Halit Çelikbudak

Halit Çelikbudak

Almanya gerçeği

Yazıma, Viyana Üniversitesi Felsefe Enstitüsü’nden Prof. Dr. Konrad Paul Liesmann’dan bir alıntıya başlıyorum. Felsefe profesörü, geçen hafta İsviçre’de Neue Zürcher Zeitung gazetesinde şöyle yazıyordu. ‘Ukrayna Savaşı, Avrupalıları sözleşme, diyalog ve dengeden oluşan yeni bir sonsuz çağa dair çiçek açan rüyalarından kopardı. Rus birliklerinin Ukrayna'ya girmesinden bu yana geçen aylar, aynı zamanda yanıltıcı bir dünya görüşünün derin uykusundan uyanma aylarıydı.‘

Avusturyalı Profesör, ‘Bu, devletlerin barış içinde bir arada yaşama inancını ve ekonomik bütünleşmeye ek olarak, Avrupa'nın ulusötesi bir geleceğe sahip olmak için yalnızca "barış projesi" etiketine ihtiyaç duyduğu umudunu içeriyordu. Bu, küreselleşmiş bir dünyada ekonomik karşılıklı bağımlılığın devletler arasında büyük savaşları olası kılmadığı varsayımını içeriyordu.  Bunları söylemesi çok kolay. Ama yarım yıllık savaştan sonra daha iyi biliyoruz.‘

Bu düşüncelere katılır mısınız bilemem… Ama savaştan en fazla etkilenen ülke Almanya‘nın bu rüyadan uyandığı bir gerçek. Almanya'da tüketilen enerjinin nereden geldiği ve nasıl üretildiği sorusu uzun bir süredir neredeyse hiç kimsenin umurunda değildi. Ukrayna'daki savaşının sonuçlarının Almanları günlük yaşamda ne ölçüde etkileyeceği, yavaş yavaş genel bilince nüfuz ediyor. Bu sadece gıda ve doğal gaz fiyatlarındaki neredeyse eşi görülmemiş artış değil, aynı zamanda müreffeh Almanya'da daha önce bilinmeyen geleceğe ilişkin temel bir belirsizlik…

Almanya’nın önde gelen günlük gazetelerinden Süddeutsche Zeitung gazetesinde deneyimli gazeteci meslektaşım Nicolaus Piper,  ‘Gerçekliğe Hoşgeldin‘ başlıklı makalesinde‚ ‘Şansölye Olaf Scholz, savaşın başlamasından üç gün sonra Federal Meclis'te yaptığı konuşmada, bir "dönüm noktası" olarak doğru terimi seçti. Bu dönüm noktası sadece dış ve savunma politikasını değil, Alman ekonomisini ve Alman refah devletini de etkiliyor‘ diyor…

Meslektaşıma göre, Alman ekonomisinin ihracat dünya şampiyonu olarak kendi imajıyla ilgilidir. Aslında Almanya'nın hammadde açısından fakir bir ülke olarak refahı, arabalarının ve makinelerinin tüm dünyada talep görmesine ve yüksek fiyatla satılmasına bağlıdır.  Alman ekonomik mucizesi bu modele dayanıyordu ve bu model sayesinde Almanya dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline geldi. Ancak, bu önemli ölçüde değişti. Meslektaşıma hak vermemek elde değil.

Şimdi Rusya, periyodik bakım gerekçesiyle ay sonunda doğal gaz tedarikini üç gün durduracak. Zaten Temmuz sonunda akışı yüzde 20’ye indirdiği gaz vanasını tekrar açar mı… 2021'in Ocak-Temmuz döneminde günlük ortalama 400 milyon metreküp gaz akarken, bu miktar şimdi 80 milyonun da altına indi… Fark devasa… Doğalgaz fiyatı da sürekli yükseliyor. İsmini hatırlayamadığım bir gazeteci bir süre önce şaka yollu şöyle bir benzetme yapıyordu… ‘Şu anda büyük bir deney yapılıyor. Konular biziz; laboratuvarda olup bitenleri takip eden beyaz önlüklü adam da Vladimir Putin‘

Uzun zamandan beri ilk kez, Ukrayna'daki savaş Almanya‘yı enerji kıtlığı ve buna bağlı olarak yüksek fiyatlar ile karşı karşıya bıraktı.  Alman toplumu sıcak bir sonbahar ve sert bir kışla karşı karşıya… Gaz fiyatı her geçen gün artıyor… 6 Ocak’ta Kilowatt/saati 23,8 Cent olan toptan elektrik fiyatı da dün itibariyle 48,8 Cent’e yükseldi. Bunlar şimdilik faturalara henüz yansımadı. Kasım/Aralık’ta yansıyacak. Toplum buna ne kadar çabuk uyum sağlayabilir… Bu biraz zor olacak galiba… Alman Maliye Bakanı, dolar karşısında zayıflayan avronun, artan gaz ve petrol ithalat fiyatlarıyla birleşerek refah kaybına yol açtığını söylüyor. ‘Toplum olarak hepimiz daha az refaha sahip olacağız‘ diyor…  Bugünlerde Almanya gerçeği bu...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Çelikbudak Arşivi