Bizi dikkate almadılar!

Bizi dikkate almadılar!
Adalar Kent Konseyi Yürütme Kurulu, İBB'nin faytonları satın alması ve yeni ulaşım araçları konusunda endişeleri olduğunu açıkladı. İBB Meclisi'nde alınan karara ihtiyatlı yaklaşan ve kendi önerilerinin dikkate alınmadığını belirten Konsey, "Öyle görünüyor ki, bu anlayışın sürmesi durumunda, demokratik ve müşterek güven algısını zedelenecek" eleştirisinde bulundu

Adalar Kent Konseyi Yürütme Kurulu’ndan İBB tarafından satın alınan faytonlarla ilgili açıklama yapıldı. Açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclisi’nce 16.02.2020 tarihinde alınan karar hatırlatılarak, "Söz konusu kararın, Meclis komisyonlarından meclise havale edilen teklifinde, Adalar'da 277 adet olan fayton arabalarının, plakalarının 250 bin liradan ve atların da (bir arabaya en fazla 6 at olmak üzere) 4 bin liradan hesaplanan bedeller üzerinden İBB tarafından alınacağı, satın alınan atların doğal ortamına bırakılacağı, Ada dışına çıkarılacağı ve fayton taşımacılığının tamamen sonlanacağı belirtilmiştir. Komisyonlardan meclise gelen karardaki gerekçelerden birisi, 'her yıl ortalama 400 atın öldüğü ve atların ortalama 20-25 yıl olan ömürlerinin 2-3 yıla düştüğü', diğeri ise 'sonbaharda yapılan sağlık taraması sonucunda atlarda bulaşıcı ruam hastalığının çıkması' olarak açıklanmıştır" denildi.

Öneriler sikkate alınmamış
Açıklamada karar doğrultusunda faytonların bir ulaşım aracı olarak Adalar'da artık devam etmeyeceği, onların yerine ise ne zaman, nerede ve nasıl olacağı henüz belirlenmeyen bir modelle elektrikli araçlara geçeceği belirtilerek, "Teklif meclise geldiğinde grup önerisiyle teklif 250 bin liradan 300 bin liraya çıkarılıyor. Böylelikle, biz Adalıların aylardır ortak ve müşterek modeller üzerine düşündüğü, çalıştığı alternatif süreçler, yeni fikirlerle, bütün arayışlar dahil olmak üzere; Çalıştaydaki sonuç bildirgeleri ve önerilerin de bu süreçte hiçbir önemi olmamış. Bu sürecin uzamasının asli nedeni, 'parası neyse verelim siz yeter ki bu işi bırakın' pazarlığının mantığı içinde, sağlıklı bir müzakere yerine, mali portresi üzerinden yürütülmüş. Sürecin başından bugüne kadar, tamamen merkeziyetçi bir tutumla, kapalı sürdürülen müzakereler sonunda, daha önceden dillendirilen 35 veya başka bir sayıda belirli parkurlar üzerinde sembolik olarak sürdürülecek, bir modelin hiç itibar görmediği, bugün dahi konunun müphem bırakılmasından açıkça anlaşılmakta. Bu görüşün İBB meclis görüşme tutanaklarında dahi dillendirilmemiş olması manidardır. Adaların, kültürel, tarihsel zenginliğine hiç atıfta bulunmadan, gelişen bu sürecin sağlığı adına, müşterek değerlendirmeleri, katılımı ve paylaşımı dışlayan bu tarzın bugünden çok, gelecekte yaratacağı karmaşa konusunda yetkilileri uyarmamız zorunlu hale geliyor" ifadeleri yer aldı.

Halkı dışlayan bir model
Adalar'ın dokusuna, ahengine ve genetiğine yerleşmiş bir modelin bir anda tamamen sonlandırılmasıne tepki gösterilen açıklamada, "Adalar'ın yaşam akışına katılan herkes, Adalardaki siyasal ve sivil toplum, kulüpler, dernekler ve diğer bileşenlerin fikri alınmadan ve süreçle ilgili bilgi verilmeden geliştirilen bu model artık, ülkede alışkanlık haline gelmiş, kapalı kapılar ardında karar verilen, halkı ve gerçekleri dışlayan bir modeldir. Öyle görünüyor ki, bu anlayışın sürmesi durumunda, demokratik ve müşterek güven algısını zedelenecek, bundan sonra yapılacakların şüpheyle karşılanmasına yol açacaktır. Öte yandan bir modelin bütünüyle kaldırıldığı şu aşamada, yerine gelecek model hakkında, 'Adalar'da ulaşımın sadece elektrikli araçlarla olacağı' açıklamasının şu aşamada, ne yazık ki kamuoyunu hiçbir şekilde tatmin etmediğini belirtmek isteriz" eleştirisnde bulunuldu.

Kararlar toplumla paylaşılmalı
Açıklamanın devamında "Oysa biz, bu denli radikal bir değişikliğin yapılmakta olduğu bir zamanda, yerine hangi araçların geleceğini, nasıl işletileceği, kimin işleteceğini ve kamusal ağırlığının ne olduğunu bilmek ve bir rant mekanizmasının kaldırılırken yerine daha çok sayıda, yapısı belirsiz, daha dağınık, daha hızlı ve tehlikeli bir rant mekanizmasının gelmeyeceğini biliyor ve buna güveniyor olmalıydık" denilerek, "Bir sistemin kaldırıldığı anda bu süreçlerin ve kararların toplum ile paylaşılmaması, bunun yerine gelen sistemin de paylaşılmayacağı endişesini uyandırıyor. Bu güvenin yeniden tesis edilmesi için, bu konuda, hiç vakit geçirmeden bir açıklama yapılması ve ilk Büyükşehir Meclis toplantısında en azından işletmecilik tarzı ve kamusal çözümler adına bir karar alınması kritik önemdedir" uyarısı yapıldı.

Yazın keşmekeş olacak
Adalardaki hâkim ulaşım modelinin netlikle açıklanmadığı belirtilen açıklamada, "Maalesef şimdi ve buradan görünen modelin en büyük riski, yaz aylarında birdenbire patlayan yoğun ve hızlı ziyaretçi trafiğine yetmeyecek, fiili durum olarak da gövdeli taşıtların yada açılmak zorunda kalınan ihalelerle, özel araçların hakimiyetini getirecektir. Adaların doğal ve yavaş ritmini, yerleşim ahengini bozan bir keşmekeş tehdidine dikkat çekmek isteriz. Sosyo-kültürel anlamda sınanmamış, ölçülmemiş modellerin sadece ticari bir değiş-tokuşla sonsuza dek yok olması onun yerine, sadece araç bazlı, ticari değer bazlı bir modelin getirilmesi, sorunları çözmeyecek daha da karışık hale getirecektir. Elbette Adalara gelmesi gereken toplu ulaşım modelinin yanında düzeltilmiş, denetlemiş, medeni bir insan ve hayvan hakkı kavramına uygun, sınırlandırılmış da olsa Atlarla ilgili modellin de diğerleriyle, kamusal ağırlıkla sürdürülebilir olması önemlidir. Bu modelin takipçisi, ısrarcısı olmayı sürdüreceği" ifadeleri kullanıldı.

ÇOK CİDDİ BİR İDDİA
Adalar Kent Konseyi Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada her yıl 400 adet atın öldüğü iddiasının çok ciddi olduğu belirtilerek, "Eğer durum böyleyse ve kesin bir şekilde tespit edilmişse, kamuoyuna bu kadar geç açıklanmasının hiçbir gerekçesi olamaz. Eğer tam tespit edilmemişse o zaman yetkili bir komisyon bu olayın kesin bilgisini vermeden bu açıklamayı yapmamalı, bu vakaların olmasına neden olanlar kadar, bunu denetlemeyenler, bilip de yansıtmayanlar da sorumluluk üstlenmelidir. Öte yandan itlaf edilen atların dışında kalan ama ısrarla karantina kordonunda bulunan ahırlarda sağlıklı olmalarına rağmen tutulan atlarında bedensel ve ruhsal sağlıkları bozulmuş olmalıdır. Satın alınan atların, akıbeti İBB basın danışmanı Murat Ongun’un tweet’inde belirtilen, 'Veteriner kontrolünde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın doğal yaşam alanlarına bırakılacaktır' ibaresi de açıklamaya muhtaç bir ifadedir, bakanlığın doğal yaşam alanları ne demektir bu atlar herhalde sadece doğaya salınırken, veteriner kontrolünde olacaktır, bu durumda doğada yaşamayı bilmeyen bu atlar ölmeye bırakılacak gibidir" endişesine yer verildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.