Din yüceleri (uluları) dahil canlı cansız her ileri gelen insanı ve insanlığı birliğe çağırmışlardır. Bu davete rağmen insanlıkta; aile, meslek, millet, devlet gibi varlıkları oluşturdukları görülmüştür. Bir taraftan birlik bir taraftan ayrılık. Bunun sorumlusu kimler. Değerli okuyuculara sorsam büyük çoğunluk siyasiler diyecektir. Hele son seçimde ki bu yapıları en çok neler bozdu. Yalanlar, iftiralar, sahtekarlıklar vb. Uzatın uzatabildiğiniz kadar.

Doğaya baktığımız da insan topluluklarının hem birlik, hem de ayrılık içgüdülerini bir arada görmemek mümkün değil. İnsanda doğadan gelen şeylerin(kuralların) silinmesi mümkün olmadığına göre her iki prensibi birlikte yürütmek zorunda mı kalıyoruz. Bu birey yok, topluluk var. Yani bir yok bin var gibi bir şey demek oluyor. Biyolojik yasalara göre canlıdan çıkan her birey, kendini çıkarandan müstakil olmasa nesil olur muydu. Birey kendinden evvelki bireylerden koparak bütüne girmektedir. Bütüne girmeseydi cinsler olmayacaktı. Demek ki insan biyolojik hayatta da sosyal hayatta da hem ayrılık hem de birlik te varlığını sürdürüyor.

Birey ve topluluklar ile bir araya gelen insan günün şartlarında ki gücü elinde tutmak için değişik hallere giriyor. Değişik davranışlara giriyor. Onu kabul ettiriyor. Yasalaştırıyor. O zaman yalanda mı buna dahil diyeceksiniz. Somut sınırı olmadıkça bu böyledir diyebiliriz. Bu sosyolojik bir evrim ve sosyolojik bir kural. Örneği insanlığı birliğe davet eden dinler tam birliği kuramıyorlar. Hatta ayrıştırıyorlar. Bunun sonucu hıristiyanlık; Katolik, Protestan gibi ayrışımlar ile savaşarak on binlerce ölüm vakasına neden olmadı mı? Keza İslamiyet te mezhep savaşları (Yavuz Selim-Şah İsmail) Her ikisi de Türk değil miydi?

Diğer taraftan birleştirici olsun diye sunulan rejimler; komünizm, kardeşi sosyalizm, kapitalizm çare olamadığı gibi ayrıştırıcı olmuştur. Günümüzün gücü elinde tutmak isteyen siyasileri ellerine ne geçerse ayrıştırmaya devam ediyorlar. Biraz sonra meslek gruplarını ayrıştıracaklar. Bu çok korkunç bir tehlike. Bir ailenin birkaç meslekten çocukları var. Vallahi yapabilirler. Cazip olan bir şey varsa böl, parçala ele geçir. Ne yapmalıyız? Bireysellikleri yok etmeyen birlikler kurmak doğru yol olacaktır. Bu görüşe ulaşmak için insanlığın hangi aşamalardan geçtiğini unutmamalıyız. Demokrasi hala ve tek kurtuluş yoludur. Eşimin bir arkadaşı bizdeydi. Yeni Ekonomiden sorumlu Bakanın TUSİAD’a ziyarete gittiğini ve onlarında isteklerinin başında demokrasi geliyordu. Ekonomidende mi önemli diye sordu. Hanımla şöyle bir bakıştık! Oldukça da eğitimliydi ve 26 yıl da çalışmışlığı vardı. Demokrasinin gereğini anlamamıştı.

Bu başlığın altını doldurmaya kitaplar yetmezdi ve anlaşılır kılmaya da yıllar yetmezdi. Allah bize kolaylık versin.