Avrupa gündemini yakından takip edenler bilir. Avrupa'da uzunca bir süredir sanki ‘savaş hayaleti‘ dolaşıyor/dolaştırılıyor. İsveç, Norveç, Almanya ve özellikle de Birleşik Krallık‘tan yapılan açıklamalarda ‘büyük hesaplaşma’nın yakınlaştığı söyleniyor. Halkın geniş çaplı bir savaşa hazır olmaları yönünde zihnen hazırlanmaları tavsiye ediliyor. Tabii ki bir savaş takvimi yok. İnanmak veya inanmamak size kalmış ama Rusya’nın Ukrayna’nın işini bitirdikten sonra Baltık’a saldıracağı bir senaryo olarak sunuluyor. Siz ne düşünüyorsunuz ama ben şahsen böyle bir olasılığa ihtimal vermiyorum/vermek istemiyorum.
* * * *
İsveç'ten başlayalım. Yer aldığı son savaş 1814’te olan İsveç’te Sivil Savunma Bakanı 7 Ocak Pazar günü yıllık güvenlik konferansında ‘Savaş çıkabilir‘ dedi. Halk şok oldu. Ardından İsveç silahlı kuvvetler başkomutanı halkın zihinsel olarak savaşa hazırlanmasını istedi. Halk mekanik kollu radyolara hücum etti. Bu tip radyolar kısa sürede tükendi. Endişeli insanların aramasıyla yardım hatları kilitlendi. Gazeteler, evde yardım almadan günlerce nasıl hayatta kalınacağını anlatan yazılar yayınlamaya başladı.
* * * *
Baltık’ta da savaş sonrasının en kapsamlı NATO tatbikatı başladı. Adı Steadfast Defender 2024. 31 NATO üyesi ve aday ülke İsveç'ten yaklaşık 90 bin asker katılıyor. Mayıs sonuna kadar sürecek. NATO'nun Soğuk Savaş döneminde son büyük tatbikatı, 1988'de 125 bin askerin katılımıyla "REFORGER" olmuştu. Şimdi ağırlıklı olarak Almanya, Polonya ve Baltık ülkelerinde yapılan tatbikatta Rusya ile muhtemel savaş senaryoları çalışılıyor. Estonya-Letonya-Litvanya bir savunma kümesi kuruluyor. Baltık savunma hattı inşa edilecek.
* * * *
İngiltere’ye geçelim. Birleşik Krallık Genelkurmay Başkanı Rusya ile olası bir savaş durumunda sivillerin eğitilmesi ve silahlandırılması çağrısında bulundu. Londra'da düzenlenen bir konferansta İngiliz ordusunun büyüklüğünün neredeyse iki katına çıkarılması çağrısında bulundu. The Independent gazetesinin haberine göre de Genelkurmay Başkanı olası bir savaşta faaliyete geçirilmek üzere bir 'vatandaş ordusu' kurulmasını savunuyor. Şöyle diyor; "Savaşı düzenli ordular yapar ama vatandaş orduları kazanır."
* * * *
Norveç’e geçelim. Barents Denizi'ndeki 197 kilometrelik sınır boyunca Norveç’in olası bir Rus işgaline karşı savunması da şu anki büyük tatbikatın bir parçası. Norveçli komutan 23 Ocak Salı günü Dagbladet gazetesine verdiği demeçte, ‘Zamanımız azalıyor. Artık belki bir, iki, belki üç yıl sürecek bir fırsat penceresi var ve bu süre zarfında yatırım yapmamız gerekiyor. Dışardan yardım almadan üç gün hayatta kalabilmeliyiz‘ diyor. 5,5 milyon nüfuslu Norveç kara kuvvetlerinde 7.800 asker olduğu, 110 piyade savaş aracı ve yalnızca 36 Leopard 2A4NO ana muharebe tankı olduğu söyleniyor.
* * * *
Geçelim Almanya’ya. Savunma Bakanı Alman halkını olası bir savaşa hazırlık için ikna etmeye çalışıyor. Ülkenin ‘Savaşa hazır hale gelmesini‘ talep ediyor. Bakan ‘Avrupa’da savaş fikrine alışmalıyız‘ diyor. Bild gazetesinde bir süre önce yayınlanan belgeler, Berlin'in Batı Avrupa'ya, özellikle de Baltık ülkelerine yönelik büyük bir Rus saldırısı için acil durum planları hazırladığını gösteriyordu. Ne kadar gerçekçi bilemiyoruz ama ‘Uygulama senaryosu‘ olarak adlandırılan plan, Rusya'nın bu yıl Estonya, Letonya ve Litvanya'ya karşı hibrit bir savaş kampanyası başlatacağını varsayıyor.
* * * *
NATO'nun en yüksek Askeri Otoritesi olan Askeri Komite, 17 ve 18 Ocak günleri Brüksel'de yani ana karargahta bir araya geldi. Toplantıya başkanlık eden Askeri Komite Başkanı Hollandalı Amiral Rob Bauer'in ‘Barış artık kesin değil ve bu nedenle önümüzdeki yirmi yılda Rusya ile tam ölçekli bir savaşa hazırlanmamız gerekiyor. Kamu ve özel aktörlerin, her şeyin planlanabilir, öngörülebilir, kontrol edilebilir olduğu bir çağdan, her şeyin her an olabileceği bir çağa zihniyetlerini değiştirmelerine ihtiyacımız var. Beklenmeyeni beklememiz gereken bir çağdayız' dediği söyleniyor.

* * * *
Herkes Alman yazar Erich Maria Remarque’ın 1928’de yazdığı ‚‘Batı Cephesi‘nde yeni bir şey yok‘ adlı eserini duymuştur/bilir. Ya okumuştur ya da filmini izlemiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Batı Cephesi'nde savaşan bir Alman askerinin hikayesini konu ediyor. Savaşın ilk günlerinde coşkuyla siperlerde yer alan Paul ve silah arkadaşları, savaş devam ettikçe kendilerini korku ve büyük bir çaresizliğin içinde bulur. Şimdi bir asırdan fazla bir süre sonra büyük savaş korkusunun anlatıldığı sayısız açıklama var. Bazı uzmanlara veya gazetecilere bakarsanız Üçüncü Savaş başladı bile. Şöyle söyleyelim, Batı Cephesi’nde yeni bir şeyler var ama ne?