Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Ziyan edilen yaşamlar

Değirmen taşı misali “darbe ve dikta” dönemleri insani değerlere sahip, geleceği ve toplumu düşünen, sorgulayan, paylaşımcı, aydın, demokrat ve sosyalistleri öğütmekte. Sezai Sami geçen konuşmasında bir ara “nice yetenekli ve bilgili insanların” darbe dönemlerinde akademik çalışmalarından alınır, mesleklerinden atılır, araştırma ve çalışma yapacağı işlere girişi yasaklanır. Hatta bunlar işsiz kalır, iş olmayınca aç kalır ve hak etmediği işlerde çalışmak zorunda kalır demişti.

Dikta dönemlerinde iktidarı yönetenler askeri ve sivil baskıları yapmaktan kaçınmaz. Bunu yaparken kendilerince meşru göstermek için yasa ve kararnameler çıkarır. Kendilerinin bin bir zahmetle hazırlattıkları anayasayı bile delen, gerektiğinde bir kenara atananlar “mevcut durumdan dolayı” diyerek her tür yasanın arkasını dolanarak “kararname” çıkarır. Kararnameyle eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, iş yaşamından adliyeye kadar “güncel uygulamalar” adıyla yasak ve baskılar “genelgeler” yayınlanır. 12.Mart. 1971 de “1402/1”ile çıkarılan “kanun hükmündeki kararname” de kamu çalışanlarının örgütlenmesi yasaklanır. Örgütlenme yapanlar ya sürgüne gönderilir ya da işten atılır. 12.Eylül 1980 de bu sefer “1402/2” ile sendikaların yanında siyasi partiler ve dernekler yasaklanır, yasaklanan kurumların yönetici ve üyeleri yasaklı olduğu gibi akademik çalışmaları da yasaklıdır toplatılır.

Darbe hükümetleri yaşamın her alanına müdahale etmeyi kendince görev sayar ve her yaptıkları ve söylediklerini “ k e r i m ” misali gösterir. Bunlar her şeyi yapar ederler ama bir şeyi yapamazlar “güzel insan değerine” sahip olamazlar. Çünkü kalplerinde duygu ve merhamet yok, bir olay ve durumu düşünemez bir şeyi hayra yoramazlar. Kurulmuş bir zemberek gibi kapısına kul olduğunun verdiği ulufeyle yaşayıp ürerler. Kapısına kul olduğuna her şeyi ile bağlıdır, alıştırılmış şartlanmıştır artık.

Darbe döneminin yasakları, baskıları ve şiddeti hiç sektirmeden sonraki hükümetler tarafından da devam eder. İşinden atılan öğretmenin kimi pazarda satıcı kimi inşaatta amelelik eder. Ordudan atılan genç subay sudan çıkmış balık gibidir, ailesi ve yakınları tarafından her şeye rağmen eli tutulmaz ise kaybolmuştur. İnsanlık onurunu ayaklar altına aldırmayan yasaklılar, sorguda sakat bırakılanlar, kimi 3-4 kimi 11-12 yıl adil yargılamadan cezaevlerinde tutulanlar tüm baskılara rağmen başları dik yaşamı sorgulamaktan çekinmediler. İşsiz kaldılar yılmadılar. Kimi kaleme sarıldı eski bir asker olan Rahmi Yıldırım gibi gazeteci yazar oldu, kimileri otuzundan sonra tekrar üniversiteye okumaya gitti. Okumakta kar etmedi Hasan Bayrak eczacı oldu iş yaptırmadılar çorap sattı, Sezai Sami iktisat mezunu bir kamu kuruluşunda geçici işçi oldu. Bunların çoğu artık 60 yaşın üzerinde kendilerinden çok çocukları ve gençleri düşünmekte, onların daha yaşayacak ve yapacak çok şeyleri var umutları var demekte.

İktidar sahipleri ve bunlardan sebeplenenler kendilerine muhalif kim varsa düşman ilan etmekte. Düşman ilan etmekle kalmıyor yeni 1402 ek maddeler koyarak onları işten attırıyor. Oysa onların aileleri ne meşakkatle büyüttü ve okuttu. Aileler çocuklarına “yalan söyleyemeyeceksin”, “haksızlığa, namussuza, halden bilmeye karşı duracaksın”, “çalışanın yanında asalakların karşısında olacaksın”, “topluma gerçekleri açıklayacaksın”, “safını bilecek iki ara bir derede kalmayacaksın” diyerek büyüttü.

Ülkemizin önemli üniversitelerine giden çocuklardan biri “jeofizik doktoru” biri de “ hukuk doktoru öğrencisi”. “ Savaşa karşı barış” imzacısı olan bu çocuklar birkaç yıldır işsiz olduğu gibi yasak olan haklarını bile arayamamakta. Kimileri memleketinden getirdiği “nohut ve kuru fasulyeyi” satarak, kimileri muhasebe bürosunda yardımcı eleman ya da yurt dışında onca dil ve akademik kariyere rağmen garson olarak çalışmakta. Kendi ülkesinde anadilince “türkü söylemek” bile yasak. Bu çocukları ziyan etmeyelim, yaşamdan koparmayalım, küsmesinler yaşama, ölmesinler açlık grevlerinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi