Rahsa Pınar Çetinkaya

Rahsa Pınar Çetinkaya

Zaman akıyor!

Dünya sevgi, inanç ve güven üzerine kuruludur. Üzüntüde, sevinçte her türlü paylaşım istediğin anda çevren ne kadar kalabalık olursa olsun aklından en sevdiğin, güvendiğin kişiye geçirirsin. Keşke ah keşke yanımda olsaydı dersin. Oysa etrafında çok çevren olsa bile yüreğin farklı atar, aklın devre dışı kalır ve sadece yüreğindeki üşümeyi yüreği ile saracak o kişiyi arzularsın.

Ne kadar çok kişiyi sevsen de hem sevip hem güvenmek işi sayılı kişilere aittir. Kimi zaman çok yakın bir dost, kimi zaman ebeveynler den biri, kimi zaman da eşin-sevgilin...

Ve insan elini uzattığı zaman, tereddütsüz o eli tutacak birini bulmanın, güvende hissetmenin, güçlü hissetmenin vazgeçilmez hazzını yaşarlar.
Sevgi yorulursa, uzaktan seyreder ve geç yaşadıktan sonrasını görür.
Cemal Süreya'nın dediği gibi "Herkes kalbimde bir yere sahipken, Senin ülken vardı"

Ömrüm boyunca yanındayım diyebilmek veya söyleyenin güven hissiyle yaşama daha cesur ve sevgiyle bakabilmektir.

***
Bununla ilgili güzel br hikaye okumuştum;

Bir baba kızı ile birlikte köylerini ikiye bölen nehrin üstündeki eski asma köprüden geçmek zorunda kalmışlar.
Hava rüzgarlı ve nehirden akan sular azgınmış.
Asma köprü sallanıyor ve tehlikeliymiş.

Baba köprüye adımını atmadan önce kızına;
- Kızım elimi tut ve bırakma, demiş.
Kız babasına dönüp bakarak;
- Hayır baba! Sen benim elimi tut ve bırakma!, demiş.
Baba şaşırmış;
- Ne farkı var ki kızım?" diye sormuş
Küçük kız şöyle yanıt vermiş;

- Eğer ben senin elini tutar isem ve bana bir şey olur ise senin elini tutmaya devam edemeyebilirim. Ama sen benim elimi tutarsan bilirim ki asla bırakmazsın.
***
Yüreğin muhteşem büyük gücü bu olsa gerek...
Sevginin yetişemediği hiçbir sorun da yok aslında. Hayat düz yolda yürümek değildir aksine çeşitli sorunları olan yoldan yürürken kiminle ve nasıl yürüdüğündür. Hangi inanca bağlı olursan ol insanlık sevgi, güven ve inançla tamamlanır, bir bütün olur.

O bahsedilen köprüyü bazen göremeyiz ve sevdiklerimizi nasıl olsa seviyor diye el ele tutuşmayı bıraktıktan sonra bazen geç kalınmış olabilir. Düştükten sonra uzanan el olsa bile yetişemeyebilir. Bu sebeple hayat yarın yok gibi ama sevdiklerimizle uzun bir yolumuz varmış gibi yaşamın öznesi olarak düşünmek lazım. Yokluğunu istemediğin ele var gücünle sahip çıkabilmektir mesele...

Vakit sevdiklerini; hayatın o çakılı, sorunlu, stresli, acımasız yolunda yanında olarak geçirmektir. Yürek yüreğe olarak,vakit ayırarak, sohbet ederek, hayatı paylaşarak, bencillikten uzak olarak sevdiklerine güven verebilmek ve sevgiye sahip çıkmaktır. Sözde sevgiyi sevdiğin yemeğe de çiçeğe de, güzel söz söylemesinden hoşnut olduğuna da söylersin ama hissedemezsin. Zamanı geri almaya da gücün yetmez. Dünler sadece bugüne gölge olur, ışık olur,yarına umut olur, tecrübe olur ve geçmiş olur.

Hayat şartları ne kadar zor, yorucu, stresli olursa olsun bir gün yarın olmayacak, uzatacağınız el yada uzanan el olmayabileceği düşüncesiyle bugüne kısa bir mola verin ve o elin sahibine sevdiğinizi hissettirin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahsa Pınar Çetinkaya Arşivi