Sizin derdiniz bizim derdimiz

Sizin derdiniz bizim derdimiz
Delta Holding Yönetim Kurulu Başkanı Seyithan İzsiz; Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir, Arnavutköy ve Büyükçekmece'deki mahalle muhtarlarıyla bir araya geldi. Muhtarlara seslenen İzsiz; “Sizin derdiniz, bizim derdimiz. Mahallenizde kim eğitim bursu ihtiyacına sahipse kimin beslenme ihtiyacı varsa bunları sizden aldığımız listeler doğrultusunda gidereceğiz” dedi

Delta Holding Yönetim Kurulu Başkanı Seyithan İzsiz, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Esenyurt, Başakşehir ve  Arnavutköy'deki muhtarlarla bir araya geldi. Muhtarlar Günü ve Dünya Gazeteciler Günü nedeniyle Avcılar Hilton Oteli'nde sabah kahvaltısı eşliğinde düzenlediği toplantıda konuşan İzsiz muhtarların ve gazetecilerin içinde olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. İzsiz, “Çok şükür ki nereye gitsek çok güzel karşılanıyoruz. Şunu da görüyoruz. Mesela Esenyurt'ta diyorlar ki siz Esenyurtlu değil misiniz? Beylikdüzü'nde diyorlar ki siz buralı değil misiniz? Nereye gitsek herkes bizi sahipleniyor, oraya ait kabul ediyor. Bundan güzel bir mutluluk olamaz. Tabii ki biz her ilçemizde, her mahallemizde, her şehrimizde var olmaya, hizmetler etmeye, adımızdan söz ettirmeye çalışıyoruz ve bunu başarıyoruz. Bugün de bunun mutluluğu içinde sizlerle bir aradayız. Ben bu vatan toprağının her metrekaresinde kendimi görüyorum” dedi.


Bugünün iki anlamı var

Günün anlam ve önemine dair de konuşan İzsiz, “Şimdi bugüne gelirsek bugünün iki anlamı var. Bir manası Muhtarlar Günü'müz. Üzerinden birkaç gün geçti ise de hafta sonu bir sabah kahvaltısına denk getirelim, hem zamanımız olsun hem de sohbet etme imkanımız olsun istedik. Bir diğer anlamı da Dünya Gazeteciler Günü idi. İşte bugün burada gazeteci arkadaşlarımız var. Hem gazetecileri hem de muhtarlarımızı ağırlamanın mutluluğu içindeyiz. Her iki arkadaşlarımızın günlerini de tebrik ediyor, kendileriyle şükranlarımı paylaşıyorum” dedi.


Evlere misafir olacağız

İhtiyaç sahibi herkesin sorunlarını gidermek için çalıştıklarını anlatan İzsiz, “Beylikdüzü'nde, Esenyurt'taki muhtarlarımızın bizim neler yaptığımızı çok iyi biliyorlar. Bunları yaparken çoğaltamıyoruz. Çünkü her yere yetişemiyoruz. Bazen muhtarlarımız da şunu söylüyorlar; “Falanca ailenin şöyle bir ihtiyacı var” vs gibi. Ben de onlara söylüyorum;  değerli muhtarlarım. Öğrenci bursu ve erzak yardımı hizmetimiz var. Bu minvalden zaman zaman bizim tabii aşevlerimiz var. Başakşehir'de var, Avcılar'da var. Bir ara Beylikdüzü'nde de vardı. Bu aşevlerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Yine bini aşkın öğrencimiz var burs verdiğimiz. Ve yine çemberi daha da genişletmek suretiyle bu sene daha da ihtiyaç sahibi dostlarımızın evlerine misafir olalım arzusu içindeyiz” diye konuştu.


Muhtarlar liste verecek

Öğrencilere burs müjdesi de veren İzsiz, “Biz muhtarlıklarımıza yani mahallelerinde ihtiyaç sahibi olan çocuklarımıza burs vereceğiz. Kimlerin bursa ihtiyacı varsa sizlerden liste bekleyeceğiz. Yine tabii burada ilk defa karşılaştığımız bizim tanımadığımız onların da bizi tanımadığı dostlarımız olabilir. Hizmetlerimizi bilmeyenler olabilir. O yüzden belirttim.  Önce merkezden başlıyoruz. Esenyurt, Beylikdüzü kısmen Avcılar, Beylikdüzü dedim. Buradaki dostlarımız hizmetlerimizi çok iyi biliyorlar, aktif olduğumuzu biliyorlar. Bu sene Allah nasip ederse çemberi genişleteceğiz. Onun için de bugün birbirimize itimat edebileceğimiz 6 ilçeden muhtarlarımızı bir araya getirdik. Çünkü İstanbul 3'üncü bölgede 13 ilçemiz var. Biz 6 ilçemizi burada ağırlıyoruz.  Tabii daha yoğun uğraş alanımız dediğimiz gibi Esenyurt ve Beylikdüzü'nde oluyor” şeklinde konuştu.

seyithan izsiz

seyithan izsiz

seyithan izsiz


Nereden nereye

Yaşadığı hayatı da anlatan İzsiz, “Eskiden bilirsiniz insanların hayalleri vardı. İstanbul'a gidecekler futbolcu olacaklar kimi türkücü olacak. Biz de şarkı söylemeyi isterdik, sesimiz güzel diye. Yokluklar içindeyiz tabii. İstanbul'a geldim birkaç plakçıya gittim. Bana dediler ki bunun için bir para lazım bir de bestelerin lazım. E hem paran olacak hem de elinde besten olacak. Bende de yoktu. O zamanlar Youtube vs yok. Sanatçılar kaset satıp para kazanıyordu. E baktım olacak gibi değil. Gittim çalışmaya başladım. 1991-1992-1993 yılları arasında Avcılar'da Lades Pastanesi'nde garson olarak çalışmaya başladım. Avcılar'daki Denizköşkler Parkı'nın bir dili olsa da konuşsa ne günler geçirdik. Elbette çok çalıştık, rabbimizin ikramını gördük. O'nun sayesinde bugünlere geldik” dedi.

Çalıştım, çalıştım, çalıştım!

Kendi yaşamına dair bilgiler vermeyi sürdüren Seyithan İzsiz şu ifadeleri kullandı; “Bir takım şeyleri zihinlerin berraklaşması adına söylemekte daha detaylı anlatmakta fayda var. Samimi bir yolculuk içindeyiz. Birbirimizi en iyi şekilde tanımamız gerekiyor. Dedik ya 1989 bizim İstanbul'a ilk geliş yılımız. Hiçbir yerde hiçbir ortamda ve de hiçbir muhatabın huzurunda anlatmaktan hiç ama hiç gocunmadığım tam aksine keyif aldığım bir şey var. Çünkü şuna inandım ki Allah; “Ben ilmi isteyene, malı da istediğime veririm” diye buyuruyor. Tabii istemenin yolları var. Elbette ki gayret, çaba var. Elbette ki bu uğurda mutlak surette hedefler, gayeler edinip bu ölçekte mutlaka bir gayret içinde olmak var. Zira Mevlana; “Kader, gayretin aşığıdır” der. Biz işte 1989'da yokluk içinde İstanbul'a geldik. Yağmur altında bir gece kardeşime sarılarak dışarıda sabahladığımı bilirim. 1998'e geldiğimiz geride bıraktığımız 7, 8 yıllık İstanbul macerası olanca gayretlerle geçmiş. Karınca kararınca para biriktirip ev almışız. Bütün sorumluluk üstümde. Kardeşlerim çalışıyor. Ben de ek iş olarak hurdacılık yapıyorum. Sonra 2 sene askere gittim geldim. Ve anladım ki ben bir yerlerde çalışıp tek bir maaşla ailemi geçindiremem. Sonra bir kardeşimle konuştum; “Bizim bir iş kurmamız lazım” dedik. Ne yapalım, edelim derken yokluktan emlakçılık yapalım demişiz. Yolumuz Beylikdüzü'ne çıkmışız. Ve 2000 yılının başında bir şirket kurmuşuz. Sabahları saat 5'te daha gün ağırmadan kalkmışız, gitmişiz insanların evlerini taşımışız. Sırtımızda dolap taşıyıp hamallık yapmışız. Sonra kravatımızı takıp işimizin başına geçmişiz. Ama emlakçılığın altın yılları idi. 2005 yılına kadar böyle idi. Ve biz o altın çağın en kıymetli yerindeydik. Beylikdüzü-Esenyurt bölgesindeyiz.Sürekli yeni siteler yapılıyor. Baktık ki bu emlak işi büyüyor. Nakliyatı bıraktık sadece emlak işine yöneldik. 1 yılın sonunda baktık ki bu emlak işinden çok iyi para kazanıyoruz. 2002 yılında 11, 2012 yılında 110 tane emlak şubesi oluşturduk. Daha sonra 10 tane Mercedes Filosu kurmuşuz. Böyle bir sistem kurmuşuz. Nasıl mı? Bizim pizzacıda vs çalıştığımız vardı. Orada elin yabancısı bize hitabı öğretmiş, kurumsallığı öğretmişti. Biz de bu sektörde nitelikli, doğru dürüst esnaf boşluğunu görmüşüz ve bu işe girmişiz. Bizim olduğumuz her yerde lider olmuşuz. Hiçbir yabancı şirket bizim yerimize girememiş. Sonra bir baktık 2007'den bugüne 15 tane mega proje bitirip teslim ettik. Şimdi 82 bin konut satan bir noktaya ulaşmışız. Sürekli çalışmışız. Çalışmışız, çalışmışız, sadece çalışmışız. 23 yıldır her gün sabah namazından sonra direk işimin başına gidiyorum. Hep böyle yaşadım.”

HABER:

BARIŞ KIŞ
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.