İmar Affı mı? İmar Barışı mı?

6 Şubat 2023 deprem ve felaketinin ardından 1 yıl geçti. Peki bu facianın önüne geçilebilir miydi? Depremin bu kadar yıkıma sebebiyet vermesinin suçlusu hükümet miydi? Bugün halk tarafından “imar affı” olarak dillendirilen ancak hükümet tarafından af değil “imar barışı” olarak adlandırılan sözde deprem gibi afet risklerine hazırlık kapsamında düzenlenen uygulamayı inceleyeceğiz. İmar affı mı yoksa imar barışı mı olduğunu değerlendireceğiz.

Öncelikle bu kavramların ne anlama geldiğine bir bakalım.

İmar Affı, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılan yapıların devlet tarafından görmezden gelinerek, adeta haraç karşılığında devletin ruhsatsız ve depreme dayanıksız yapılaşmaya göz yumması demektir. Böylece İmar affı, deprem riskini önlemesi bir tarafa, depreme dayanıksız yapıların devlet tarafından onanması anlamına gelmektedir.

İmar Barışı ise her ne kadar ruhsata uygun yapılsa dahi, zamanında çeşitli sebeplerle ruhsata başvurulmamış, ancak ruhsat almaya elverişli olan ve depreme karşı yıkılma tehlikesi barındırmayan yapıların, harçlarının ödenmesi ve kanuna uygunluk kontrollerinin yapılması karşılığında ruhsatlandırılması anlamına gelmektedir. İmar Barışı, doğru şekilde uygulandığı takdirde deprem dahil her türlü afet riskine karşı hazırlık ve önlem amacı taşımaktadır.

Normal şartlarda Türkiye’de Kanunlar iyi bir şekilde düzenlenmiş olsa dahi, uygulamaya dökülme aşamasındaki başarısızlıklar nedeniyle pratikte iyi Kanun’un da bir anlamı olmamakta. Ancak en azından Devlet, Kanunları gereği gibi düzenleyerek üzerine düşen yükümlülüğün bir kısmını yerine getirmiş olur. Böylelikle Kanun’un iyi düzenlenmesi halinde, pratikte de sorunların çözülebilmesi mümkün olacaktır. Zira en iyi Kanun bile kötü uygulayıcıların elinde kendisinden beklenen faydayı veremez; ancak en kötü Kanun dahi iyi uygulayıcıların elinde çok daha verimli neticeler yaratabilir.

Fakat bu sefer, Hükümet bizleri bir kez daha şaşırtmıyor (!) ve hem kanunu hem de uygulamayı kötü yapıyor. Evet, imar affının verilmesine ilişkin düzenlemede, açık açık ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınacağı belirtiliyor ve ruhsat başvurularına ilişkin denetleme zorunluluğu da getirilmiyor. Yani açık bir şekilde deprem riski taşıyan yapılara da ruhsat verileceği ve bu hukuka aykırılığa göz yumulacağı ilan ediliyor.

Hatta ve hatta bununla da yetinilmiyor ve son başvuru süresi iki yıl uzatılıyor. Yani vatandaşa; “çarçabuk imara aykırı yapılarınızı yapın ve depreme dayanaklı olup olmamasına bakmaksızın sizlere bir an önce ruhsat vereceğim” deniliyor.

6 Şubat Depremi’nin yaşandığı iller de dahil olmak üzere Türkiye çapında İmar Affı’na toplam 10 milyon vatandaş başvurdu. Peki bu yapıların kaç tanesinin denetimi yapıldı? Muhtemelen sıfır. Çünkü “İmar Barışı’na ilişkin tebliğin; Denetim başlıklı 10. maddesinde “Yapı Kayıt Belgesi (Ruhsat) verilmesine ilişkin iş ve işlemler Bakanlık tarafından denetlenebilir” denilmektedir. Yani Bakanlık, yapıların depreme karşı dayanıklı inşa edilip edilmediğine bakmak zorunda olmadığını açıkça belirtiyor. Yani diyorlar ki: Siz depreme aykırı yapıları yapın, bana haracımı verin, vatandaşın can güvenliği benim umurumda değil. Belki denetlerim, belki denetlemem, Paşa gönlüm bilir.

Nitekim, afetin yaşandığı illerde de depremde yıkılma riski taşıyan pek çok yapı hakkında İmar Affı’na başvuru yapılmıştı ve herhangi bir denetim yapılmaksızın ruhsatları verilmişti. İşte bu yapıların depremde yıkılması sebebiyle tam olarak sayısı dahi tespit edilemeyen binlerce vatandaşımız enkaz altında kalarak vefat etti.

Bu ve depreme dayanaksız olan yapılara ruhsat verilmek suretiyle; imar suçu işleyen, depremdeki sebepledir ki; ruhsatsız ölümlere sebebiyet veren inşaatçıların imara aykırılıkları affedildi. Dolayısıyla her ne kadar hükümet çevreleri tarafından “İmar Barışı” olarak adlandırılsa da, gelinen durum suçluların “affedilmesi” ve vatandaşın canının hiçe sayılmasından ibarettir.

Ezcümle, Hükümetin İmar Barışı olarak adlandırdığı uygulama özünde bir İmar Affıdır. Bu uygulama depremde daha fazla can kaybının verilmesine sebebiyet vermiştir. Bu ihmalkârlığın ise bir numaralı sorumlusu, ilgili Mevzuatı düzenleyen ve onaylayanlardır.

Av. Doğukan TATAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Doğukan Tatar Arşivi