Bir avuç toprak için

Bir avuç toprak için
1992 yılında yeniden vilayet olan Ardahan ve Iğdır illerinin Kars'dan ayrılıp, il olmalarına vesile olan nedenlerden birisi de Ermenistan'ın Azeri topraklarına girip işgal etmesidir. Ermenilerin Karabağ katliamını gerçekleştirmeleri ile Nahçıvan'ı Azeri topraklarından koparması ardından bölgeye askeri yığınak yapmak için Ardahan ve Iğdır'ın Vilayet olma istemlerini de dikkate alan zamanın koalisyon hükümeti Kars'dan ayırdıkları bu iki kenti il yaparlarken askeri tugayları da sınırlara yığma imkanı bulmuşlar

1992 yılında yeniden vilayet olan Ardahan ve Iğdır illerinin Kars'dan ayrılıp, il olmalarına vesile olan nedenlerden birisi de Ermenistan'ın Azeri topraklarına girip işgal etmesidir. Ermenilerin Karabağ katliamını gerçekleştirmeleri ile Nahçıvan'ı Azeri topraklarından koparması ardından bölgeye askeri yığınak yapmak için Ardahan ve Iğdır'ın Vilayet olma istemlerini de dikkate alan zamanın koalisyon hükümeti Kars'dan ayırdıkları bu iki kenti il yaparlarken askeri tugayları da sınırlara yığma imkanı bulmuşlardır.
Çünkü dünya ülkeleri arasındaki kurallara göre sınır kentlerine asker yığmak, Tugay kurmak için o bölgelerin Vilayet ya da eyalet olması gerekiyor.
Zamanın hükümetide zaten iki kentin istemi olan Vilayetlik unvanını Tugaylarla birlikte imzalamıştı.
Buradaki Amaç Ardahan, Kars ve Iğdır'a sınırları bulunan Ermenistan'a Tugaylarla gözdağı vermekti. Ve öyle de oldu.. Ermenistan bu nedenle Azeri topraklarının işgalini dar tutmak zorunda kaldı.
Bu gün güvenli bölge adı altında girdiğimiz Suriye topraklarına ve Ermenilerin işgal ettiği Azeri topraklarına havadan     bakınca insan oğlunun bir avuç toprak için neler yaptığını da düşünmedim değil.
Allah'ın yarattığı insanın yaşamı boyunca bir avuç toprak için etmediğini bırakmadığını da düşünürken o toprağın er ya da geç altına girdiği mezarda üstüne atıldığını da düşünmez bile..
Ailemizin büyüğü amcamın vefatı üzerine önce Ankara'dan Kars'a oradan dönüşte tekrar Ankara'ya uçarken, Ardahan'lıların istediği Iğdır'lıların aldığı Havaalanından kalkan uçaktan aşağı bakarken insan oğlunun yaşamı boyunca kan ve gözyaşına bulandırdığı toprağın, yani dünyanın ne kadar küçük ve değersiz olduğunu da anlıyordum.
Zira aynı insan oğlunun betona çevirdiği toprakta diktiği binalara yaptığı Fransız balkonlardan aşağı baktığı gibi ben de Ardahan'lıların çok istediği Ardahan Havaalanından değil, Kars Hava alanında uçağın penceresinden aşağı bakıyordum.. Uçak yükseldikçe daha da küçülen toprakların ne kadar değersiz olduğunu bir kez daha görüyordum. Çünkü bir parça toprak için insan olarak etmediğimizi bırakmadığımız dünyanın çok küçük ve değersiz olduğunu her saniye yükselen uçaktan aşağı         bakarken daha iyi anlıyordum...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.