Zavallı bizler

Son dönemlerde siyaset adamlarımızın kullandığı üslup ve vurgular dikkatinizi çekmiş olmalı.

Herhangi birilerinin sokakta bile yapmayacakları bir dille konuşuyor bizlere örnek olması gerekenler ayrıştırıcı değil birleştirici olması gerekenler….

Konuşmalarında doğruyu, yanlışı, haklıyı haksızı ayırt etmek imkansız..

Ayrıştırılan, kutuplaştırılan tek şey toplum ve toplumsal değerlerimiz….

Sevgiyi, saygıyı, dinlemeyi, anlamayı, araştırıp konuşmayı unuttuk..

Algılarla, yalanlarla, riyalarla, iftira ve suçlamalarla dolu bir tarz benimsemiş ve bizi öyle yönetmeye çalışıyorlar yönetenler ve yönetmeye can atanlar….

Eskiden, solculuğun üretimsizliğe, verimsizliğe, adaletsizliğe karşı savaşmak olduğunu söylerlerdi. Faşizme de, Emperyalizme de, Oligarşiye de, Kapitalizme de karşıydılar...

Halkı devletçi soygun sisteminden ve egemen güçlerin ideolojisinden kurtaracak, kimliklerin tanınması yönünde bir politika izleyecektik... Solcuyum, Devrimciyim, Demokratım, Kemalistim, Laikim diyenler hep birlikte omuz omuza…


Üstelik, daha da ileri gidiyor, farklılıkları karşıtlık gibi sunan ve kimlikleri külliyen reddeden ulus devlet anlayışının iflas ettiğini, globalizmle birlikte toplumun önünde yeni ufuklar açıldığını söylüyordu sol düşünce...

Bireyin özgürleştirilmesiyle kimliklerin tanınması, hele din ve vicdan özgürlüğü arasında direkt bir bağ yoktu ki onlara göre!...

Bize halkın değil, demokrasiyi devlet düşmanlığı olarak algılayan bürokrat totaliterliğin sosyal demokratlığı dayatıldığı sürece bu ülkede sol iflah olmaz derken haksızlık etmiyormuşum...


Gerçek ve evrensel devrimciliğin esasları unutulmuş zafere giden her yolun mubah olduğunu söyleyecek kadar anti demokratik bir çizgi çizenlerin hümanist ve sosyal demokrat kesildiği bir süreç yaşatılıyor Türk soluna.

Ya muhafazakarlara ne demeli,

Hiç bir din veya toplumun temelinde Adalet olgusundan, anlayıştan, sevgiden ve saygıdan ayrışmak yokken

Dünya görüşünü dinin ahlak ve toplumsal değerleri etrafında çerçeveleyen. Adalet, Irk, Din, Dil özgürlüğünü esas alan anlayış benimsenmesi gerekirken.

Toplumsal duyarlılık ve birleştiricilikten uzak adalet olgusunun anlamsızlaştırıldığı bir çizgi içindeyken sığınacağımız bir liman olduğunu söylemek ne kadar akılcı olur?...

Her konu, kişi ve her düşünce bir yana bizi sarıp sarmalayan tek olgunun vatan sevgisi ve saygı olduğunu anlamamız gerektiğinin olgunluğunu yaşama zamanımız geldi ve geçiyor sanki

Nazımın dediği gibi “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” derken Can Yücel söylesin son sözü…

Varsın çorbanın tuzu az gelmiş olsun.

Varsın pilav birazcık lapa olmuş olsun.

Varsın en sevmediğiniz yemek, kereviz olsun masada.
Sofranızda sevgi var mı, ondan haber verin ..


Tadına var akşamının...
Gece evinde, dostların olsun.
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun...
Arkadaşım, hayat bu. Daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!
 

VESSELAM

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi