Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

Deprem!

Yağmur altında yürümeyi, cama vuran damlacıkları izlemeyi, hayaller kurmayı ve içimizden seslendirdiğimiz ayıpmış gibi sevdiğimize söyleyemediğimiz keşkeleri severiz. Şimşekten, gök gürültüsünden, fırtınadan, sert esen rüzgârdan ise korkarız.
Bir kısmımız geceyi severiz. Gün içinde diğerlerinin soğukta, sıcakta çalıştıkları anda uyumayı marifet biliriz. Gecenin gizeminde türlü uğraşlara gireriz. Böyle olunca da doğanın muhteşem uyanışını göremeyiz. Ancak karanlıktan da korkarız.
İğne olmaktan korkarız, AŞI olmayıp herkesi tehlikeye atarız. Allah’ın verdiği bedeni beğenmez, Cerrahın estetik için yaptığı iğneye koşarız.  
İnananlar olarak Cehennem’ den korkar, günah işlemekten geri kalmayız. Deprem, korkusu ise ancak başımıza geldiğinde hatırlarız.
İstanbul’da, 4-5 yaşlarımda idim hatırlıyorum, rahmetli Hafız annem birden kardeşimle beni iki koltuğunun altına alır oturduğumuz bahçeli evin kapı eşiğinde dakikalarca dururdu. Sebebini yıllar sonra anlatınca öğrendim. Deprem oluyormuş. O yıllarda aslında olan “artçılar” imiş. Sürekli tekrarlardı. Annem her seferinde korkardı.
Severken veya sevildiğinizi sanarak ayrılığı yaşadığımızda da bedensel deprem yaşarız. Tarumar oluruz. Yemekten, uykudan men oluruz. Vücudumuzda yaralar çıkar. Zayıflarız! Bir başkasına bulup sığınınca da nazlanır, cilveler yapar içimizdeki deprem korkusunu giderme telaşına gireriz.  
Peki, beklenen büyük İstanbul Deprem korkusunu kime nazlanarak, kur yaparak gidereceğiz.   
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “siz proje misiniz?” soranlara,  “sizin projeden ne anladığınızı bilemem. Bizim projemizin adı “İNSAN”! İnsanların Deprem korkusuyla yaşamasını istemiyoruz. Tedbirler için yoğun çalışmalara başladık.” şeklinde çok güzel bir cevap vermiştir.
Çok olmadı hatırlayalım,  19 Haziran 2021 günü saat 15.05 sıralarında İstanbul’un Kartal ilçesinde denizden beklenen ancak karada oluşan 3.9 büyüklüğündeki deprem yüreğimizi ağzımıza getirdi. KORKTUK!
Demek oluyor ki biz henüz Deprem’e hazır değiliz. Sağlam olmayan yapılar üzerinden kumar oynuyoruz. Sağlamdır raporu almak için türlü dalavere çeviriyoruz, hayatları tehlikeye atıyoruz. Mal, mülk, servetin hiç öneminin olmadığını unutuyoruz.
Bedenimiz bize emanettir. Emanete hıyanet ise affedilemez!
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı ve Deprem ve Tsunami Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, " 3.9 büyüklüğündeki normal bir deprem. Buna rağmen bu kadar tedirgin etmesi, bu kadar insanları korkutmasının nedeni İstanbul'da olması"  ifadesini kullanıyor biz ise Kanal yapılsın mı yapılmasın mı diye tartışıyoruz.  
İstanbul Teknik Üniversitesinde görevli İnşaat mühendisi Deprem Analiz Uzmanı Prof. Dr. Alper İlki ile sohbetimizde, TBDY göre özellikle İstanbul’da binalardaki beton sınıfının C 25 olması gerektiğini belirtti. Hatta beton sınıfı C 20’leri gördüklerinde ise mutlu olduklarına değindi. İstanbul ve çevresinde maalesef C 6-C 7 beton sınıflarına sahip binaların olduğunu duyduğumda ise tüylerim ürperdi.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Şehir Plancısı Mehmet Murat Çalık ise Gürpınar bölgesinde bulunan bazı binalarda C 6, hatta C 5 beton kullanıldığını defalarca ve her platformda üzülerek ifade ettiğine şahit oldum.
Deprem olmadan dahi yıkılabilecek yüzlerce binanın olduğunu bilerek acaba ilgili bakanlık ne zaman ciddi adımlar atacak. Duyarlı insanların olduğu gibi benim de en önemli konumuz bu olmalıdır diye düşünüyorum.
Hükümetten çareler beklerken, biz vatandaşlarında yapması gerekenler var. Özellikle kat malikleri , bina sahipleri hiç vakit geçirmeden üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.  
Öncelikle sağlam olduğuna inandığınız bir yapının kolonlarda çirozların görünmemesi gerekir. Eğer çirozlar görünüyorsa, ilgililere haber vermelisiniz.
Kat aralarındaki plaka kalınlıkları önemlidir. Şüpheleriniz varda, Yetkili kurumlara müracaat ederek ölçümleri yaptırıp, binanıza uygunluğu ölçtürmelisiniz.    
Binasından tedirgin olanlar,  “özel sismik tehlike analizi” mutlaka yaptırmalıdır.
Bunun anlamı; Deprem yüklerinin yapı üzerinde oluşturabileceği olası etkileri araştırabilmek için TBDY 2019 ile uyumlu olacak şekilde sahaya özel olasılıksal sismik tehlike analizi yaptırmaktır.   
Sismik tehlike analizi yapılırken güncel deprem kaynakları ve ülkemiz için geçerliliği bilimsel çalışmalarla gösterilmiş azalım ilişkileri kullanılır.
Bu çalışma ile 72,475,2475 yıl dönüş periyodu olan depremler için elastik ivme spektrumları elde edilir. Elde edilen ivme spektrumları ile uyumlu 11 adet deprem kaydı seçilir ve ölçümlendirilir.
Tedbirler artırılmazsa, vatandaş duyarsız kalırsa ne olur?
-Hiçbir şey olmaz!
Ne zaman mı olur?
-Uykuda –uyanık, çıplak- giyinik, gece -  gündüz, işte - evde orasını ancak Allah bilir.
Nereye mi gideriz?
Kul hakkına girmişsek. Adres belli.
Kendinin bazı özelliklerini Allah dostu Şems-i Tebrizi ‘ye benzetenler, yaptıklarını, yaşantısını dikkat almazlar. Sebebi yaşam tarzlarıdır. Bu tarafı işlerine gelmez. Onlar için belki de Mevlana ve Allah dostu Tebriz’i şunu söylemiştir.
“Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin ana her şey yeniden can bulur”
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi