Tarih tekerrürden ibarettir derler. Hatalarınızdan ders almadıkça aynı hatayı yapmaya devam edersiniz. İnsan için geçerli olduğu kadar insanlık için de geçerlidir. Şöyle bir tarihe baktığımızda hata görmek zordur. Çünkü her zaman başarıları yazmış, hataları göz ardı etmişizdir. Sadece mağlup devletlerin hataları kaydedilmiştir. Muzaffer olanların hatalarını görmek istemiyor ve kendi hatalarını da başkasının üzerine atıyorlar. İnsan ders almadığı için tarihin tekerrürden ibaret olduğunu söyleyebiliriz.
Geçmişi iyi okuyup analiz edebilirsek bugünün sorunlarını ve çözümlerini çok kolay görebiliriz. 
İçerisinde bulunduğumuz hemen hemen her alanda ticaret, siyaset, eğitim gibi toplumun ana damarlarını oluşturanlar bilakis geçmişe daha çok bakmalı, incelemeli ve ders çıkararak yol yürümelidir.

Bir tüccar eğer ki geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkarıp tecrübe sahibi olmazsa batmaya , iflas etmeye mahkumdur.
Bir eğitimci geçmişi ile kopuk, bağımsız hareket ederse bilgili, kültürlü ve faydalı bireyler topluma kazandırmaz . Neticesinde cahil, bilgisiz , kültürsüz insanlar toplumu yaşanmaz hale getirirler.
Şimdi ise gelelim siyasete...
Aslında siyaset kelimesi zamanla farklı anlamlara gelmeye başladı. 
Siyaset ihtiva ettiği manadan çok uzaklaştı, uzaklaştırıldı...
Kanuni Sultan Süleyman; " İnsanı yaşat ki devlet yaşasın " sözü bugün tam tersine algılanıp uygulanmakta " Burjuvaları yaşat ki devlet yaşasın.."
Dünya hızla değişip dönüşürken bundan siyasi partilerden nasibini aldı, alıyor...

Adalet ve Kalkınma Partisi kuruluşundan bugüne 18 yıldır siyasi arenada bende varım dedi. Yerelden genele birçok alanda ciddi bir teşkilatlanma yapıldığı zannedildi ?
1- Sadece işçi alımları için yapılan üyelikler..
2- Sadece bir üst göreve yükselmek için fazla üyeyi ben yaptım demek için..

Ak parti alt yapıdan üst yapıya bir çok başarılara imza attı. Girdiği her seçimden oylarını arttırarak başarıyla çıktı. Fakat son yerel seçimlerin neticesinde ise yapılan yanlışların, hataların halk tarafından sandığa yansımasıyla İstanbul, Ankara, Ardahan, Antalya, Artvin, Bilecik , Sinop ,Burdur, Bolu , Kırşehir gibi büyük önem arz eden belediyeleri kaybetti.
Yerelde siyaset yapanlar güç zehirlenmesi yaşadığı için artık kraldan çok kralcılara verilen mesaj çok net oldu. 
Ak Parti’nin oyları niçin düştü? Bu sorunun cevabını aslında az çok tahmin edebiliyoruz. Ama ben yine hasbel kader yazayım; 
1- Bakan olup, sadece kendi eşine dostuna, çevresine “bakanlar” ,
2- Milletvekili olup, seçildiği şehrin çay ocağında halk ile bir bardak çay dahi içmeyip, koltuklarında uyuyanlar,
3- Belediye başkanı olup, israfa, yolsuzluğa göz yumanlar hatta bizatihi bu pisliğin içinde olanlar,
4- Kadın Kollarının süslü, full makyajlı, parti bütçesi ile düzenlenen lüks kahvaltıların ev sahipliğini yapanlar,
5- Gençlik kollarının Reis’ten daha havalı, ülkeyi kurtardığını zanneden usta siyasetçileri ,
6- İl, İlçe teşkilatlarında tek hedefi sonraki bir üst basamağa yükselmek için mücadele edip, koltuk sevdalısı AKP’liler... 
7- Ceketimi atsam kazanırım diye halka tepeden bakanlar, yürürken kasıla kasıla yürüyen AKP’liler.. 
8- Birlikte çalıştığı kişilerin liyakatine göre değil, kör sadakatine göre hareket eden AKP’liler...

AKP’liler, Ak Partinin sırtında kambur, vücudunda hastalık olmuştur. Maalesef günden güne bütün vücuda yayılmıştır. Biran önce doktor bu hasta adama müdahale etmelidir. Aksi durumda bu hastalık bütün vücuda nüfuz ederse hastayı kurtaramayız! 
Daha düne kadar bu toplumun mayasından bahsedenler bugün çıkarları uğruna mayalarına pis sular kattılar. Dün bu maya tutar diyenler bugün farklı hesaplar peşinde kimliğini, şahsiyetini, inancını ve değerlerini ayaklar altına aldılar! 
Ak Parti kendine zarar veren bu AKP’lilerden biran evvel kurtulmalıdır. Bununda en güzel yolu Ak Parti'nin içerisinde Hz. Ömer gibi adil, vicdanlı, şuurlu kişileri karar verici ve söz sahibi olarak yetkilendirmekten geçmektedir. Aksi takdirde bu gidiş bana Merhum 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Anavatan partisinin kaderini hatırlatıyor. 
Siyasette 24 saat çok önemlidir derler.
Ak Parti , AKP’lileri temizleyecek mi ? 
Yoksa onlara dokunmayacak mı ? 
Bakalım yaşayıp göreceğiz...