Yüreğimiz deprem yeri

Öncelikle güzel ülkemizin güzel insanlarına geçmiş olsun diyerek sözlerime başlayayım.
Hepimizin asla unutamayacağı günler varsa eğer bi tanesi de 17 Ağustos depremi diyebiliriz. Binlerce kardeşimizi kara toprağa verdik, binlercesi hayatını tek başına yürütemeyecek birilerine bağımlı olarak yaşamaya devam edecek duruma geldi 17 Ağustos’ta...
Bir gece yarısı idi sanki gök gürlüyor yer iniliyordu binalar beşik gibi sallanıyordu, tabi sadece sallanan yıkılan binalar değildi. Kiminin hayalleri kiminin yarınlarıydı.
Bazı evlerin direği yıkıldı bazı ocaklar anasız kaldı kısacası deprem sadece kaybettirdi.
Tabi ki depremler bir doğal affettir biliyoruz lakin doğa olaylarında tedbir almakta başta yerel yönetimler olmak üzere ülkeyi yöneten seçtiklerimizin de görevidir.
Tedbir almak bir yana şöyle bir İstanbul’un ilçelerine tepeden bakalım bakın. Bakın bakında nasıl beton yığınına dönmüş güzel İstanbul... Bu nasıl bir ihanettir şehre gelmiş, geçmiş ve devam eden. Herkes deprem tedbirsizliklerinden mesuldür ama bence suçun en büyüğü rant İçin uçsuz bucaksız gökdelenlere izin verenlerde. haksızlığa seyirci olmak haksızlığın daniskası değil mi?
Bırakın kardeşim ihanet edeni affet etmek savunmak ahlaksızlıktır. Yapılaşmalar göz önüne alındığında bir çok ilçelerde toplanma alanı yok hangi binada deprem anında sığına bilinecek alan var?
Her binada olması gereken savaş anında kullanılmak üzere yapımı zorunlu olan sığınakları bile daire çevirmek nasıl bir pervasızlıktır.
20-30 bin lira kazanmak için sığınaklarımızı daire ye çevirmeye izin veren yöneticiler sizce millete ihanet etmiş olmuyor mu?
İnsanların can güvenliği için göz yumduğunuz imar hırsızlıkları,3 kuruş dünya malı için insanların hayatına mal olabilecek haysiyetsizliklere gerek var mı?
Size oy veren başına lider seçen insanlara en büyük ihaneti ettiniz.
Yapın, çalın sonra pardon o dediğiniz pardonlar binlerce insan hayatını kaybettikten sonra hiçbir anlam ifade etmez! 
Şimdi vakit tedbir alma vaktidir tedbir millete karşı olan borcumuzdur. 
Ve artık şehirlerimize betonlaşma çarpık imarsız planlama istemiyoruz.
Şehirlere ihaneti zinhar kabul etmiyoruz! ihanet edenlerin sessiz sedasız emekli edilmesini kabul etmiyoruz.
Okul yeri yok, hastane yeri yok, yeşil alan yetersiz, üç kuruşluk dünya malı için makam mevki için kendinizi onurunuzu satmayın. Halka hizmet hakka hizmettir her yönetici bu düşünce ile görevini ifa etmelidir. Etmeyeni ne Allah ne tarih ne de millet asla affetmez...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahattin Demir Arşivi