Barolar ve federasyonlar aynı durumda mı?

Barolar ve federasyonlar aynı durumda mı?
Halen kurulamayan ama kurulacağına yönelik olan ümidimizin devam ettiği Ardahan Barosunun, 'şimdilik' bağlı olduğu Kars-Ardahan Barosunun da aralarında bulunduğu bir çok baronun Diyarbakır, Van ve Mardin'in HDP'li Belediye Başkanlarının görevden alınıp, yerlerine valilerin kayyum olarak atanmasına tepki gösterdikleri basın açıklamalarına baktığımda, bu baroların çoğunun buna benzer tepkiyi de Adli yıl açılışına katılan bağlı bulundukları Türkiye Barolar Birliğine de göstermişler.

Halen kurulamayan ama kurulacağına yönelik olan ümidimizin devam ettiği Ardahan Barosunun, 'şimdilik' bağlı olduğu Kars-Ardahan Barosunun da aralarında bulunduğu bir çok baronun Diyarbakır, Van ve Mardin'in HDP'li Belediye Başkanlarının görevden alınıp, yerlerine valilerin kayyum olarak atanmasına tepki gösterdikleri basın açıklamalarına baktığımda, bu baroların çoğunun buna benzer tepkiyi de Adli yıl açılışına katılan bağlı bulundukları Türkiye Barolar Birliğine de göstermişler.
Ve Metin Feyzioğlu'nun başkanlığını yaptığı TBB'nin Başkan Erdoğan ile neden barıştığını adeta sorgulayan ve bunu üstü kapalıda olsa hissettiren barolara baktığımız da 'Aydınlarımız bunlarsa, cahillerimiz ne olur?' sorusunu bana sordurdu.
Çünkü aynı durumu başında bulunduğum federasyon ile diğer federasyon ve derneklerde de durumun aynı olduğunu desem         inanın.
'Birlik beraberlik olsun, hepimiz el ele verelim' diye kurulan barolar, federasyonlar, dernekler hatta sendikaların zaman içinde yaşanan irili, ufaklı tartışmalar ya da küçük, büyük şahsi çıkarlar için kendi kurdukları bu oluşumları görmezden gelip, yerle bir etmeye çalışmasının en bariz örneği olan Feyzioğlu'nun Adli Yıl açılışına katılması ve memur, işçi zamları için hükumetle masaya oturan sendikalar arasında yaşanan kavgalarda da görmek mümkün.
Kısacası ve aşağıda ki Feyzioğlu'nun da, benimde altına imza attığım basın açıklamasının önemini kayıp etmeden yazımıza son verirken, bu darma dağınıklıktan en çok yaralananın mevcut hükumet ve baroların, sendikaların, federasyonların, derneklerin bir arada olmasından yana olmayanlara yaradığını da belirmek lazım..
Çünkü darmadağınıklık, 'Bir olalım, birlik olalım, hep berber güçlü bir lobi olalım' diyenlere değil, hükumetin de araların da bulunduğu erk güçlerine yaradığını, aşağıda ki basın açıklamasına imza atanlar da, sendikaları, federasyon ve dernekleri zayıflatan hareketler içinde olanlara yaradığını herkes iyi bilmeli derim..
Evet bir olduklarını ve birlikte hazırladıklarını 'umarım öyledir (!) de belirttikleri aşağıda ki açıklama ya hep birlikte bakalım..

*BASINA VE KAMUOYUNA*
Türkiye bir kez daha hukuksuz bir sabaha uyandı. Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerinin seçilmiş belediye başkanları görevden alınarak, yerlerine bu illerin valileri kayyum olarak atanmıştır. İçişleri Bakanlığının verilerine göre 418 kişi de gözaltına alınmış, aynı zamanda internete ve sosyal medyaya erişim de kısıtlanmıştır. Darbe sonrası yaşadığımız hukuksuzluklar, bir kez daha uygulamaya konulmuştur.Bu utanca ikinci kez tanıklık ediyoruz. 2016 yılında da yine çok sayıda belediye başkanı gözaltına alınmış, aynı şekilde seçilen 96 belediye başkanlarının yerine kayyum atanmıştı. OHAL’in hukuksuz uygulamaları, OHAL kalkmış olmasına rağmen hız kesmeden devam ediyor. Demokrasi, hukuk bir kez daha askıya alındı, yerle bir edildi. 31 Mart 2019 seçimleri arifesinde, “seçilirlerse kayyum atarız” tehdidi hayata geçirildi. YSK tarafından adaylıkları onaylanarak seçilen üç belediye başkanının, daha beş ay geçmeden devam eden ve henüz kesinleşmeyen soruşturma ve davalar gerekçe gösterilerek bir “idari karar” ile görevlerinden uzaklaştırılmaları, idarenin yargı üzerindeki vesayetini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu uygulama ile Türkiye’nin idari yapısının yanı sıra, yargısı da ağır bir darbe daha almıştır. Seçim ve onun tezahürü olan halk iradesinin, idari bir karar ile ortadan kaldırılması en hafif deyimiyle idari bir darbedir. Halk iradesine karşı gerçekleştirilen bu darbe, Türkiye’nin demokrasisine bir yarar sağlamayacaktır. Ayrıca daha önce İstanbul, Ankara ve başka illerde AKP’li belediyelerde uygulandığı üzere; görevden alınan belediye başkanlarının yerine, belediye meclis üyelerinden birinin başkan vekili olarak seçimine olanak vermeden doğrudan kayyum atanması, açıkça bir çifte standarttır. Bu hukuka aykırılığı daha da katmerleştirmiştir. Bizler; barış içinde bir arada yaşama fikrini, demokratik hukuk devleti idealine olan inancı da tümden ortadan kaldıran bu hukuk dışı uygulamayı kabul etmiyoruz. OHAL uygulamalarının devamı olan bu hukuksuz uygulamadan vazgeçilerek, görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarının derhal görevlerine iadesini talep         ediyoruz.
Adana Barosu Başkanlığı, Adıyaman Barosu Başkanlığı, Ağrı Barosu Başkanlığı, Ankara Barosu Başkanlığı, Antalya Barosu Başkanlığı, Artvin Barosu Başkanlığı, Batman Barosu Başkanlığı, Bingöl Barosu Başkanlığı, Bitlis Barosu Başkanlığı, Bursa Barosu Başkanlığı, Diyarbakır Barosu Başkanlığı, Denizli Barosu Başkanlığı, Düzce Barosu Başkanlığı, Gaziantep Barosu Başkanlığı, Hakkari Barosu Başkanlığı, Hatay Barosu Başkanlığı, İstanbul Barosu Başkanlığı, İzmir Barosu Başkanlığı, Kars-Ardahan Bölge Barosu Başkanlığı, Mardin Barosu Başkanlığı, Mersin Barosu Başkanlığı, Muş Barosu Başkanlığı, Siirt Barosu Başkanlığı, Şanlıurfa Barosu Başkanlığı, Şırnak Barosu Başkanlığı, Tunceli Barosu Başkanlığı,         Van Barosu Başkanlığı, Yalova Barosu         Başkanlığı
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.