Şehir hastanelerinin sayısı artıyor ve bize söylenen; Daha çok hasta olun!

Bakırköy’de  bulunan İspirtohane Kültür Merkezi'nde Şehir Hastaneleri ile ilgili bir panel düzenlendi. Bakıröy Şube Temsilcisi Mustafa Fazlıoğlu, TÜKODER genel Başkanı Aziz Koçal, SES işyeri temsilcisi Dr. Ertuğrul Oruç, Yrd Doçent İlknur Türkoğlu paneldeki konuşmacılar oldu. Bakırköy Kent Savunması ve Mimarlar Odası işbirliği ile hazırlanan panelde ilk konuşmacı Mimarlar Odası Bakıröy Şube Temsilcisi Mustafa Fazlıoğlu oldu.

2003 yılında başladı
Şehir hastaneleri konusunda bilgi sahibi olunmadığını söyleyen Fazlıoğlu, "Sağlık alanında ülkemizin belki de gelecek 20-30 yılını belirleyecek, bizleri birtkakım ipotek altına koyacak bu şehir hastaneleri konusunda maalesef bizlerde yeterince bilgi sahibi değiliz. Tabipler Birliği öncülüğünde sendikalar, sivil toplum örgütleri, tüketici dernekleri, meslek odalarımız şehir hastaneleri konusunda toplumu bilgilendirmek üzere son aylarda yoğun bir kampanya içerisinde. Sağlıkta dönüşüm programı siyasal iktidar tarafından 2003'lü yıllarda gündeme getiriliyor ve kamu özel ortaklığı modelinin altyapısı oluşturuluyor." dedi.

40'a yakın şehir hastanesi
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin şehir hastanesine dönüştürülmeye başlamasıyla sürecin başladığını söyleyen Mustafa Fazlıoğlu, "Bu dönüşüm programı çerçevesinde ülkemizin yaklaşık 29 bölgeye ayrıldığı bu bölgelerde 40'a yakın şehir hastanesinin yapılmasının düşünüldüğü söyleniyor. Bunların öncelikle Adana, Mersin, Elazığ gibi illlerde yapılmış olanları var. İstanbul, Ankara'ya gelince ise 500 yataktan 4-5 bin yatağa kadar şehir hastanelerinin yapılmasının öngörüldüğünü görüyoruz. 2015 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yenilemenin konuşulması ile hastanede çalışan sağlık personelinin ve tabiplerinin bu konudaki duyarlılığı ve sorgulaması üzerine Bakırköy'ün gündemine şehir hastaneleri geldi. Tabipler hastane yönetimi ile yaptıkları toplantıya ne olacağı konusunda ipuçları yakalamaya başladılar. O dönem ayrıca hastane arazisinde ağaçlar işaretlenmeye ve numaralandırılymaya başlandığı bir zamandı. İlk etkinlik 2015 yılında yapılan basın açıklaması ile gerçekleşti. Daha sonra Bakırköy Kent Savunması bileşenleri katılımı ile Özgürlük Meydanı'nda yapılan bir yürüyüşle meydana getirilip ve dikkat çekmeye çalışıldı" dedi.

Kıyı Kanunu'nu değiştirdiler
"Kamu özel ortaklığı modeli kamu arazileri üzerine özel sektör tarafından sağlık tesisi yapılması ve bu tesislerin imtiyazlarla Sağlık Bakanlığı'na kiralanmasıdır" diyen Fazlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Özel olarak kamu arazisinde araziyi alan bir tesis yapacak. Bu tesisin yatırımı yurt dışından devlet garantili olacak sonra bu tesisi 25 veya 27 yıllığına kiraya verecek. Otel, alişveriş merkezleri olacak, devlet yüzde 70 doluluk garantisi verecek. Yapılan hesaplamalarda bu tesisler 3 yıllık kira karşılığı kendini amorte edebiliyor. Geri kalan 22 veya  25 yıllık süreçte devlet bu özel ortağa kaynak aktarıyor. Örneğin Trabzon'da şehir hastanesi yapılabilmesi için dolgu alanını seçiyorlar. Bunun içinde Kıyı Kanunu'nu değiştiriyorlar. Boşaltılacak alanların ise ne olacağı muamma. Elbette geçmişe baktığımızda bu alanların ranta kurban edilebileceğini söylüyoruz. 60 bin kişinin giriş çıkış yapabileceği hastaneler bunlur. Bu ulaşım sorununu gündeme getiriyor. Oysa planlamanın temel amaçlarından bir tanesi kent içi ulaşımda hastanın en kısa sürede hastaneye ulaştırabilmektir. Köprü ve otoyollardaki garanti edilen geçiş sayıları şehir hastanelerinde ise hasta sayısı olarak karşımıza çıkıyor. Hasta garantili bu hastanelerde yüzde 70 doluluk oranının tutturulabilmesi için her birimizin daha fazla hasta olması gerekiyor." UFUK ÇOBAN