Zamane İlahiyatçılar!

Dünya hızla değişip dönüşürken her şeyde olduğu gibi dinimiz, alimlerimiz, ilahiyatçılarımız, imamlarımız da nasibini aldı, alıyor...
İslam’ın ilk emri "oku" olmasına rağmen okumadan, bilgi sahibi olmadan hiçbir kaynak belirtmeden sadece eleştiriyoruz!
Hele birde mesele dinse ve bütün toplumu ilgilendiriyorsa her önüne gelen konuşuyor!
Neticede o kadar yalan, yanlış bilgi varki insan hayret ediyor ! Bunun sebebi de dini okuyarak değil, dinleyerek öğrenmemizdir.
En ufak bir teknolojik alet, makina , telefon aldığımızda hemen kullanım kılavuzuna bakıyoruz. Nasıl kullanılmalı? Nelere dikkat edilmeli? Dikkatle okuyoruz. Fakat Yüce Allah’ın Müslümanlara gönderdiği kitabı merak edip açıp okumuyoruz?
Okuyoruz anlamıyoruz?
Anlıyoruz hayatımıza uygulamıyoruz? Sonra da sorun dinde diyoruz!
Elhamdülillah Müslümanım diyen kaç kişi Kur’an’ı baştan sona okumuştur?
Doğru, bizim Kur’an’ı okumaya, anlamaya vaktimiz yok! Bizim saatlerce dizi seyretmeye vaktimiz çok!
Futbol maçlarını stadlarda, salonlarda izlemeye vaktimiz çok!
Sosyalleşme adı altında birçok şeylere vaktimiz çok!
Bir atasözü vardır; "Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder" gelecekteki nesilleri dini alanda eğitecek, öğretecek ve aydınlatacak ilahiyatçılara bir göz atalım!
İmam Buhari gece uykudan uyanır, lambasını yakar, hatırına gelen faydalı bir şeyi yazardı. Hatta bir gecede yaklaşık yirmi defa kalktığı olurdu. İlahiyat 1. sınıf öğrencisi Gökhan sabah namazına kalkmadığı halde hadis tenkiti yapıyor.
66 yaşında hapis cezası olarak kuyuya atılan ve 15 senelik bu zamanda ezberden öğrencilerine 30 ciltlik El Mebsut isimli fıkıh usulü kitabını yazdıran İmam Serahsi’ye, sehiv secdesi yapmayı bilmeyen İlahiyat 2. sınıf öğrencisi Ayşe kafa tutuyor.
İlahiyat 4. Sınıf öğrencisi Rumeysa'nın okumaya vakit bulamadığı kitapları 40 yıl süren ilmî seyahatler esnasında toplayan 600.000 hadisi 16 yılda tasnif ederek 7275 sahih hadisi bize bırakan İmam Buhari Rumeysa'nın derin tenkitlerinden kurtulamıyor.
Muhammed İdris er-Razi, hadis için ilk çıktığı yolculuğu yedi sene sürdü. Yaya olarak yürüdüğü yollar bin fersah kadardı. İlahiyat 1. sınıf öğrencisi Zeliha minibüsle gidip geldiği fakülte yollarında Hadislerin sıhhat durumunu tartışıyor.
Abdullah ibni Mesud hadis rivayet ederken yüz şekli değiştiği, nefesi kesildiği, titrediği halde, ilahiyat 2. sınıf öğrencisi Hüseyin Hadis okurken veya kendisine okunurken bacak bacak üstüne atıyor.
Adını bilmediği ama künyesiyle tanıdığı Ebu Hanife'nin binlerce talebesi olup, bunların kırk kadarı müçtehit mertebesine ulaşmış olduğu halde bizim ilahiyat hazırlık talebesi Rabia , İmam-ı Azam’ın içtihatlarına kafa tutuyor.
Hey hat! Oryantalizm adı altında ne durumlara geldik! Ziya Paşa geçmişten günümüze ne güzel ışık tutmuş; "Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar;
Katır mühürdar oldu, eşek defterdar!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Onur Karakoç Arşivi