için bu açık mektubu ele almak zorunda kaldım.
Başkanım;
Dün, ‘Muhtar bile olamaz’ denilen ancak milleti için verdiği mücadelede Allahın ve onu anlayan milletinin yardımı ile bugün Başkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da çok yakındığı ve yeni sistemle gem vurmaya çalıştığı bürokrasinin geçtiğimiz yıl başarı ile gerçekleştirdiğimiz 1. Ardahan’ı Tanıtma Günleri ile ilgili sizlere aslı, astarı olmayan bir rapordan bahsettiğini üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım.
Hâlbuki Bu ülkenin renkleri, dilleri, görüşleri ile var olduğunu sürekli belirten başkanımızı ve sizleri de yanıltan aynı bürokrasi bugün bize dediklerini dün sizler içinde kullanıyordular.
Ve bugün bizim hakkımızda raporlar tutup, aslı astarı olmayan iddialarla bu ülkenin sınır kenti, serhat Ardahan’ı, yani ‘2. Ardahan’ı Tanıtma Günleri’ başlığı ile İstanbul’da tanıtmaktan öte amacı olmayan bir çabayı engelleme ve sizleri de yanıltmaya çalışmakta.
Kaldı ki ileri ortaya sürülen o iddiaları rapor tutanlar o günlerde ve sonrasında neden gereğini yapmadıkları gibi biz yönelikte yazılı bir cevap vermekten acizliklerini ortaya koymuşturlar.
Sayın Başkanım;
Demokrasi, İnsan Hakları nedeniyle 5 Yıl Diyarbakır zindanlarında kalan, 12 Eylül Faşist Darbede tutuklanıp, Afyon’a sürgün edilen ve gördüğü işkencelerin verdiği hasar sonucu hayatın son yıllarını bacağını kestiren rahmetli bir babanın oğlu olarak;
Bugün sizlerin de mücadelesini verdiği bu ahlaksız iddia ve alçaklıklarla insanlar arasında bölücülük yapan, öteleyen, dışlayan anlayışın değişmesi için Anayasa değişiminde gerek oyları ile gerek ise 5 yerel gazetesi ile EVET denilmesi gerektiğini aylarca yazıp, çağrı yapan, Barış süreci denilen süreçte demokrasi ve kardeşlik adına Sayın başkan’ın yanında yer alan Kürt olmayı Kürtçülük değil, bu ülkenin güzel bir rengi olduğunu, Başörtüsü yasağının kaldırılmasında ilk imzaları atanlar arasında 176. kişi olan, Sayın Başkan Erdoğan’ın bir şiir okudu diye tutuklanmasına gerek İstanbul Aksaray’da ki üst gecitin altında düznelenen ‘Erdoğan serbest kalsın’ başlıklı imza kampanyasına ilk imzayı atan, bu yönde haber, gerek yazılarıyla tepki koyan,  Balyoz, Ergenkon operasyonlarında yaptığımız haberlerle demokrasi adına ulusal basında gündem belirleyen manşetler yapan, 15 Temmuz Darbe girişiminde zamanın valisi ve emniyet müdürü başta olmak üzere herkesin evine kaçtığı sırada 12 Eylül mağduru bir ailenin ferdi olarak facebookta yaptığım canlı yayınla hem darbeye direnilmesini hem de Sayın Erdoğan’dan da önce meydana inip, partili olmamakla birlikte çalışkanlığı ve yaptığı hizmetler adına defalarca oy verdiğimiz partinizin belediye başkanını, il başkanını ilk arayıp, herkesin Ardahan meydanına toplanılması gerektiğini haykıran biri olarak diyorum ki;
İstendiğinde bu anlattıklarımın tümünü belgeleyeceğim bir anlayışın sahibini asılsız ve alçakça itam ve raporlarla suçlayanlar şunu bilmeli ki; Benim kavgam sizlerin ve Sayın Başkanın da mücadele verdiği bu ayrıştırıcı dil, bakış ve sözde doğru olmayan iddialarla tutulduğu ileri sürülen bu ülkedeki asıl ve gizli iktidar bürokrasinin         rapordur.
Evet, ben de dostumuz MÜSİAD Ardahan İl Temsilcisi Sayın Orhan Gökdemir gibi ve %48’i Kürt olan Ardahan’da katıldığı her düğünde Kürtçe türkü söylemeyi ihmal etmeyen AK Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay gibi Kürdüm, 4’ü kız 5 çocuğumu 31 yıldır sadece ve sadece alnımın teri ile gazetecilik yaparak büyüttüm. 4 torun dedesi olarak bugüne kadar hep demokrasinin, insan haklarının, eşitliğin yanında yer aldım.
Ve en önemlisi terörü öven, terörün yanında yer alan değil, hep karşısında oldum. İnsan Hakları, Demokrasi denilince de siyasi görüşe bakmadan kim olursa olsun haklıysa ve istemi demokrasi, eşitlik, insan hakları ise bu yönde durdum.
Ve bu nedenle de; Bugün benim üzerimden ARDAFED’e atılan iftira ve lekeme, karalamalarla ne İsa’ya nede Musa’ya yaranmış biriyim. Bunun asıl nedeni de doğru olmak, gazeteci görevim dolaysıyla yaşananları, doğruları çekinmeden yazmam, söylenmesi gerekeni din, dil, siyaset, taraf olmadan haykırdığımdandır.
Kaldı ki anlatıldığı gibi biri olsam bu ülkenin güvenlik güçleri, savcısı, hâkimi yok mu?
Bugüne kadar ve son olarak size anlatılan gerçek olamayan iddialarla da mücadele etmiş, hiçbir suçlama ile mahkemelik, tutuklama olmamış biri olarak         diyorum ki;
Geçtiğimiz yıl yaptığımız ve içeriği siyasi olmayan Türk, Kürt, Terekeme, Alevi müzikleri eşliiğinde gerçekleşen, Ardahan Milletvekillerinin yanı sıra AK Partili, CHP’li belediye başkanları ile milletvekillerinin de katıldığı, ‘1. Ardahan’ Tanıtma Günleri’nde hakkımız da rapor tuttukları iddia edenler başta olmak üzere o gün görevli olan tüm İ.B. Belediye çalışanları bize teşekkür etmiş, hiçbir siyasi amblem, slogan, söz, davranış yapılmadan kimsenin burnu kanamadan 4 gün içinde 1,5 Milyon insanın ziyaret ettiği Ardahan Günlerine ve bana, benim yönetime asılsızca ve alçakça iftira atanlar bilmelidir ki;
Bu yönde mücadelem devam edecek, hukuki mücadelemin yanı sıra Sayın Başkan Erdoğan’a ulaşma çabam, sizlere ricam devam edecektir.
Sonuç; 2. Ardahan Günleri mi?
Olsun yapmayız bizde olur biter..
Sonu kıyamet değil ya.. Dostluğumuzun ve ilginizin devam etmesi önemli..
Ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim bu dünyanın birde öbür tarafı var. Bana, arkadaşlarıma, Ardahan’a haksızlık yapanları Allaha havale ediyorum.
Çünkü geçen yıl hiçbir maddi kazanç beklemeden, Ardahan tanıtılsın diye 54 Bin lira zarar edip, hala senetlerini ödediğim masrafla yaptığımız 1. Ardahan’ı Tanıtma Günlerini ve hayatım boyunca yaptığım tüm etkinlik ve eylemlerde hiçbir yanlış yapmadım, kimseye de borazanlıkta yapmadım. Siyasi düşüncesi ne olursa olsun insansa saygı gösterdim, haklıysa yanında haksızsa karşısında oldum. Öyle olmaya da devam edeceğim.
Sayın Başkan;
Bu mektubu yazmanın nedeni sitem değil, yakinen tanımadığınız bana kulaktan dolma ve asılsız iddialarla çamur atanları bilmeniz içindi.
Benim size saygım devam ediyor, siyasi görüşümüz bir olmazsa da kim olursa olsun hak, hukuk, adalet yolunda ve en önemlisi demokrasi adına verilen her mücadelede her zaman yanınızda olacağımı belirtir, saygılar sunarım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.